Ünlü Fransa kralı 16’ncı Louis’nin kardeşi Charles’a ait 4 kırık ve eski sandalye, açık artırmada 1 milyon İngiliz pounduna satıldı. Sandalyelerin Fransız İhtilali’nde ele geçirildiği belirtildi.1 milyon İngiliz pounda satılan antika sandalyeler, 1778 yılında Fransa Kralı 16’ncı Louis’in küçük kardeşi 10’uncu Charles için yapılmıştı. 16’ncı Louis, 1775-1792 yılları arasında Fransa’ya krallık yaptı ve ünlü kraliçe Marie Antoinette'nin kocasıydı. Fransa'da ihtilal patlak verdikten 4 yıl sonra 16'ncı Louis, 21 Ocak 1793 tarihinde giyotinle idam edildi. Servet değerindeki bu dört sandalye ise ihtilal sırasında sarayları istila eden halk tarafından ele geçirildi. Defne dalları oymaları bulunan sandalyeler, mobilya ustası Georges Jacobs ve heykeltıraş Jean-Baptiste Rode tarafından 1778'te yapıldı.

DENİZİN YOLCULUĞU CAM BATIK’TA

Yakın zamanda meydana gelen patlamayla gündeme gelen Beyrut Limanı'ndan MS 11. yüzyılda yola çıktığı tahmin edilen ve Türkiye'nin güneybatısındaki Marmaris Serçe Limanı'nda 33 metre derinliğe gömülen gemi ile içerisindeki eserler, restorasyonu tamamlanan Bodrum Kalesi'ndeki müzenin yeni salonunda sergileniyor. Sergilenen eserler arasında gemi ile cam eserlerin yanı sıra altın İslami ve bakır Bizans sikkeleri, Bizans ve İslami düzende terazi ve ağırlıkları, kurşun mühürler, mızraklar, Bizans, Bulgar, Suriye ve Sicilya mutaf kap kacağı gibi yüzlerce farklı eser yer alıyor. Geminin tarihsel ve arkeolojik önemini de yansıtan eserler, yerli ve yabancı tatilciler tarafından ilgiyle inceleniyor. Müzede sergilenen batığın, İslam cam eserleri koleksiyonunu taşıyan önemli büyük bir batık. Arkeolojik araştırmalar sonucunda su altında batığı bulunan geminin Beyrut Limanı'ndan yola çıkıp düşündüklerini anlatan Ekmekçi, "Maalesef varacağı noktaya gelemeden 1026 yıllarında Serçe Limanı girişinde batmış. 1977-1979 yılları arasında arkeolojik kazısı yapıldı. O günden beri de batık ve batıktan çıkan eserler Bodrum Kalesi Sualtı Arkeoloji Müzesi'nde sergileniyor. Kaledeki restorasyon çalışmasının tamamlanmasıyla batığın yeni sergileme salonunda ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. Serçe Limanı Cam Batığı'nın, Beyrut ve Şam'dan Avrupa'ya uzanan deniz ticaretinin izlerini taşıyor. İslam dünyası ile Hristiyan dünyası arasındaki bu ticaret bağı daha önce bilinmiyordu. Bu batıkla birlikte cam konusundaki ticaret de ortaya çıkmış oldu. Fakat doğudan batıya olan ticaret, bundan çok daha öncesinden, yüzyıllar öncesinden de bildiğimiz deniz yoluyla yapılan bir ticaret ağı vardı. Beyrut Limanı antik dönemde oldukça önemli bir liman ve ticaret merkeziydi. Orta Doğu'dan ve doğudan birçok malzemenin yüklendiği ve batıya yollandığı çok aktif bir liman olduğunu arkeolojik çalışmalar sonucunda biliyoruz. Eminim günümüzde de oldukça önemli bir limandı ancak maalesef bu talihsiz olay çok ciddi sorunlar çıkardı. Bütün Lübnanlı ve Beyrutlu vatandaşlara geçmiş olsun diyorum." dedi.

SİNEMATOGRAFİK LOKASYONLAR

Bazen bir film izlemek bizi bulunduğumuz mekandan filmin çekildiği yere ışınlar, bazense bir yeri ziyaret ettiğimizde o filmin içinde yaşamış gibi oluruz. Sinema tarihinden, çekildiği bölgeler ya da şehirlerle de öne çıkan 3 kült filmi hatırlamanın ve unutulmaz filmler diyarına seyahat etmenin önünde hiçbir engel yok. Sizler için sinematografik lokasyonları derledim. Film kahramanlarının peşine takılıp kameranın gezdiği coğrafyalarda kaybolma hayalleri kurmaya ne dersiniz.

Çölde Çay - Tanca / Fas

Bernardo Bertolucci'nin orijinal adı The Sheltering Sky olan bu unutulmaz filmi, tam da gezginlerin ruhunu okşayan bir diyalogla açılıyor. John Malkovich ve Debra Winger'ın canlandırdığı başkahramanlar Fas'ın Tanca limanına inerek yol arkadaşlarına belki de eve hiç geri dönmeyecek seyyahlar olduklarını söylüyorlar. Fas'ın egzotik sokaklarından Sahra Çölü'nün kızıl kumlarına, Cezayir ve Nijer sınırına kadar uzanan birçok farklı lokasyonda çekilmiş olan Çölde Çay'ın mekanlarını deneyimlemek isterseniz, özellikle kahramanların Tanca'da kaldıkları tarihi El Minzah Oteli'ni mutlaka ziyaret etmelisiniz.

Indiana Jones (Son Macera) - Petra / Ürdün

Dünyanın en gizemli antik kentlerinden biri olan Ürdün'deki Petra Antik Şehri'ni tüm dünya neredeyse Harrison Ford ve Sean Connery'nin başrolünde oynadıkları Indiana Jones filmiyle tanıdı. Senaryo gereği kayıp kutsal kasenin peşine düşen karakterlerin filmin sonunda bir kanyona gizlenmiş olan Petra harabelerine gelmeleri tesadüf olmasa gerek. Kayalıkların içine kazılmış, pembe, turuncu ve kırmızı taşlardan yontulmuş tapınaklarıyla Petra, gerçekten de hazinelerin saklandığı gizli bir bölge gibi. Petra, hem filmin hem de bölgede geçmişte hüküm sürmüş Nebati Krallığı'nın izlerini sürmek isteyen seyahat severlerin gözdesi.

In Bruges - Brugge / Belçika

Brugge, Belçika’nın kuzeyinde yer alan, içinden geçen kanallar nedeniyle Kuzey'in Venedik'i olarak nitelendirilen bir masal kenti. Başkente trenle bir saat mesafedeki Ortaçağ şehri Brugge, özellikle In Bruges filminden sonra ziyaretçi akınına uğradı. Usta İngiliz oyuncular Colin Farrell ve Ralph Fiennes'in rol aldığı film, özellikle şehir meydanında yer alan Belfort kulesinde çekilen unutulmaz sahnesiyle sinemaseverlerin akıllarında yer etti. Bir gün Brugge'ü ziyaret ederseniz siz de oyuncular gibi 83 metrelik bu çan kulesine tırmanıp şehrin dantel gibi işlenmiş mimarisini tepeden seyretmelisiniz.

GÜNÜN SÖZÜ

DÜŞÜNMEK RUHUN KENDİSİYLE KONUŞMASIDIR.

FARABİ