BİR SONRAKİ PANDEMİYE HAZIR MIYIZ?

Ekin GÜN 05 Nis 2022

Ekin GÜN
Tüm Yazıları
"İkinci pandeminin yaşanabileceğini söyleyen uzmanlar" da sarı hummanın Asya'ya ulaştığını, Afrika'da da dang hummasının arttığını ve tüm bunların "21. yüzyılın olayları" olduğunu söylüyor."

Microsoft’un kurucusu Bill Gates’in Mayıs ayında çıkacak olan “Bir sonraki pandemi nasıl önlenir?” adlı kitabından bahsetmeyeceğim.

Fakat Dünya Sağlık Örgütü’nün birkaç gün önce yapmış olduğu açıklamadan yola çıkarak Gates’in “çözüm önerilerine” sanırım hepimizin ihtiyacı olacak.

Çünkü DSÖ’nün Küresel Bulaşıcı Hastalıklar Hazırlık Ekibi, sinek ve kene gibi canlılardan bulaşacak yeni bir hastalığın küresel bir salgın halini alabileceği uyarısında bulundu.

Zika, Deng Humması, sarıhumma gibi arbovirüslerin hızla yayılabileceğini belirten uzmanlar hastalıkların etkileneceği bölgelerde 4 milyara yakın insanın yaşadığının altını özellikle çizdiler.

Tüm bu açıklamaları “sıradan biri” yapmış olsaydı “komplo teorisyeni” olarak suçlanmaktan geri durmayacaktı.

Elde okuyabileceğimiz herhangi bir veri olmadan bu açıklamayı yapan Dünya Sağlık Örgütü yetkilileri olunca kimse bu haberin üzerinde bile durmadı.

Öyle ya, Türk medyası çoktan fikri takip gazeteciliğine elveda demişti ama “Google gazeteciliği” gibi “basit bir araştırma yöntemini” bıraktığını düşünmüyordum.

Zira saniyeler süren bir internet taramasında 2019 yılında çıkan bir habere rastlamak mümkün.

Bundan yaklaşık üç yıl önce ABD Temsilciler Meclisi üyeleri Pentagon’dan hastalık taşıyan keneleri “silah haline getirmek” için deneyler yapıp yapmadığını ve bu tür böceklerin laboratuvar dışına bırakılıp bırakılmadığını açıklamasını istemişti.

Bu yasa tasarısı Temsilciler Meclisi’nden geçti. ABD Savunma Bakanlığı’nın 25 yıllık süre zarfında küçük örümcekleri de içeren biyolojik savaş testleri yapıp yapmadığı genel müfettişlerce araştırılacaktı.

Araştırmanın sonunda neler çıktı bilemiyoruz ama 15 Mart’ta Ukrayna’da bulunan biyolojik laboratuvarları köşemde yazmıştım.

Rusya’dan Radyasyon, Kimyasal ve Biyolojik Savunma Kuvvetleri Komutanı Igor Kirillov, söz konusu laboratuvarların Lviv, Harkiv ve Poltava kentlerinde bulunduğunu ve bunların imha edildiği bilgisini paylaşmış ve burada “veba, şarbon, bruselloz, difteri, salmonelloz, dizanteri patojenleri izine rastlandığını” ileri sürmüştü.

Beyaz Saray Sözcüsü Psaki bu iddiaları “komplo teorisi” olarak yalanlarken, günün sonunda ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Victoria Nuland, “Ukrayna’da biyolojik araştırma tesisleri var” diyerek acı gerçeği ortaya çıkardı.

Kirillov geçtiğimiz hafta yeni bir açıklama daha yaparak bu 30 biyolojik laboratuvarın Ukrayna’nın 14 yerleşim biriminde Pentagon’un kontrolünde olduğunu iddia ederek çarpıcı ifadelerde bulunmuştu:

“Söz konusu yapılan, mevcut ABD yönetimine yakın Hunter Biden’ın (Joe Biden’ın oğlu) yönetiminde yatırım vakfı Rosemont Seneca tarafından finanse edilmesi dikkati çekiyor. Fonun mali kaynakları 2 milyar 400 milyon dolar değerindedir. Aynı zamanda bu vakfın, Black and Veach ve Metabiota şirketleri dahil Pentagon’un biyolojik laboratuvarları için en büyük ekipman tedarikçileri ile bağlantıları var.”

Ukrayna ve Rusya arasındaki savaşın patlak vermesiyle zirveye ulaşan “kıtlık söylentilerinin” en fazla Afrika ve Asya ülkelerini etkileyeceği ifade ediliyor.

Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanım Ghebreyesus’un, “Afrika nüfusunun yüzde 83’üne henüz tek bir doz aşı bile yapılmadığını” belirten açıklaması da bu anlamda dikkate değer.

“İkinci pandeminin yaşanabileceğini söyleyen uzmanlar” da sarı hummanın Asya’ya ulaştığını, Afrika’da da dang hummasının arttığını ve tüm bunların “21. yüzyılın olayları” olduğunu söylüyor.

Küresel ısınma nedeniyle ortaya çıkan “iklim değişikliğini” de unutmuş değilim. Yapılan birçok araştırmaya göre iklim değişikliğinden en fazla etkilenmesi beklenen canlı gruplarının başında da böcekler geliyor. Ortaya çıkan sıcaklık artışının böceklerin gelişme sürelerinin normalden çok daha kısa sürmesine ve üreme kabiliyetlerinde artışa neden olabileceği de tartışılıyor.

Sancılı iki yılın sonunda ülkeleri finansal bunalıma sürükleyen bu gelişmelerin hepsini salt bir “sağlık kriziyle” açıklamak zor olsa da Bill Gates’in bir ay sonra çıkacak kitabındaki “çözüm önerilerine” hepimizin “ihtiyacı” olacağa benziyor.