​BİR TELAŞ VAR Kİ ANLATAMAM!

Funda ÖZKALYONCU
Tüm Yazıları
Kimse gezmesin, gitmesin, gezmesin ve yemesin, içmesin asla ve tabi ki demiyorum.

Baştan, ilk satır olarak yazmalıyım ki, sakın ama sakın satırlarım yanlış anlaşılmasın.

Kimse gezmesin, gitmesin, gezmesin ve yemesin, içmesin asla ve tabi ki demiyorum.

Sadece zenginler gezer, onlar yer içer, bu dünyanın keyfini onlar sürer de demiyorum.

Ne münasebet, insanca herkesin her şeyi yapmak ve keyfini sürmek hakkı vardır.

Herkes yer, içer ve gezer.

Ama benim demem başka, ortalama ailelerin ben de gezerim, ben de yerim içerim telaşı.

Bir telaş var inanın.

Çılgınca bir koşturma ve telaş var.

Kim bilir, ne kadar zorlanarak, belki de borçlanarak, olmayanı oldurarak bu telaş içine giriyorlar.

Ülkenin ekonomik durumunun farkında mıyız?

Bence; istesek de istemesek de hiç olmadığı kadar farkındayız.

Akşama bir menemen yaparız yeriz, diyebiliyor muyuz, eh menemen yapmak da imkansız hale gelmiş.

Bu akşam kahvaltı yapar peynir, zeytin, bal reçel, domates yeriz deniyor mu? Artık kolay mı, bence en zoru da bu olmuş.

Önümüzü görebiliyor muyuz? Bence hiç kimse önünü göremiyor.

Endişe yok mu?

Aslında bu kış ne yapacağız telaşı yok mu?

Eylülde okullar açılacak, özel okul paraları, devlet okulu ise kayıt paraları, servis paraları, kitap defter paraları, çocuğun cebine harçlık ne koyacağız parası, beslenme çantasına sandviç, meyve koyabilecek miyiz endişeleri. Bilen varsa yazsın ben bilmiyorum.

Bodrum'dayım.

Ben genelde çok az gezerim, yani sokak sevmem, mekan pek sevmem, daha çok ev severim evimde vakit geçirmeyi severim.

Yani evimi severim.

Gezmeyi seveni de anlarım.

Yalıkavak’a gidiyoruz 

Öylesine kalabalık ki, yaya trafiği var.

Herkes, çoluk çocuk kalabalık aileler telaş içinde yürüyorlar.

Telaş içinde dondurma kuyruğunda hangisini seçeceklerine bakıyorlar.

Dondurmanın topu 90 TL. 4 kişilik aile, çocukları ikna edebiliyorsan 1 top almaya, eh 4 top dondurma 360 TL.

Buldukları her köşede selfie çekip Instagram’a koyma telaşı içindeler.

Mekanlar hınca hınç, mekan kapılarında masa boşalsında biz oturalım diye bekleyen kuyruklar var.

Anneler telaşlı.

Babalar telaşlı.

Çocuklar bin beter telaşlı.

3 küçük kız, 12 veya 13 yaşlarında dondurmalarını yalarken, aralarında tartışıyorlar.

Biri diğerine diyor ki, anne babana ne bok yediğini anlatacağım, tehdit ediyor basbayağı 

diğeri diyor ki "aşkımmm , dediğini yapacağım, söyleme", sonra hep beraber story’e, reels atalım diye telaş içinde konuşuyorlar.

Dahasını yazamıyorum.

Kızlardan, telaş içindeki çirkefliklerinden inanın korkuyorum.

Bir mağazanın içine bakıyorum, nasıl alışveriş telaşı var anlatamam.

Kasada kuyrukta bekleyen herkes, kendi sepeti dışında önündekinin, arkasındakinin sepetine bakıyor.

Telaşlı hepsi.

Plajlar, şezlong telaşı, nereye oturacağız telaşı.

Marketler, alışverişler, kasalar, kuyruklar herkes telaşlı.

Karpuz seçme telaşı bile var, herkes eğilmiş, pat pat karpuz seçiyor.

Eskiden telaş sadece hastanede olurdu.

Hemen doktoru bulmak, hemen müdahale edilmek, hemen ilacını almak ve hemen iyileşmek içindi.

Eskiden çocuğun okula başladığında telaşın olurdu, sınıfı nerede, öğretmeni nasıl, kitap defter alacağız, kaplayacağız çocuğu ilk defa sabahtan akşama kadar bırakacaksın telaşı vardı.

Yoksa bile.

Olmasa bile.

Gezmek, yemek, içmek, aman hiçbir şeyden eksik kalmamak telaşı ne kadar anlaşılır bir şey bilemiyorum.

Ben pek anlayamam.

İnsanların şuursuzca telaşını görmekten yoruldum.

Funda'nın aklındakiler…

... Sosyal medya ile hayat çok değişti hepimiz farkındayız.

Bence, ahlakı çok bozdu.

Bence, nefreti kavgayı çoğalttı. 

Bence, birbirini hiç tanımayan insanlar, kavga ederken birbirini linç etti.

Bence, birbirine özenmeyi, kıskançlığı hasetliği çoğalttı.

Birbirini hiç tanımayan insanlar, herkesi gözetlemeye başladı.

Ama faydası olan, işe yaradığı şeyler yok mu, tabi ki var.

Bazen yardım, bazen çığlık, bazen imdat için, sesini duyurmak için çok faydası oluyor. 

15 yaşında küçük bir kız çocuğu, Niğde'de yaşıyor.

Teyzesinin oğlu ile evlendirecekler.

Sosyal medyadan paylaşım yapıyor, "imdat diyor, siz hiç 15 yaşında evlendiniz mi, beni zorla evlendiriyorlar " diyor.

İlçe Jandarma Komutanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü ve Valilik hemen harekete geçiyor 

Kızı koruma altına almak için evinden alıyorlar.

Anne ve babayı ve teyze oğlu nişanlısını göz altına alıyorlar ve savcılığa sevk ediyorlar.

Umarım bir ceza alırlar.

Funda'nın aklındakiler !

... Yavuz Bingöl'e konserine kimse gitmemiş. Hatta sayı veriyorlar ben burada yazmayacağım.

Siyasi görüşüne bağlıyorlar.

Ben gerçek sebebini bilemem.

Ama konu siyasi ve görüş ise, iktidara yakın şarkıcıların haftada 3 gece iş yapması, mekandan mekana koşması gerekmez mi?

Ya da muhalif şarkıcıların hiçbirisinin konseri olamaması gerekmez mi?

Bilemem.

Bilmek de istemem.

Konu şu.

Şarkıcı Funda Arar'a soruyorlar, başlıyor bir şeyler söylemeye, daha üçüncü cümlesinde kocaman bir kahkaha atıyor, alay ediyor yani.

Ne kadar ayıp değil mi?

Aslında.

Şarkı söyleyen ve o akşam konserine kaç kişi gelecek düşüncesi. Ya da merakı olan birinin en kolay empati yapacağı şey bu değil mi?

Kendini yerine koy ve seni dinlemeye kimse gelmemiş.

Çok üzücü. 

Çok acı.

Ben şarkıcı değilim ama.

Siyasi görüşü ne olursa olsun, benim kahkaha atıp, alay edeceğim bir konu asla olamazdı.