BU SEÇİM HER ŞEY Mİ!

Fehmi KETENCİ 06 Haz 2019

Fehmi KETENCİ
Tüm Yazıları
Bu hafta spor ile ilgili yazılacak, heyecan yaratacak pek fazla bir şey yok gibi. Bunu okuyunca hemen "nasıl yok" dediğinizi duyar gibi oluyorum. Bazı şeyler olmadı değil, onların sadece pek heyecan uyandıracak, gündemi meşgul edecek konular olmadığını söylemek istemiştim.

      Haftanın en önemli olaylarından biri; Nihat Özdemir’in tek başkan adayı olarak girdiği Türkiye Futbol Federasyonu/TFF seçimleriydi. Bildiğiniz gibi, son TFF’nin yönetiminde de yer alan, Fenerbahçe eski yöneticilerinden ve son yılların büyük devlet ihalelerinde adını ilk sıralarda sıkça duyduğumuz inşaat şirketlerinden birinin sahibi Nihat Özdemir’in tek aday olarak girdiği seçimde TFF Başkanı seçilmesiydi. Eski yönetimden de bazı isimlerin yer aldığı yeni TFF yönetimi pek de ilgi çekmeyen bir seçim olarak gündemin ön sıralarına geçemedi ve uzun zamandır emanetçi yönetim ile yönetilen futbolumuz yönetimi de asıl sahibine teslim edilmiş oldu.

      İlgi çekmemesi doğaldı çünkü, tek adaylı bir seçimdi ve sonucu belli olan bir seçimin merak uyandırmaması doğaldı. Ben de aynı düşüncedeyim. Bir Fenerbahçeli olarak Nihat Özdemir’in TFF Başkanı olmasından pek de mutlu sayılmam. Tarafsız olması gereken TFF ve oluşturulacak kurullarının pek de tarafsız olabileceğine inanamıyorum ve dağ gibi biriken sorunları çözebileceğine hiç de inanmıyorum. Umarım başarılı olur.

      Seçim pek ses getirmemişti ama Nihat Özdemir Başkanlığı’ndaki TTF’nin önünde bir çok sorunun da ivedi çözümler beklediğini de unutmayalım. En önemlisi ise; bir süredir sürekli gündemde olan ve konuşulan Süper Lig’deki yabancı sayısı sorunuydu. Ancak bu konuda Kulüpler Birliği Vakfı ile henüz bir mutabakat sağlanmış değil. Görünen o ki, bu konu hemen çözüme ulaştırılabilecek kadar kolay bir konu değil.

      Bir diğeri ise; 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası grup elemelerine hazırlık karşılaşmalarında aldığımız iki galibiyet ve hafta sonu yapılacak grup maçlarımız konusuydu.

      Bilindiği gibi, Milli takımımız bir süre önce Şenol Güneş yönetimine teslim edilmiş ve yeni oluşturulan gençler ağırlıklı bir ulusal takım kadrosu kurulmuştu. Şenol Güneş, işini iyi yapan ve konusunda çiddi olan, Dünya Kupası’nda ülkemizi dünya üçüncüsü yaparak çok önemli bir başarıya imzasını atan tek teknik adamımız. Lucescu’dan devraldığı Ulusal takımda başlatılan gençleştirme hareketine devam etti ve yaptığı dört hazırlık karşılaşmasında da başarılı sonuçlar elde etti. Şenol Güneş’e hep inandım ve Ulusal Takım yönetiminde çok da başarılı olacağına inanıyorum. Yeter ki, kimse ayak bağı olmasın, rahat çalışmasına izin verilsin.

      Asıl mücadele şimdi başlıyor. Yıllardır Futbol Ulusal Takımımız’da abone olduğumuz başarısızlıkların bir son bulabilmesi en büyük beklentimiz. Uzun süredir Avrupa ve dünya kupalarında neredeyse yokuz ve sadece seyirci kaldık. Yapılan hazırlık karşılaşmalarında gençleşmiş kadro oldukça umut verdi.  Yunanistan ve Özbekistan hazırlık karşılaşmalarında oynanan oyun oldukça iyiydi. Bu gençler, tecrübeli futbolcularla birlikte iyi iş yapacak gibi. Bakalım neler olacak, bekleyelim görelim.

      Bir başka önemli konu ise; kulüplerimizin üzerindeki UEFA Finansal FairPlay baskısı. Sportoto Süper Ligi, Lefter Küçükandonyadis Sezonu; çekişmeli geçen son haftaları sonrasında, uzun süre lider olan Başakşehir’i, son düzlükte puan farkıyla geride bırakan Galatasaray’ın Şampiyonluğu ile sona erdi.

      Şimdi gözler çok yakında başlayacak olan transferlerde. Takımlarımız, uzun süredir UEFA Finansal Fairplay denetiminde olduğu için bu dönem transfer sezonu oldukça zorlu geçecek gibi. Takımlarımız futbolcu satma kaydıya transfer yapabilme gibi bir kıskaçta. Dört büyük kulübümüz bu konuda oldukça sıkıntılı. UEFA’dan gelecek kararı bekler durumdalar.

      Bakalım yenilenmiş TFF, bu iki önemli sorunun neresinde olacak!