ÇAMUR AT İZİ KALSIN

Aslıhan AKDAĞ TÜRKER
Tüm Yazıları
Geçtiğimiz günlerde Seren Serengil'in sosyal medyada ağır kinayeli istifa paylaşımına denk geldim.

Geçtiğimiz günlerde Seren Serengil’in sosyal medyada ağır kinayeli istifa paylaşımına denk geldim. Malum iki aydır New York’ta Türkiye gündemini çok gazla takip etmiyorum, o yüzden ne oldu, nasıl oldu bilemiyorum. Ama programın yapımcısı ve diğer yorumcular tarafından mobbinge ve psikolojik şiddete uğradığını paylaşmış.

Konservatuarda okuduğum yıllarda bir dönem sahnelere küsmüş, farklı iş arayışları içine girmişken baba mesleği medya sektörüne adım atıp, Bilal Özbilge’nin yanında iki yıl kadar magazin muhabirliği yaptım. Başarılı mıydım bilemem ama çok şey öğrendiğim kesin. Hatta çalıştığımız program bitince Bilal abi kendi şirketini kurup, beni de ara ara yarı zamanlı çekimlere muhabir olarak çağırmıştı. Eee uzun zamandır görmüyor olsam da ekmeğini yediğim adamın, hakkını yiyemem. Evet tersi pistir ama pamuk gibi kalbi vardır. İşini en iyi şekilde yapmadan bitti demez. Sadece iş kolik bir adamda değil, işi dışında hobileri de var. Mesela balık tutmaya bayılır. Mutlu bir ailesi, dünya tatlısı bir karısı var. Yaa bu adam kendini başarılı olmaya adamış, kime neden mobbing yapsın. Hele ki sözlü ve psikolojik şiddet kısmını hiç isminin yanına dahi yaklaştıramıyorum.

Yorumculara gelince Bircan hanımla tanışıklığım yok, ama Arto’yu anlatmaya gerek var mı? Dobra, içi dışı bir, kimseden asla çekinmeyen, dimdik duran bir adam. Hatta bence bu hayatta dost olunabilecek en doğru adamlardan biri Arto. Sonra bir de Seren Serengil’e bakıyorum, ne zaman kiminle çok samimi olsa sonu hep bir hüsran. Hep bir kalbi kırılıyor, hep üzüyorlar. İlişkileri, arkadaşlıkları, ailesi hep bir küslük hiç mutlu sonla biten bir hikayesini hatırlamıyorum.

Ülkemizde çamur at izi kalsın magazinciliği devam ettiği sürece, insanlar da sıkıldıkça birbirini lekelemeye devam edecek. Keşke Seren hanım dışarıdan tarafsız göz olarak kendini birkaç bölüm izlese de esas baskıyı kimin kurduğunu görse.

Seren Serengil, Reha Muhtar fanlığını gözümüze soktuğu günden beri ben kendisinin sağlıklı kararlar verebildiğini düşünmüyorum. Bizim bu ülkede şiddete değil, korkmayan, mutlu ve de sağlıklı büyüyen kız çocuklarına ihtiyacımız var. Dilerim ki Seren hanım da bu süreçte birazcık ego ve hırslarını kenara bırakıp kendi iç sesini dinler ve kendini yeniler…