​ÇANKAYA ÇANKAYA OLALI…

Ekin GÜN 11 Nis 2023

Ekin GÜN
Tüm Yazıları
AK Parti'nin bugüne kadar başarılı olmasında en büyük gücü de buradan geliyor.

Partilerin milletvekili aday listeleri belli oldu. AK Parti listelerinde yüzde 70’lere varan bir yenilik olduğunu söylemek mümkün. AK Parti’nin bugüne kadar başarılı olmasında en büyük gücü de buradan geliyor. Normal şartlarda 21 yılın sonunda yorulmanın getirdiği değişim refleksinde azalmalar olabileceğini ihtimaller dahilinde değerlendirebilirsiniz ama Erdoğan’ın sürekli yenilenmeyi amaçladığı da kesin.

Öte taraftan mevcut bakanların bir kısmının deprem bölgesinde aday olması bölgeye önem verildiğini ve kısa zamanda ayağa kaldırılacağına dair güçlü bir mesaj veriyor. Bu liste aynı zamanda Erdoğan’ın seçimi kazanması durumunda kabinesini de yenileyeceğini bize gösteriyor.

Ki seçmen açısından da Erdoğan’ın kararlarına dair büyük bir güven var. Bu güven halka listenin de Erdoğan eliyle yapıldığını bildiğinden dolayı büyük bir inanç veriyor. Aynı şeyi CHP açısından söylemek mümkün değil. Bunu benim söylemem normal şartlarda abes olurdu ama Uğur Dündar’ı bile çileden çıkaran bir durumla karşı karşıyayız.

Erdoğan’ın partiden deyim yerindeyse kovaladığı isimlerin CHP listesinden aday olması muhalefet medyası başta olmak üzere tabanı da öfkelendirmişe benziyor. Dündar’ın dediği gibi “Fenerbahçe’ye 3 Temmuz FETÖ kumpası sırasında Adalet Bakanı olan Sadullah Ergin’in” Mustafa Kemal’in Çankaya’sından aday gösterilmesinin altında yatan motivasyon nedir?

Aynı vakayı CHP’nin kalesi İzmir’de de söylemek mümkün. “Kemalizm ırkçılıktır” sözleriyle tanınan Yüksel Taşkın İzmir’de birinci sıradan aday gösterildi. AK Parti’nin partiden uzaklaştırdığı isimlerle beraber CHP’nin kodlarına uymayan bazı kişileri milletvekili adayı göstermek Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’yi nasıl dönüştürdüğünü de ortaya koyuyor.

Her ne kadar kendi seçmenine “tıpış tıpış oy vereceksiniz” diyen Kemal Bey’in sözünden çıkmayacak seçmen topluluğunun olduğunu söylemek mümkün. Bu kitle “Erdoğan’ın karşısında tuvalet terliği olsa ona oy veririm” diyenlerle aynı kitle. Sulandırılmış bir Kemalizm’le yoluna devam eden, “her kesime sesleniyoruz” derken samimiyetten uzak ve Cumhuriyetin kuruluş kodlarıyla kavga eden kişileri partisinde baş tacı eden bir zihniyetin esiri olan CHP’yle parti tabanı arasında büyük bir uçurum var artık. Bu şimdi “Erdoğan nefretinden” kaynaklı olarak hissedilmese de uzun vadede CHP’nin erimesine de yol açacaktır.

Aslında Muharrem İnce’nin parlaması da biraz bununla ilişkili. Kutuplaşmanın had safhada yaşandığı bir dönemde tepki oylarının İnce’de birleşmesi, tüm yaşananlara rağmen Kemal Bey’in adaylığından ve partinin duruşundan rahatsız bir kesim olduğunu gösteriyor.

Ayrıca “güçlendirilmiş parlamenter sistem” vaadiyle ortalığa çıkıp masayı oluşturan genel başkanların cumhurbaşkanı yardımcılığına tav olması da bana ilginç geliyor. Güçlendirilmiş bir meclis vaadine seçmeni inandırmak için önce mecliste olmanın önemi makam sevdasından daha ilkeli bir duruş olabilirdi.

Muhalefetin önce bu görüntüyü seçmenine inandırıp ardından ülkeyi yönetebilecek bir direnci sergilemesi için çok az bir vakti var ve işleri de zor.

Koyu Antoloji

Teoman’ı kendime çok benzetiyorum. Hem hayata karşı bakış açımız hem de okuduğumuz bölümleri bırakıp bambaşka bir hedefin peşinden koşmamız müthiş örtüşüyor. Bunu Teoman’ın birkaç yıl önce çıkan Fasa Fiso kitabını da okuyan biri olarak söylüyorum.

Cumartesi günü Bayhan Müzik-Prodüksiyon’un organizasyonuyla Zorlu PSM’de düzenlenen Teoman konserindeydim. Bu konser bildiğimiz Teoman konserlerinden farklı. Zaten Teoman da bu uyarıyı en baştan yaparak “şimdiden geçmiş olsun” dilekleriyle konseri başlattı.

Bu konsere gitmeyi özellikle tercih ettim. Çünkü Teoman’ın Koyu Antoloji albümünde bulunan 26 şarkısının her biri farklı bir yorumlamayla albümün içinde bulunuyor. Bir de çok bilinen şarkılarının yanı sıra gizli kalmış, pek bilinmeyen ama hayatınızdan kesitler bulabileceğiniz birçok parça büyük bir yalınlıkla size sunuluyor.

Bir konserden daha çok bir kişinin trajik, hepimizin başına gelebilecek kadar sıradan ya da çalkantılı hikâyelerini dinlediğiniz bir sahne performansı gibi. Her bir parçada da kendinize ait bir duyguyu bulurken anılarınıza dalıp bambaşka bir serüvene sürüklenmeniz işten bile değil.

Teoman gibi konser salonunu sonuna kadar dolduran klasiklerden çok az kaldı bu ülkede. Artık sanatçı değil, ünlü enflasyonunun yaşandığı bu coğrafyada 2 saatliğine de olsa kendinizi bulabileceğiniz ve o gün uykuya dalmadan önce sizi düşüncelere daldırabilecek pek kimse de yok.

Bu yüzden karmaşık bir ruh halimizden bile güven duyduğumuz harika bir akşamdı.

ekingun@yenibirlik.com