CEP HERKÜLÜ NAİM..

Funda ÖZKALYONCU
Tüm Yazıları
Mesela ben...

Şimdi, durup dururken, Nejat Eczacıbaşı benim babamdı, ya da Vehbi Koç benim babamdı diyebilir miyim?

Dava açabilir miyim?.. Açamam..

DNA testi isteyerek mezarları açılsın isteyebilir miyim? İsteyemem.

Annem deli değil ise, aklından zoru yok ise, bu adam senin babandı kızım diyebilir mi? Diyemez.

Mutlaka anamın bir bildiği vardır, bu doğrudur.

Naim Süleymanoğlu, efsane halterci Cep Herkülü, 1988 yılında Seul Olimpiyatlarına katılıyor, o sırada Japon gazeteci kadın Kyoto ile tanışıyor. 

Naim ve Kyoto, birliktelik yaşıyorlar..

Ne kadar derinlikte ne kadar sure ile bilmiyorum.

Bilsem ne olacak, bunun ne önemi var ki.

Yaşamışlar, beraber olmuşlar ve dünya tatlısı bir kızları dünyaya gelmiş. Sekai Morai.

Anne ve kız Japonya'da yaşamaya devam ediyorlar.

27 yaşında Sekai, baba sevgisinden uzak büyüdüğünü, görüşmelerinin engellendiğini anlatıyor.

2017 yılında Naim Süleymanoğlu vefat ediyor.

Bu arada 3 kızı var, onlarda evlilik dışı dünyaya gelmiş, kızları nüfusuna kayıt ettirmiş.

Şimdi bu kızlar, kız kardeşlerinin miras peşinde olduğunu, mezarın açılmasını içlerine sindiremediklerini söylüyorlarmış.

Öyle şey olur mu, o zaman siz, evet bu kız bizim kız kardeşimiz diye kabul edin babanızın mezarı açılmasın, mirası da paylaşın. 

Ben daima böyle düşünürüm, o kız miras peşinde ise siz neyin peşindesiniz? Aynı paranın ve mirasın öyle değil mi?

Babasız büyümüş bir kız kardeşiniz var, dünyanın öbür ucundan gelmiş, bu adam benim babam diyor..

Üstelik babanızın vasiyeti de varmış.

Adamın yaşadığı ilişki, ömrünün evlat hesabına yazılmış.

Bırakın, kendinizi yormayın, kız kardeşinizi yormayın.

İhtiyar çocuklar olmayın.

Birbirinizin üzerine basarak yürümeyin.

İtilmişliğin acısını çeke çeke büyümüş bu kız.

Hayat ne garip.

Kafada hep tilkiler var.

Bu tilkiler hep aptal kavgaları kovalar.

Nefret bulaşıcıdır, yapmayın..

Babanız Naim'in tuttuğu kader günlüğüne saygı duyunuz.

Ne güzel 4 kız kardeş oldunuz.

Funda'ya takılanlar..

... Sosyal medyaya bakınca ne kadar kötüyüz biz, diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz.

Hakaret, laf sokma, linç etme hali sarmış bedenleri.

İki gün önce Instagram'da Brigitte Macron fotoğrafını paylaştım.

Bikinili, yorgun bir hayli yaşlanmış vücut. Malum genç kocası da var. Aferin bacım özgüven şahane, kime ne diye yazdım. Sayfamda altına yazılan yorumlarin yüzde 99 kadın, bövvv diyenleri mi ararsınız, öğğ diyenleri mi ararsınız.

En çok kadından midesi bulanan kadınlar, en çok beğenmeyen kadınlar.

Gerçeğimiz bu.

İyilik peşinde koşan insanlar yok mu? Var tabi ki.

Neyse ki!

Bir grup arkadaş bir aplikasyon geliştiriyor, adına..."Begoodto.me" diyor.. Bu aplikasyona, yaptığınız ya da şahit olduğunuz iyilikleri yazıyorsunuz.

Bu dalga dalga yayılacak, iyilikler çoğalacak ümidini taşıyorlar.

İnsanın içindeki iyiye inanalım.

Buna mecburuz.

Buna mahkumuz.

Yoksa gitgide halimiz...

... İzmir'de, koskocaman ahlaksız üvey dede, 5 yaşındaki torununa cinsel istismarda bulunuyor. Anne anlatıyor, kızımın durumu çok kötü, herkesten korkuyor, çocuğu anneme emanet etmiştim, koruyamamış diyor.

Allah seni belanı versin.

Erzurum'da, ahlaksız dayı İlhami, 10 yaşındaki yeğenine cinsel istismarda bulunuyor.

Allah senin de belanı versin.

Haftanın her günü böyle akraba cinsel istismar haberleri var.

Ne oldu, kucağında uyuduğunuz nur sakallı dedelerimize, yanaklarını doya doya öptüğümüz dayılarımıza.

Sizin gibi sapıklar yüzünden, kalbimiz ağlaya ağlaya bittik.

Yeter artık.

Sizin gibilerin, topunuzun belasını ve belasını versin.