​CHP VEKİL BAŞINA 15 BİN LİRA ÖDESİN

Alican DEĞER 02 Şub 2017

Alican DEĞER
Tüm Yazıları
CHP bu "iletişim masrafı işini" yönetemedi. Daha açıkçası beceremedi, kıvıramadı, eline yüzüne bulaştırdı.

CHP bu “iletişim masrafı işini” yönetemedi. Daha açıkçası beceremedi, kıvıramadı, eline yüzüne bulaştırdı. 

Hikayeyi biliyorsunuz. Meclis divan üyesi CHP Adana Milletvekili Elif Doğan Türkmen’in 2016’daki haberleşme giderleri, yani mektup ve telefon giderleri tam 1 milyon 200 bin lira tutmuştu. Eski para ile 1 trilyon 200 milyar. 

CHP’liler kısa bir şaşkınlık geçirmiş durumu toparlamaya çalışmıştı. “Önceleri savunsak mı, savunmasak mı?” durumunda kaldılar. Sonrasında, “sadece bizim değil, bütün üyelerin rakamları açıklansın” dediler. Bir ara gereği yapılır çağrıları duyuldu. Ama kimse umursamadı.

Evet. Bence de bütün üyelerin masrafları açıklanmalı. Ama bu CHP’li üyenin yaptığını haklı çıkarmaz ki. Eğer başka partiden milletvekilleri de aynı tür harcama yapmışlarsa onlar da hesap versinler.

CHP seçenek üretmeye çalıştı. Bulduğu çarelerden biri Türkmen’in bu ücreti geri ödemesi oldu. Ancak fatura çok yüksekti ve ödenebilir gibi değildi. Sonra birinin aklına bir fikir geldi. Bu milletvekillerinden toplanabilirdi. Bu teklif CHP’li vekillere WhatsApp grubundan iletildi ancak hiçbir milletvekili buna sıcak bakmadı. Nasıl baksınlar ki, CHP’nin 133 milletvekili var. Bu durumda kişi başına 9 bin lira para vermeleri gerekiyordu.

Neyse bu tartışma tam unutulmaya başlamıştı ki, Elif Hanım’ın Ocak ayı giderleri de açıklandı. Hanımefendi Ocak ayında bu kez sadece bir ay içerisinde tam 800 bin liralık harcama yapmıştı. Şaka gibi değil mi? Şimdilik fatura 2 milyon lirayı buldu.

CHP yönetemedi diyorum çünkü gerçekten toparlayamadı. Yahu 2 milyon lira ile kaç kişiye mektup gönderirsin? Herhalde milyonlarca. Bu kadar mektup ile ne yaptınız? Bu mektupları hazineden zaten para alırken niye bizim cebimizden karşılamak istediniz. Hadi bu kadar mektup yolladınız, bari işe yaradı mı? 

“Sabahın körü” magazini

Sabah magazin programları tel tel dökülüyor. Sebebi belli. Çünkü, konu ne kadar ilginç olursa olsun, iki veya üç kişinin sürekli aynı yerde oturup geyik yapması bir süre sonra sıkıntı veriyor.

Tabii bir de Türkiye’nin özel durumları var. “Nasıl yani?” derseniz.

Türkiye maalesef her an herşeyin olabildiği bir ülke. Bir gün herhangi bir yerde bomba patlayabilir veya şehit haberleri gelebilir. Halkı derinden sarsan bu durumlar doğal olarak bir hüzün havası oluşturur. İşte bu durumda iki üç gazeteci, bir iki eski ünlü şarkıcı-türkücünün bir araya gelerek yapacakları magazin konuşmaları ne kadar yerine oturur.

Yapımcılar çaresiz bir süre idare etmeye çalıştılar. Programlardaki magazin figürleri konuşmaya önce şehitlere rahmet dilerek başladılar. Sonrasında iki dakika teröre lanet bölümü koyuldu. Etti mi size üç dakika. Sonrasında ise 2 saat yine kim neyi giymiş, kim kimle yatmış konuşmaları.

Haliyle bu bir türlü olmadı, olamadı. Televizyon yöneticileri kendilerini Pt dizilerine kaptırdığı için hiç sabah saatlerine bakamadı bile. 

Sarsıcı gelişmeler olmadığı günler ise başka bir sıkıntı vardı. Konu bulunamıyordu. Türkiye magazin ve şöhretler konusunda Amerika değil ki, her gün yeni bir skandal patlasın. Televizyon geyikçileri çaresiz gazetelere saldırdı. Bir anlamda gecenin ayazında kulüplerin kapılarında donarak bekleyen gazetecilerin emeğini sömürdü. Haberi yapanların adı verilmeden, hiçbir manevi destek bile atılmadan.

Bu da yetmedi. Bu kez televizyon programlarına saldırdılar. Reyting yapan program hangisi, al uzunca bir bölüm uzun uzun konuş. Olmadı bir daha ver. Adam kendi kanalında dünyanın parasını harcayarak program yapmış, sen onun emeğini çal. Haydi haber amaçlı olsa anlarım. Ama sen aynı programı neredeyse baştan verip başkasının emeğini ça-la-maz-sın.

Bir süre sonra bu durum da sorunlar oluşturdu. Alıntılanan kanallar ve programcılar tepki gösterdi. Şimdi bunun da önüne geçildi veya geçiliyor.

Geriye elde kala kala, aslında 300 kelime ile hayatını düzenleyenlerin kendi aralarında yaptıkları dedikodular kaldı. Tabii ki hepsi aynı değil. İçlerinde iyileri var. Ama işin doğası kimse hiçbir konuda üst üste bu kadar çok konuşamaz. Ne böylesi bir altyapı var, ne de üzerine bu kadar konuşulacak magazin konusu.

Konu tükenince, konuk da tükendi. Bir iki “daha” ünlü, sonrası vasat ve vasat altı. Şimdi ben bu programlarda önemli düzeltmeler olmasını bekliyorum. Zaten reytingler durumu açığa çıkarıyor. Bu programlardan bazıları  şimdilik yerine koyacak başka bir şey bulunamadığından devam ediyor. Yakında cin fikirli biri başka bir formatla ortaya çıkar. Eğer birazcık başarılı olursa bütün kanallar aynısını yapar.