DİJİTAL MEDYA SİNEMA SALONLARINI KAPATACAK MI?

Micheal KUYUCU 23 Şub 2019

Micheal KUYUCU
Tüm Yazıları

Dijital medya geleneksel medyayı her geçen gün etkilemeye devam ediyor. Son birkaç aydır sinema sektöründe yapımcıların bilet isyanına şahit olduk. Israrla daha fazla kazanmak adına ellerinden gelen her türlü veryansına imza attı sinema yapımcıları. Sonunda bir yasa çıktı ve sinema salonlarına birtakım yaptırımların uygulanması gündeme geldi bu konu yasalaştı. Bu yasaya rağmen film yapımcıları istediklerini alamamış gibi davranmaya devam etti. Bu konuda en somut adımı ise BKM attı ve Yılmaz Erdoğan “Organize İşler: Sazan Sarmalı” adlı filmi vizyona girdikten üç hafta sonra Netflix adlı dijital sinema platformuna verdi. Buna gerekçe olarak da Netflix’in Türk sinemasını dünyaya açtığını söyledi.

Sinema biletleri tarih olur mu?

Bu filmin Netflix’e verilmesi sinema dünyasını karıştırdı çünkü bu bir ilkti. İlk kez bir film gösterimdeyken bir başka platformda gösterime girdi. Sinema dünyasının gündemi bir anda değişti. Bu bence kısa vadede bir sorun teşkil etmez. Netflix’in an itibariyle yaklaşık 65-70 bin abonesi var. Bu çok büyük bir rakam değil. Filmin gişesini taş çatlasa 200-250 bir etkiler ama gelecek adına ciddi bir SOS verebilir sinema sektörüne.

Netflix eğer vizyona girecek olan filmleri önceden davranıp kendi platformuna almak adına girişimlere devam ederse sinema salonları kısa bir sürede yayınlayacak film bulmayabilir. Böyle bir şey yaşandığında bu konu sinema salonlarının kapanmasına ve hatta sinema sektörünün dağıtım ve yayın ağının çökmesine bile neden olabilir. Benzer şeyleri müzik endüstrisinde yaşadık. Artık müzik nerdeyse tamamen dijitalden dinleniyor. CD’ler tarih olmak üzere. Benzer bir durum sinema biletlerinin başına gelebilir mi? Yani sinema biletleri de CD’ler gibi tarih olma yoluna girer mi? Bunun gerçekleşmesine en az on, on beş sene daha var bence.

Bu konunun başrol oyuncusu Netflix ve SİSAY (Sinema Salonu Yatırımcılar Derneği) gibi kuruluşlar olacak. Eğer Netflix, her vizyona girecek filmi kendi platformuna girecek kadar hırslanıp ciddi bir sermaye yatırırsa önemli filmleri kendi platformuna sokabilir. Ama bunun için çok ciddi bir para harcaması lazım. Şu an ki abone sayısı ile bunu yapması imkansız. Yurt dışından ciddi bir sermaye akışına ihtiyacı olacak. Vizyona girecek filmleri kendi platformuna taşıyacak ekonomik girdiyi ortalama dört – beş milyon abone ile karşılayabilir. Bunun için ciddi bir sermaye ve sabır göstermesi lazım. Bir film hem sinemada hem de Netflix’te olabilir mi? Mantıken evet, ama “Organize İşler”den sonra bu kolay kolay olmaz. Buna SİSAY’da sinema sektörü de artık kolay kolay izin vermez. Bu aşamadan sonra Netflix ya filmleri vizyona girmeden önce platformuna alacak (ki bu ciddi bir sermaye ister) ya da bu eyleminden vazgeçecek.  Bu tabii ki gişesi olan filmler için geçerli, Netflix belki ortalama bütçelerle yapılan filmleri de vizyona girmeden önce almaya çalışarak iddiasını sürdürecek.

Dijitale karşı hukuk güncellenmeli

SİSAY’ın ve sinema ile ilgilenen tüm dernek, kurum ve bireylerin bu konuda çok dikkat etmesi lazım. Dijital endüstri çok ciddi biçimde geleneksel olan her şeyi tehdit ediyor.  Yapacakları en ufak hatada sinema endüstrisinin zamanından önce dijitale yenilmesine neden olabilir. Bunun için sinema yapımcıları ile ciddi bir pazarlık ve yayınların televizyon ile dijital haklarına yönelik çok sıkı pazarlıklar yapmaları lazım. Eğer her şeyin adı konursa dijitalin işgalinden daha az zarar görür sinema sektörü. Bunun için sinema yapımcıları vizyona verdikleri filmler ile ilgili çok sağlam ve detaylı anlaşmalar yapması gerekecek. Film ne zaman televizyonda gösterime girebilir? Filme ait görüntüler ne zaman sosyal medya platformlarına girebilir? Film ne zaman Netflix gibi dijital sinema platformlarına kiralanabilir? Bu soruların tüm yanıtlarını içeren sıkı bir anlaşma formatı belirlemeli ve uygulanmalıdır. Bu anlaşma sonucunda her şeyin adı konmalı sonrasında da işine uyan yoluna dilediği gibi devam etmeli. Dijital medyanın hızlı gelişmesi hukukun hantallığı karşısında ağır kalıyor. Bunu paraya çevirmek isteyenler de hızlı davranıp ek gelirler kazanabiliyor.

Netflix’in rolü çok büyük

Bu aşamada Netflix’in de iyi bir strateji geliştirmesi lazım. Dünya devi ama Türkiye’de Puhu TV onlardan daha atak davrandı ve ilk internet dizisini çekti. Netflix bu son “Organize İşler” hadisesine kadar çok hantal davrandı. Bu hantallığa devam eder mi? Bence eder çünkü vizyonda olan filmleri eş zamanlı olarak bünyesine katmak ya da öncesinde bünyesine katmak adına harcaması gereken para çok ciddi bir para. Bu parayı öyle pat diye harcamaz. Yabancı sermaye bu gibi konularda hantal davranır. Zaten ilk özgün Türk dizisini de geç yatırım yaparak bu konudaki hantallığını gösterdi. Bana sorarsanız Netflix sinema salonlarına alternatif bir çizgi çizerse bu alanda belki yavaş ama emin adımlarla başarılı olur. Burada gençlerin vizyona sokamadıkları filmlerden tutun da tanıtım yapamadığı için vizyondan erken kalkan filmleri bünyesine katmaya yönelik bir strateji geliştirmesinde fayda var. Popüler kültüre girerse ağır bir topa girer.

Nasıl olsa bu maçın galibi belli. Dijital er ya da geç geleneksel olan her şeyi bitirecek. Bunun hızını belirleyecek olan ise Netflix’in sermaye yapısı olacak. Ben şahsen sinema salonlarının kasetler gibi, plakları gibi tarih olmasını istemiyorum. Bir dönem sinema salonları ahlaksız filmlere gişe vererek ayakta kalmak zorunda kalmıştı, o dönemler sinema sektörü kötü günler geçiriyordu. İki binli yıllarda sinema sektörü ve beraberinde sinema salonlarında hareketlilik yaşandı ve endüstri büyümeye geçti. Bunun dijital tarafından tehdit edilmesi bir endüstriyi yok edebilir. Filmler gişeden önce dijitale girmeye başlarsa o zaman sinema salonlarını hiçbir şey kurtaramaz.

Dünyanın ilk yapay zekalı kadın sunucusu Çin’den

Teknoloji dünyasındaki gelişmeler tüm hızıyla devam ediyor. Özellikle yapay zeka özelinde yapılan çalışmalar çok ciddi sonuçlar veriyor. Bunun son örneği Çin’in uluslararası haber ajansı Şinhua dünyanın ilk kadın yapay zeka sunucusunu tanıttı ve yapay zekalı erkek sunucunun da yakında tanıtılacağını açıkladı.

Adı Şın Şiaomıng olan ve Şinhua ile 'Sogou' adında bir arama motoru şirketi ortaklığında üretilen yapay zekalı sunucunun konuşma ve mimikleri, Şinhua haber sunucusu Qui Meng baz alınarak hazırlandı.

Gerçekçi görüntüsüyle dikkat çeken Şın, konuşurken göz kırpıyor ve konuşurken aynı anda el kol hareketleri de yapıyor. Yani bir insanın sahip olduğu beden diline sahip. Ajans erkek görünümlü yapay zeka sunucusunun da güncellendiğini ve yakında yapılacak bir programda kullanılmaya başlanacağını açıkladı. Yapay zekalı erkek sunucu ayakta duran ve daha fazla vücut dili kullanan bir görüntüye sahip olacakmış. Bu dünya adına çok ciddi bir gelişme. Yapay zeka adım adım ilerliyor. Belki biz nesil olarak görmeyeceğiz ama bir iki nesil sonra dünyada olup biten her şeyi, aklınıza gelen tüm işleri yapay zekalı insan görünümlü robotlar yapmaya başlayacak. Şimdilik işin bu yönünü kimse düşünmüyor ama insanların gelecekte kendi yarattıkları yapay zekalı insanlarla rekabete gireceğini bilerek çocuklarını buna paralel bir biçimde yetiştirmesi gerekiyor. Çünkü gelecekte insanların rakibi yine insanların ürettiği yapay zekalı insanlar ya da bir başka deyişle robotlar olacak. Şunu da söyleyeyim bu yapay zekalı insanlar bizden yani normal insanlardan daha insan. Neden mi ne kıskanır ne ayak kaydırır ne antin kuntin işlere girer ne dedikodu yapar ne de aklınıza gelen diğer kötü şeyleri yapar. Sadece işini yapar ve susar. Böyle bir çalışan profilini kim istemez?

TRT Spor atağına devam ediyor

TRT’nin pek çok televizyon kanalı var. Başrolde TRT 1 var, TRT Haber, TRT Müzik, TRT Belgesel ve TRT Spor’da iddialı kanallar arasında. Bu kanallar arasında TRT 1 ardı ardına yayınlamaya başladığı dizilerle ciddi bir atağa geçti. TRT Spor ise iddiasını her daim sürdürüyor. Özellikle NTV Spor kanalının kapanmasından doğan boşluğu çok iyi doldurdu ve rekabetçi avantaj kazandı. İddialı programlar yayınlamaya başladı. Bunların sonuncusu yeni basketbol programı NBA Saati olacak. Bu iddialı programı Erbatur Ergenekon sunarken, basketbol yorumcusu Murat Murathanoğlu yorumları ile renk katacak.

Basketbol ve özellikle NBA konusunda ciddi bir boşluk vardı. TRT Spor bu boşluğu çok iyi doldurdu. Kesin basketbol fanları bu programı takip edecek.

Türkiye güzeline lahmacun yedirdi

Yeniliklere ve ilklere açık olduğunu ve farklı işlere imza atan Bedük, son klibi ‘We Dance’ ile ilgili 2017 Türkiye güzeline lahmacun yedirdik klipte daha ne olsun? Her zaman bizde sürpriz var.’ dedi ve Miss Turkey 2017 yarışmasında birinci olan güzel Aslı Sümen, klipte danslarıyla Bedük’e eşlik etti.

Sürpriz düet

Pop müziğin güçlü sesi Bendeniz ve arabesk müziğin başarılı ismi Serkan Kaya, sevenlerine sürpriz düete imza attı. Geçtiğimiz aylarda müzikseverlerle buluşan ‘Best of Bendeniz’ albümünde yer alan ‘Biri Var’ şarkısını birlikte seslendiren ikili, birlikte kamera karşısına geçti.

Sözü ve müziği Bendeniz’e, aranjesi Ceyhun Çelikten’e ait olan şarkıya Fatih Ahmet Kaya yönetmenliğinde Beykoz Kundura Fabrikası’nda klip çekildi. İkilinin performans görüntülerinden oluşan klip, izleyenlere kısa film tadında görsellik sunuyor.

Onur Mete sessizliğini bozdu

Romantik aşk şarkıları ile müzik dünyasının en önemli isimleri arasında yer almayı başaran Onur Mete sessizliğini yeni teklisi ‘Bu Senin Şarkın’ ile bozdu. Sevgililer Günü arifesinde kavuşamayan ve özlem duyan âşıkların duygularına tercüman olmayı hedefleyen Onur Mete sözü ve müziği kendisi ait olan şarkı ile müzik dünyasına başarılı bir dönüş yaptı.