Sohbetimiz başarıyla icra ettiği mesleği mutfak lezzetleriydi ve konuşmasının bir yerinde söylediği şu cümle benim için olayı bambaşka bir tarafa taşımıştı; insanlar “doğu lezzetlerini batı sunumu” ile istiyor…

Kendimi bildim bileli ısrarla savunduğum “melez anlayış” tezime cuk diye oturmuştu Naim Ustanın o cümlesi…

Toplumsal iletişimde ve siyasette bir türlü oturtamadığımız “melez anlayış” halbuki hepimizin zihnini ve yüreğini huzur limanlarına vardıracak tek can simidi…

Her yaştan vatandaşla birlikte mevcut neslin de halâ Müslüm Gürses dinlemesinin sebebi işte bu… Mekanı cennet olsun, rahmetlinin en çok dinlenen şarkılarına baktığımız zaman yine ‘melez anlayış’ ön plana çıkıyor… Pop ve rock besteleri kendine has doğulu arabesk tarzıyla yorumlayan Müslüm Baba tüm ülkenin gönlüne taht kurmuştu…

Özetle tıpkı mutfakta olduğu gibi sanatı, toplumsal iletişimi ve siyaseti de usulüyle “melez anlayış” ile marine etmek gerekiyor…

Bu durum sadece Türkiye değil tüm dünyada geçerli… Batıya gittikçe hep bir Doğu Kültürü hayranlığı görüyoruz… Dünyanın en ünlü mutfakları, en ünlü edebiyatçıları, en ünlü markaların ilhamları hep Doğu kokuludur… Batılıların evlilik tercihi sıralamasına baktığımız zaman da Doğulu ve Uzak Doğulu bireyler, ilk sıralarda yer alıyor…

Hatta Batılı ülkelerin uzun yıllar başarıyla yürüttüğü “doğulu şairlerinin, edebiyatçılarının, düşünürlerinin, ilim ve bilim adamlarının eserlerini sadece kendine saklamak” aklı batının doğuya hakim olmasında oldukça etkili olmuştur… Doğuyu çözüp batı aklıyla sentezlemek… Bu coğrafyanın İdris-i Bitlisi’yi hain ilan etmesine sebep yine batının yürüttüğü politikalardır… Pek çok bilgi gibi Kürt aşiretlerin Bitlisi aracılığıyla Yavuz Sultan Selim’e ilettiği mektupta yazan şu paragrafta batının doğuyu ayrıştırıp nemalanmasında önemli bir yol haritası olmuştur; “Kürtler, ayrı ayrı kabile ve aşiretler tarzında yaşamaktadırlar. Sadece Allah’ı bir bilip Muhammed ümmeti olduğumuzda ittifak halindeyiz. Diğer hususlarda birbirimize uymamız mümkün değildir. Sünnetullah bizde böyle câri olmuştur."

Kürt birlikteliğinin tek noktası Allah ve Hz.Muhammed, o tarihten sonra yerini mezhepsel çatışmalara ve “Kürtler Müslüman değildir” dayatmalarına bıraktı maalesef…

Osmanlı’nın en güçlü Doğu savunma yılları da, İdris-i Bitlisi’nin dönemidir… Doğu genleriyle Batı mantığını sentezleyen Bitlisi, kusursuz bir strateji ve birlikteliğin mimarı olmuştur…

Batılı ülkelerin güçlenme alanları da her zaman Doğu olmuştur… Doğuda yürüttükleri sosyolojik, ekonomik, sistemsel, yönetimsel devşirme politikaları Batılı ülkelerin güçlerine güç katmasına vesile olmuştur…

Tıpkı Türkiye’nin 2023 öncesi içinden geçirilmeye çalışıldığı sıkıntılı süreçlerin çözümü gibi… Şimdi düşünelim; Türkiye, İran-Irak-Suriye ile iş birliği yakalarsa mı etkili huzur ve güvenlik ortamı sağlanır ABD ile yakalarsa mı sağlanır? Elbette ki İran, Irak, Suriye ile… Hele ki “Türkiye ve İran sentezi” bu süreçte mutlaka olmalı…

Buraya kadar her şey tamam AMMA VELAKİN; her Doğu veya Batı genine sahip olan da bu melez anlayış başarısına sahip olmuyor… Bu Allah’ın yüklediği bir yetenek tıpkı liderlik gibi… Nasıl ki her meyvenin melezlemesi yapılamıyorsa veya yapılsa da lezzetli sonuçlar elde edilemiyorsa insanda da durum aynı…

2023’e giderken içte ve dışta bunca sorunla cebelleşirken “soft anlatımlara yüklenen mantık ve zeka ürünü cümlelere” ihtiyacı var toplumun… Ve elbette anlatımları güncellemek gerekiyor… Otuz kırk yıl önce yaşanan sorunları anlatırken 2022 model söylem tarzını yakalamak gerekiyor… Peki 2022 model söylem tarzı neyi barındırıyor; az cümle çok anlam, az konuş çok dinle, gözlerime bak, dayatma inandır, üstünlük taslama mütevazi ol, kandırma samimi ol…

Sonuç olarak “Melez Anlayışa” dönelim dersek siyasetin acilen ihtiyacı var derim… Bilhassa siyasetin yönetici kadrolarının kulağına lezzetli sosyal melezleme tarifleri yapabilecek danışmanlara ihtiyacı var…