DUYGU SÖMÜRÜSÜ

Fehmi KETENCİ 07 Şub 2021

Fehmi KETENCİ
Tüm Yazıları
Zorunlu dedik, çünkü; uzun zamandır pandemi önlemleri kapsamındaki "evde kal" uygulamaları ve özellikle de, 65 yaş üstülere reva görülen sokağa çıkma kısıtlamaları sürecinde iyice dayanılmaz hale gelen bu özensiz televizyon yayınlarını, dizilerini izlemeye hapsedilmiş olmamızdır.

      Televizyonlarımızın olmazsa olmazlarından, haftalık periyotlarda yayınlanan diziler olanca hızıyla televizyon izleyenlerini içine almış durumda. Bir dönemler evde olduğumuz zamanlarda isteyerek izlediğimiz diziler, özelliklerini kaybetmiş durumdalar. Alelacele hazırlanmış, özensiz, mantık hataları, sosyal yaşam tutarsızlıkları, duygu sömürüsü odaklı “arkası haftaya” yerli dizilerin çoğu, çok iyi hazırlanmamış haber programları, sohbetler, zorunlu izlemek durumunda bırakıldığımız programlara dönüştü. Yayınlar amacının dışına taşındı.

      Zorunlu dedik, çünkü; uzun zamandır pandemi önlemleri kapsamındaki “evde kal” uygulamaları ve özellikle de, 65 yaş üstülere reva görülen sokağa çıkma kısıtlamaları sürecinde iyice dayanılmaz hale gelen bu özensiz televizyon yayınlarını, dizilerini izlemeye hapsedilmiş olmamızdır.

      Bunlar artık “arz ve talep” uygulamasını çok ötesine taşınmış ve zorunlu izlemeye mahkum edilmiş olmanın dayanılmaz hafifliğine dönüşmüş durumda. Evde kalmaya mahkum edilmişlerin tek meşgalesine dönüşen bu televizyon yayınlarının dayanılmazlığıdır.

      Özellikle eve tıkılı 65 yaş üstülerin, uyumak dışında kalan zamanlarını doldurabilmek için tercih edebilecekleri tek şey olan televizyon yayınlarını izlemektir. 65 yaş üstülerin çok azının, bu ev hapsi sırasında tercih edebileceklerinin bilgisayarda oyalanmak olmadığını araştırmaların birçoğu net olarak yansıtıyor. Geriye kalan ise, iyice dayanılmaz hale dönüşen televizyon yayınlarını izlemeye mahkum olmak.

      Buradaki seçenekleriniz belli. Yayınlanan, çoğu taraflı yorum ve konukların olduğu siyasal içerikli sohbetler, haber programlarıdır. Siyasi düşünceleri taşıyanlar açısından bölünmüş bir toplumun tercihinde bu tür programları ısrarla izleyenlerin oranları oldukça düşük.

      Haber kuşaklarında yayınlanan haberler var. Günün belirli saatlerinde yayınlanan haberlere, ana haber yayın kuşaklarının çoğunda canlı haberlere rastlayabiliriniz. Kalanı ise, çoğunlukla haber tekrarlarının olduğu programlardır.

      Bu tür yayınlarda ekranlara yansıyanlarda çok net görülen, yandaş ve muhalif bölünmüşlüğün televizyon yayınlarına da hissedilir şekilde yerleşmiş olmasıdır. Evde kal yaşamınızda televizyon yayınları izlencesi açısından pek de fazla seçeneğiniz yok gibidir.

      Bu arada spor programlarının izlenirliği, naklen yayınlarında - ki o da yayıncı kuruluşun tekeline teslim edilmiş - yayınladığı spor yorum programlarına endekslidir. 65 yaş üstülerin çok da tercih ettiği televizyon programları değildir. Yayıncı kuruluş dışında bazı kanallarda spor programı deyip ekranlara taşınan, yanlı, ağzı olanın konuştuğu dedikodu üzerine inşa edilmiş yorum programları var ki, onların ne kadar izlendiği konusunda çok net veriler yok.

      Kısaca televizon yayınlarının evlerde iyice tıkılı kalmış 65 yaş üstüler için pek de iyi bir ortam sağladıklarını söyleyemeyiz.

      Televizyonlarımız yayınlarında geriye kalanlar ve her günün en önemli saatlerini, akşamları saat yirmi itibarıyla gece yarısına kadar aralıksız işgal eden yayınlanan dizileri izlemeye mahkumsunuz. Özellikle kadınların izlemek durumunda bırakıldıkları “arkası haftaya” kurgulu dizilerle ev mahkumiyetinde geçirilen günler, haftalar aylar. Bu diziler evdeki yaşamınızı, ertesi günlere yansıyan tekrarları ile iyice kaplamış durumda.

      Filmler de var ama; bu durum evlerde çoğu zaman tartışmalara neden olabiliyor. Kadınların sürekli izledikleri dizileriyle çakışma olunca, zorunlu tercih, kadınların izlemek durumunda olduğu “arkası haftaya” dizilerden yanadır. Bu durumda evinizde ikinci televizyonunuz yoksa çoğu zaman istediğiniz filmi izleme şansınız olamıyor.

     Pandemi döneminde iyice yoğunlaşan, duygu sömürüsü ortamını körükleyen, basit senaryolara dayalı dizilerin raharsız edici sarmalının baskısı altındasınız. Akşam sekizde başlayıp gece yarısına kadar aralıksız devam eden bu dizilerle zaman geçirmeye çalışan 65 yaş üstülerden, özellikle erkek izleyenlerin dizi izlemek zorunda olmalarının evdeki durumu ne kadar zorlaştırdığını söylersek abartmamış oluruz.

      Bu durumda televizyon izleyicilerine biraz daha saygı göstermek, iyice bağımlılık yaratan bu dizi sömürüsünde ekranlara taşınan dizilerdeki gelenekler ve sosyal yaşam dejenerasyonlarına biraz daha dikkat gösterelim.

      Yayınlara biraz daha özen gösterelim!