Vakıf Katılım web

EK İŞ OLARAK MİLLİ TAKIM

Mehmet Arif DEMİR
Tüm Yazıları
Basketbol Milli Takımımızda tekrar başa dönüldü ve az gittik uz gittik, dere tepe düz gittikten sonra Ergin Ataman'la geçen hafta tekrar el sıkışıldı.

Basketbol Milli Takımımızda tekrar başa dönüldü ve az gittik uz gittik, dere tepe düz gittikten sonra Ergin Ataman’la geçen hafta tekrar el sıkışıldı. Ergin Hoca, yıllar önce 2014-2016 yılları arasında da hem milli takımı hem de Galatasaray’ı çalıştırmış ve başarılı sayılabilecek bir performans göstermişti. Bogdan Tanyeviç’in sağlık sebepleriyle ayrılmasından sonra görevi devralmış ve 2014 Dünya Basketbol Şampiyonası’nda çeyrek finale kadar taşımıştı Milli Takımımızı.

Daha sonra köprülerin altından çok sular aktı, Ergin Hoca, Beşiktaş’ı ve Efes’i çalıştırdıktan, türlü polemiklerden, gergin geçen yerli-yabancı maçlardan ve tribünlerle geliştirdiği ilginç diyaloglardan sonra hem Efes hem de A Milli Takım koçu olarak görev yapmak üzere ikinci kez göreve döndü.

Bir nevi ek iş olarak Türk Milli Basketbol Takımı’nı yönetmek çok zor bir görev değil demek ki. Federasyonlar ne hikmetse şöyle dört başı mamur,  işi sadece basketbol milli takımları olacak bir yapı kurmak yerine biraz ondan, biraz bundan deyip milli takım hocalığını ek iş statüsünde birilerine ihale ve havale ediveriyorlar.

Ufuk Sarıca ve Orhun Ene dönemlerinde sadece milli takımı çalıştırmıştı ama onda da Türk Basketbolu için kayda değer bir gelişme olmamıştı hele Orhun Hoca ile milli takım en beklenmedik rakiplere bile kaybeden bir vurdumduymazlığa yuvarlanmıştı.  Umalım ve dileyelim ki Ergin Hoca bu psikolojiyi değiştirip eski “uh, ah dev adam, 12 dev adam” günlerine bizi geri döndürsün.

Biz, ülkemiz basketbol ülkesi derken biraz abartmışız galiba. Dönem-dönem futbolun önüne geçse de basketbol bu güzel ülkede ve bu verimli topraklarda hep ikinci spor olarak kalıyor maalesef. Bazı şanslı jenerasyonlarla bir yerlere geliyoruz ama Türk sporunun sürdürülebilir başarı ve istikrar problemi burada da devreye girip belimizi büküyor. Elbette bir Litvanya değiliz, bir Brezilya olamayız ama nev’i şahsına münhasır/sui generis bir Türkiye olmamak için sebep de yok yani. (Yunanistan bile bizden daha doğru yönetiyor yıllardır bu işi, gerekirse onlardan know-how bile alınabilir, komplekse gerek yok.) Doğru alt yapı organizasyonuyla, kariyer planlama ve yurt dışı tecrübe zenginliği bir araya getirilse neler olur neler.

Mesela Türk Hava Yollarımız, Euro Lig’e verdiği isim parasının bir kısmını böyle hayırlı bir alt yapı-üst yapı organizasyonuna verse, basketbol burslarıyla yetenekli evlatlarımızı yurt dışında, kolej liglerinde desteklesek ve dünyayı bilen, tanıyan, görgülü, bilgili bir oyuncu havuzumuz olsa fena mı olur?

Neyse konuyu fazla dağıtmadan toparlayalım; hem mevcut potansiyeli maksimum verimde kullanmak hem de potansiyeli daha geliştirip, derinleştirmek için kulüp takımı çalıştırıcısı bir profili aynı zamanda milli takım için istihdam etmek Türk işi kolaycılıktır. Turnuvalar çakıştığı zaman, hem Avrupa-Dünya milli takım organizasyonları hem de kulüp takımı organizasyonları çakıştığı zaman Ergin Hoca ne yardan, ne serden ikilemine düştüğünde aklı diğer işinde kalmayacak mıdır?

Ergin Hoca’nın imza töreninin teşekkür faslında; Efes yönetimi ve TBF ile beraber Beştepe’yi de zikretmesi bazı itirazların önünü kesmek için erkenden gardını alması gibi bir algı oluştursa da ülkemiz ve basketbolumuz için hayırlısı olsun diyor, kolaylıklar diliyoruz.