"EK TERCİH" DÖNEMİNDE GERİ SAYIM BAŞLIYOR

Micheal KUYUCU 09 Eyl 2018

Micheal KUYUCU
Bu yıl yeni bir sistemle yapılan Yükseköğretim Kurumlar Sınavı, YKS sonuçlarının açıklanmasıyla beraber 2 milyon genci tatlı bir heyecan sardı.

Puanlar açıklandıktan sonra, tercihler yapıldı, kazanılan programlar  belli oldu ve geçtiğimiz hafta kayıtlar yapıldı. Bu yıl kayıt yapılırken vakıf üniversitelerine ilk kez e- kayıt yapma fırsatı tanındı.

Tıp Bu Yılda Popüler

YKS 2018’in en popüler eğitim programı sağlık oldu. YKS Türkiye birincisi olan Mustafa Emir Gazioğlu ve Türkiye altıncısı Ege Uğur, İstanbul Üniversitesi -  Cerrahpaşa’nın Tıp fakültesini kazandı.  Cerrahpaşa bu yıl çok ciddi bir başarı elde etti. İlk yüze giren 12 öğrenci Cerrahpaşa’yı tercih etti. Bu yıl tıp eğitiminde en başarılı olan vakıf üniversitesi ise Medipol Üniversitesi oldu. YKS sınavında ilk yüze giren on öğrenci üniversitenin Tıp Fakültesini tercih etti. Bu yıl sürpriz bir biçimde dikkat çeken bir üniversitede Biruni Üniversitesi oldu. YKS sınavında ilk 100’e giren yedi öğrenci bu üniversiteyi seçti. Özetle ilk yüze giren öğrencilerin yirmi dokuz tanesi üç üniversite seçti. Bu üniversiteler arasında Cerrahpaşa’nın kalitesi ve üstünlüğü tartışılmaz seviyede. Medipol Üniversitesi son birkaç yılda yıldızı parlayan üniversitelerden biri. Her ne kadar bazı fakültelerinde hala çok ciddi sorunlar olsa da özellikle Tıp fakültesi mükemmel bir başarı yakaladı. Tanıtım konusunda pek de parlak bir grafik çizemeyen Biruni Üniversitesi’nin ilk yüz içinden yedi öğrenci kapması bence büyük bir şans oldu, samimi söyleyeyim bu üniversiteden beklemezdim. Ama şunu da söylemek gerekir ki, özellikle ilk yüze giren öğrencilere en yüksek bursu veren üniversitelerden biri de Biruni Üniversitesi oldu. O açıdan bakıldığında bence ilk yüze giren üniversite öğrenci adayları daha çok nakit burs (diğer adıyla harçlık) veren üniversiteleri tercih etti. Medipol ve Biruni Üniversiteleri “harçlık” olarak adlandırdığımız burs imkanını daha iyi kullandı.

Tercihte En Çok Neye Dikkat Edildi?

Benim dikkatimi çeken en önemli konulardan biri öğrencilerin vakıf üniversiteleri arasında tercih yaparken üniversitelerin yaptığı tanıtım ve reklamlar, burs olanakları ve öğretim kadrosu gibi konulara dikkat etmesi. Bunun en somut örneği Medipol Üniversitesi ile İstanbul Aydın Üniversitesi oldu. Bu iki üniversite bu yaz medyada en fazla görünen iki üniversite oldu. Tanıtım ve reklam faaliyetlerine en fazla önem veren bu iki üniversite, bu yıl en fazla sayıda öğrenci tarafından tercih edilen üniversiteler olmayı başardı.

Vakıf üniversitelerini cezbedici hale getiren bir diğer faktör ise “para” konusu, yani burs imkanı oldu. Bu paralar ciddi paralar, bir gencin bir vakıf üniversitesinde eğitim görmesi için ortalama 30 bin TL yıllık bir para ödemesi gerekiyor. Gırgır değil, bu çok ciddi bir rakam, bu parayı git kazan bakalım. O kadar kolay değil. Çocuklar bu parayı kazanarak ödeyemezler, ne oluyor mecburen ailelerinden para alıyor. Bu yıllık ortalama 30 bin lira, dört yıllık bir fakülteden mezun olmak isteyen bir öğrenci için 120 bin liraya geliyor. Buna enflasyon payını, eğitimin diğer giderlerini de eklersek ciddi bir gider çıkıyor ortaya. Böyle olunca burs konusuna en fazla değer veren üniversite öğrenci adaylarının bu sıkıntılarına en fazla derman olan üniversiteler oluyor.

Öğrencilerin Derdi Niteliksiz Öğretim Üyeleri

Öğrenci adaylarının dikkat ettiği bir diğer önemli konu da öğretim üyeleri. Türkiye’de çok ciddi bir öğretim sıkıntısı problemi var. Şu an Türkiye’de 193 üniversite var. Bunların 109’u Devlet Üniversitesi, 76’sı Vakıf Üniversitesi. 8 tanesi vakıf meslek yüksek okulu. Bu üniversitelerde 24 bin profesör, 17 bine yakın doçent, 24 bin doktor öğretim görevlisi, 11 bin okutman var (son yasa ile okutmanlık kaldırılınca 11 bin okutman da öğretim üyesi oldu ve özetle 35 bin öğretim üyesi oldu). Bu öğretim üyelerinin nitelik olarak kaçı sektörel bilgiye sahip? Kaçı uygulama alanında bir fikre sahip?  Ben size söyleyeyim bu toplam öğretim üyelerinin taş çatlasa yüzde beşinin piyasa ile alakası var. Geri kalan yüzde 95’in piyasa ile hiçbir alakası yok. Bu ciddi bir sıkıntı. Akademik unvanların da son doçentlik yasası ile beraber değersizleşmesi ile beraber her doktor, doçent olmaya başladı. Artık 2018 yılından sonra doçent olanlara piyasa çakma doçent demeye başladı. Buna ek olarak yavaş yavaş TRT’den erken emekli olmaya başlayan personel de vakıf üniversitelerinde öğretim üyesi olmaya başladı, çoğu da kadrolu eleman oldu. Onlarda TRT’deki deneyimlerini (nostaljik deneyimleri desek daha iyi olacak) üniversitelere satmaya başlayınca vakıf üniversiteleri sektörden öğretim üyesi almak yerine bu ağabeyleri daha ucuza almayı tercih etmeye baladı.  Bu tablonun öğrenciler de farkında. Gençler saf değil, Türkiye’de çok az üniversitenin iyi bir öğretim kadrosuna sahip olduğunu biliyor. Kalanların ise vasat olduğunu gören öğrenciler tercihlerini yaparken, reklam & tanıtım ve burs imkanlarına da dikkat ediyor. Üniversiteler keşke öğretim üyelerine biraz daha fazla yatırım yapsalar ve bu alanda gerçekten de iyi olan isimleri transfer etseler, hatta kendi akademik personelini yetiştirme yarışında olsalar.

Kampüs Pazarlamak Para Etmiyor

Benim gördüğüm bir diğer önemli konu “kampüs” olayı oldu. Bu sene gerek tercih oranlarında gördüğüm oranlarda gerekse mülakat yaptığım onlarca öğrencide bir şey gördüm. Kampüs hiçbirinin umurunda değil. Bu yıl iki üniversite yeni açılan kampüslerini pazarladı. Öğrencilere kampüs yaşamının önemini anlattı ve kendi kampüslerinin eğitim alanına kattığı katma değeri anlatmaya çalıştı. Size bir şey söyleyeyim mi? İstanbul şehrinde kampüs içinde eğitim almanın hiçbir önemi ve değeri yok. İstanbul’un kendisi zaten koca bir kampüs. Bir noktadan bir noktaya gitmek için saatler harcarken şehrin dışında sırf kampüste eğitim görmenin hiçbir değeri kalmıyor. Tercih oranlarına bakıldığında öğrencilerin yeni kampüslerini pazarlayan üniversiteleri çok faza tercih etmedi.

Üniversiteli Sayısı Artıyor

Bu yıl üniversiteye kayıt yapma hakkı kazanan öğrenci sayısı geçen seneye göre daha da arttı. 2017 yılında 696 bin öğrenci bir eğitim programına yerleşirken, 2018 yılında 710 bin öğrenci bir programa yerleşti. İşin ilginç tarafı 2017 yılında 910 bin olan toplam kontenjan sayısı 2018 yılında 839 bine indi.  Toplam kontenjan sayısı azalırken, bu yıl boş kalan kontenjan sayısında da azalma oldu. 2017 yılında 214 bin kişilik bir boş kontenjan varken, bu sayı 2018 yılında 128 bin oldu. Özetle bu yıl 128 bin kişilik bir boşluk var. Buna 7 Eylül akşamı tamamlanan kayıt döneminde kayıt yaptırmayan öğrencilerin de boş bıraktığı kontenjanlar eklenince ortaya yeni bir üniversiteli olma fırsatı çıkıyor. Bu kontenjanların toplanması ile beraber ek kontenjanlar belli olacak ve sonrasında ek tercih döneminde herhangi bir eğitim programına yerleşemeyen öğrenci adaylarına tekrar tercih yaparak bir eğitim programına yerleşme şansı doğacak. Şimdi herkes yakında açıklanacak ek tercih dönemine odaklandı.  Görüşme yaptığımız İstanbul Aydın Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı, Basın, Tanıtım ve Hakla İlişkiler Daire Başkanı Sebahattin Kutlu ek tercih döneminin çok önemli bir dönem olduğunu ve üniversiteli olmak isteyenlerin hala bu hayallerini gerçeğe çevirmek için şanslarının olduğunu söyledi.

Tercih ve Rehberlik Uzmanı Sebahattin Kutlu uyarıyor:

Ek tercih döneminde güzel sürprizler yaşayabilirsiniz

2018 tercih dönemini nasıl yorumluyorsunuz ? 

Yerleşmiş olsun veya olmasın öncelikle tüm öğrencilerimizi tebrik ediyoruz. Biz de İstanbul Aydın Üniversitesi olarak çok yoğun bir çalışma dönemi geçirdik. Burada asıl mesele; üniversitelerin adaylara kendilerini en doğru şekilde anlatma sürecidir. Biz bunun için çok çaba sarf ettik, her yere tercih merkezleri kurduk, her yerde insanlara doğru tercih yapabilmeleri için yardımcı olduk; çünkü istiyoruz ki insanlar bu süreci doğru tamamlasın ve bir sonraki yıl yine sınav derdine düşmesin. Bizim kampanyamızın ana eksenlerinden biri de her zaman bu oldu. Sonuç olarak 700 bine yakın arkadaşımız üniversiteli oldu. Biz İstanbul Aydın Üniversitesi olarak 7 bin 312 arkadaşımıza adres olduk. Öğrencilerimizin ve ailelerimizin bize olan teveccühü hep yüksek oldu.

YKS’de yaşanan zorluklar ve güzellikler nelerdi?

Bu yıl ilk defa böyle bir tercih dönemi yaşandı. YKS yeni bir sistem ve yeni bir puanlama ortaya koydu. Öğrenciler kontenjan kılavuzlarını eline aldıklarında, tüm üniversiteler ve tüm bölümler için, bir önceki döneme ait doğrudan kullanabilecekleri bir dataya sahip olmadan tercih dönemini geçirmek zorunda kaldılar. Bu yıl tercih sonuçlarına bakıldığında sürprizli bir dönem oldu diyebilirim. Adaylar garanti gözüyle baktıkları bölüme yerleşemediler, aynı şekilde hiç ummadıkları yere yerleşen binlerce öğrenci oldu. İşte ÖSYM bu yüzden 24 tercih hakkı veriyor; geniş bir skala olması için.

Bu yıl üniversitelerde puanlar düştü mü?

Bu yıl ciddi puan değişimleri olacak. Geçen senenin puanıyla kıyaslandığında bize değişim varmış gibi görünüyor, ama geçen yılla bu yıl arasında benzeşim yapılmamalı; çünkü bu yıl yeni sistem var ve bu yılın puanları da bunlar. Karşımıza alıp baktığımızda ciddi farklar var. Bu puan sistemine bağlı olarak tercih yapıldığı için normalde çok değişmeyen başarı sıralarında da değişiklikler oldu.

E-Kayıt olayı bu yıl ilk defa mı oldu?

Önce devlet üniversiteleri geçmişti e-kayıt sistemine, sonra YÖK, isteyen vakıf üniversitelerinin gerekli yatırımı yaptıktan sonra bu sitemi uygulayabileceklerini açıkladı.  Bizde İstanbul Aydın Üniversitesi olarak e-Kayıt uygulamasını bu yıl uyguladık. 3 günlük bir süreçtir bu. Öğrencimiz hiç evinden çıkmadan kayıt şansına erişti. Bunun için gerekli olan şey; kazandığı bölümü bilmesi ve bir e-Devlet şifresine sahip olması. Bunları bilen arkadaşlarımız yüzlerce kilometre yola çıkmadan, gelip saatlerce sıra beklemeden, evdeki konforlarını bozmadan kayıt yapabildi. YÖK’ün son yıllarda bir vurgusu vardı; “Öğrenci merkezli bir YÖK.” Bu konudaki adımlardan birisidir e-Kayıt ve öğrenci için kayıt olmayı daha konforlu hale getiren bir yöntemdir. Biz de İstanbul Aydın Üniversitesi olarak bunun alt yapısını oluşturduk ve duyurduk.  İnsanlara geceli gündüzlü bu konuda destek verdik. Şu ana kadar yapılmış kayıtlarımızın yüzde ellisi e-Kayıt yoluyla oldu, bu da yapılan e-Kayıt uygulamasının doğruluğunu ve bizim de bunu insanlara ulaştırabildiğimizi gösterdi, mutlu olduk.

Şimdi Ek Tercih dönemi başlayacak. Ek kontenjanları nasıl belirleniyor?

Artık bunun bir sistemi var. Geçen hafta kayıtlar tamamlandı, üniversiteler boş kalan kontenjanlarını iletecekler. ÖSYM boş olan kontenjanlardan bir kılavuz hazırlayacak. Daha sonra bu ek kontenjanlar açıklanacak. Fakat bu sefer bir fark olacak; öğrenciler girmek istedikleri bölümün taban puanlarını görebilecekler. Eğer taban puanı yetiyorsa tercih yapabilecekler. Taban puanı hep vardı ama arkadaşlarımız önceden taban puanlarını göremiyordu. Puanı görmüyorsa orada taban puanı oluşmamış demektir ve bu durumda tercih yapılabilir. Şu anda 128 binlik boş kontenjan var. Bu 128 binin, kayıt olmayan öğrencilerle beraber 200 bini bulacağını tahmin ediyoruz.  Bu yıl yüzde 10 -15 arası kayıt olmayan öğrenci çıkacaktır. 200 bin çok büyük bir rakam, mutlaka kendilerine uygun bölümü bulabilirler yeter ki dikkatli incelesinler. Eylül ayının sonunda, ekimin başında ek tercihlerin başlaması muhtemel gözükecek. Genelde 5 günü geçmez ek tercih dönemi.  Bu ek tercihler, bu haklar, bu çocuklara verilmeli, çünkü hak ediyorlar. Yönlendirme konusunda eksiklerimizi tamamladığımızda zaten bu boşluklar oluşmayacak ve öğrenciler de en uygun yere yerleşecekler diye düşünüyorum. Doğru öğrencinin, doğru bölüme ve doğru üniversiteye yerleştirilmesi çok önemli. Mutlulukla başarı doğru orantılıdır. Böylece mesleğini sevenlerle karşılaşacağız ve mutlu öğrenci, mutlu üniversite ve mutlu bir ülke olacağız.

Üniversitenizin ek tercihler için bir yönlendirme planı var mı?

İstanbul Aydın Üniversitesi’nin bu konudaki politikası; 365 gün tercih danışmanlığı, 365 gün destektir. Bu destek yüz yüze, telefonla, maille veya online yürür. Tüm öğrenci adaylarının bu desteğe 365 gün ihtiyacı var. Sınavdan sonra yapılan danışmanlığa ayırabileceğiniz süre belli. Biz buna tercih danışmanlığı değil yönlendirme diyoruz. Biz bunu bütün bir yıla yayıyoruz.  Doğrudan tercih danışmanlığı hizmeti veriyoruz. Bu yıl, 334 merkezde, 105 bine yakın adaya yüz yüze eğitim danışmanlığı hizmeti verdik. Bunun dışında online hizmetimiz, telefonla hizmetimiz ve maille hizmetimiz aralıksız sürdü. Ek tercih için de bu çapta, aynı mantıkta arkadaşlarımıza danışmanlık hizmeti vermeye devam edeceğiz. Yine tercih merkezleri kuracağız, yine kampüste çok büyük bir tercih hizmetimiz olacak. Bunun sadece İstanbul Aydın Üniversitesi’ne girmekle alakası yok. Başka bir üniversiteyi tercih etmek isteyen arkadaşlarımız da gelip bize danışabilir.  Bize göre sadece sınava hazırlanmak yetmez. Sınav bir araç, bir amaç değildir! Hayallerimize giden yolda kullandığımız aracın adıdır sınav. Zamanla amaçmış gibi görünür ve bu da öğrencide bir yük olur. Biliyorsunuz sınav stresi gibi bir kavram var ve bu sayede öğrenci esas amacını unutur. Oysa öğrencinin esas amacı 10 yıl sonraki olmak istediği yerdir.

DGS tercihlerinde son durum nedir? Ne zaman açıklanacak Tercih Kılavuzu?

ÖSYM’nin belli bir çalışma prosedürü var. YÖK, YKS sonuçları açıklanması ve yerleştirilmesi başlamadan önce DGS ile ilgili işlem yapılmayacağını her yıl bildirir. Her aday haklı olarak sınavdan sonraki gün sonuçların açıklanmasını, mümkünse ertesi gün de tercih yapılmasını, sonraki gün de kayıt olmayı ve üniversite kimliğini cebine koymayı ister, fakat böyle bir çalışma düzeni olamaz.  DGS öğrencisi hassas bir öğrencidir, çünkü aynı zamanda bir ön lisans mezunudur. Tekrar sınava giren, tecrübeli, ne istediğini bilen ve alanını belirlemiş bir öğrencidir. Bu öğrenciler de sınava girdi, puanlarını aldı ve şimdi de tercih dönemini bekliyor. Yakın zamanda da DGS’nin tercihleri olacak ve inşallah onlar da istediği bölümlere yerleşecektir.

DGS kontenjanları nasıl belirleniyor?

DGS kontenjanı YKS yerleştirmesinden bağımsız. YKS kontenjanları baz alınarak DGS kontenjanları bildiriliyor. Geçtiğimiz yılın kontenjanları incelenirse bu yıl da ona benzer kontenjanlar olacaktır. Ayrıca bir bölümün de DGS ile öğrenci alabilmesi için 3. sınıfı okutuyor olması gerekir.

Her üniversite kafasına göre öğrenci alabiliyor mu, yoksa bir kriter var mı?

Hayır bunu YÖK belirleyecek. Üniversitelere ‘Sizin şu bölümlerinizin DGS kontenjanı budur’ diyecek ve biz de bunu kılavuzda göreceğiz. Tüm kontenjanlar YÖK tarafından belirleniyor.

Öğrencinin DGS ile açıkta kalma ihtimali nedir?

Tercih yapmak için bir baraj puanı yok herkes tercih yapabilir, ancak başvuran aday kadar kontenjan olmadığı için yerleşemeyen olabiliyor. Kılavuzu doğru incelerlerse ve doğru tercih yaparlarsa istedikleri yere yerleşebilirler. DGS öğrencisi zaten tecrübeli, zaten üniversite mezunu, eminim şu an listeleri bile hazırdır.