ESFEL-İ SÂFİLİN

Mehmet Arif DEMİR
Tüm Yazıları
"Aşağıların en aşağısı" demek. Ayet (Tin Suresi) aynı zamanda ve yer olarak "cehennemin dibi"ni, zamir olarak da "hayvandan daha aşağı" varlıkları nitelemek için kullanılıyor.

Hafta sonu yazısına böyle “ağır” bir giriş yaptığım için üzgünüm. Spor sayfasında yer alacak konu ve yazıların daha “lite” olması gibi genel bir uygulama olsa da sahada yaşananın sayfada yer alması kadar da tabii bir şey yok.

Bu hafta; pazartesi gününden itibaren futbolseverler için çok dolu geçti. Haftaya Osmanlıspor-Trabzon gol düellosuyla başladık, iki kez ve hem de iki farklı (2-0/3-1) geriye düşmesine rağmen Osmanlıspor can havliyle maçı 3-3’e getirerek bir puan alabildi. Aksiyon, heyecan, gitti-geldi dolu bir 90 dakikaydı.

Salı günü Almanya Kupası yarı final maçında Bayer Leverkusen-Bayern München maçı açık kanaldan Türk izleyicisi ile buluştu. Bayer Leverkusen iyi başladığı maçı evinde 6-2 kaybederken biz futbol romantikleri âdeta gole doyduk. İlk dokuz dakikada Bayern München 2-0 öne geçti. Leverkusen 2-1’i kolay buldu ve 2-2 için uğraşırken Alman Futbol Makinası maçı 6-2’ye getiriverdi. (Robben, Ribery, Lewandowski ve Müller’den kurulu hücum hattı Şampiyonlar Ligi yarı finalinde Real Madrid’i bile derin derin düşündürüyordur şimdiden.) Maçın skordan bağımsız en güzel ânı Jamaikalı genç oyuncu Leon BAILY’nin frikik golüydü kuşkusuz.

Çarşamba akşamı gene açık kanaldan Ziraat Türkiye Kupası yarı final ikinci maçında Seyrantepe’de Galatasaray-Akhisar maçı yayınlandı. Pür dikkat bu maçı izledik. İçinde dram, trajedi, sürpriz gibi farklı birçok duyguyu barından “yerli film” tadında bir maçtı. İlk maçta deplasmanda kendine yetecek skoru (2-1) bulduğunu düşünen Sarı Kırmızılılara hüsranı yaşattı Ege temsilcisi Akhisar. Okan BURUK’un cezası sebebiyle tribünlerde olduğu 90 dakika boyunca alan ve adam paylaşımı konusunda verdiği talimatları harfiyen uygulayan Akhisarlı futbolcular, Yehven SELEZNYOV’un iki güzel golüyle finalist olmanın keyfini yaşadılar. (UEFA, Kupa Finalistlerine Avrupa yolunu kapatmasaydı belki Avrupa bileti bile olabilirdi bu galibiyet ama maalesef kural birkaç sene önce değişti.)

Ne olduysa perşembe gecesi Fenerbahçe-Beşiktaş rövanş maçında oldu. O akşama kadar tıngır-mıngır yolunda gitmekte olan futbol treni Kadıköy’de raydan çıkarak Söğütlüçeşme İstasyonunun arkasında bir yerlerde devrildi. Hepimiz bu trenin altında kaldık.

Gergin başlayan ve alev almak için kıvılcım bekleyen bir atmosferde, dakikalar 52’yi gösterdiğinde işler çığırından çıktı. Beşiktaş yedek kulübesi ve civarına konuşlanan “tahrip/tahrik kalıpları” aldıkları işaretle tepkinin dozunu tavana vurdurdular. BJK yedek kulübesindeki en zayıf halka olarak gördükleri Tolga ZENGİN’le giriştikleri sinir harbini kazanarak fitili ateşlediler. Kendince kapanmamış hesapların hıncıyla çabucak tutuşuveren Tolga ve tribünlerdeki provakatörler olayları içinden çıkılmaz hâle getirdi ve karşılaşma yarıda kaldı.

Daha maçın ilk bir-iki dakikası içinde Soldado-Pepe kıvılcımını kartsız geçiştiren Hakem Mete KALKAVAN, dakikalar ilerledikçe yaşanan sinir harbini idare etmekte yetersiz kaldı. Korner atışları sırasında Quaresma ve Caner’e atılan yaralayıcı maddeler sebebiyle, uyarı mahiyetinde orta sahaya gelen hakemler maçın Federasyon Temsilcisi ile kısa bir görüşmenin ardından devam ederek ilk devreyi kazasız belasız atlattı ama devre arasında hepimiz bu maçın karakolda biteceğine emindik neredeyse.

İkinci yarının başlaması ile Kadıköy’deki gerginlik dalga dalga tüm yurda sirayet etti neredeyse! Provakatörler ve Tolga arasında başlayan ağız dalaşını bastırmak için futbolcusunu susturmaya çalışan Şenol Hoca’nın kafasına önce bir çakmak ve peşinden bir davul tokmağı isabet etti ve Hoca yere yığıldı. Daha sonra dikiş-nakış işleri ve hastanede müşahede derken soyunma odasına giden Hakem Mete KALKAVAN’ın maçı tatil ettiği haberi geldi yarım saatin ardından.

“Esfel-i safilin”den bir gurubun taammüden, tasarlayarak sebep olduğu bu sonucun ardından, Güzel ve Şanssız Ülkemizde futbol dibe vurmuş durumdadır artık. Herkes üstüne düşen görevi olgunlukla yerine getirmeli ve bu olaylar bir nevi milat olarak alınarak 6222 No’lu Kanun dahil her türlü imkan bu yangını söndürmek için seferber edilmelidir. İyi bir hafta sonu diliyorum.