ESKİ İŞ YERİME MEKTUP

Halil İbrahim İZGİ
Tüm Yazıları
Türkiye'nin yurtdışındaki turizm faaliyetlerinin PR işlerini Ogilvy PR sürdürecekmiş. Haberi aldığımda sevindim. Yok yok, kendim ya da bir yakınım o şirkette çalışmıyor. Danışmanlık da vermiyorum. Sevincimin farklı nedenleri var. Hemen açıklamaya başlayayım.

David Ogilvy reklam sektörünün efsane isimlerinden. Reklamcılık üzerine aforizmaları hala muteberdir ve mesleğe yeni başlayanlar için kulağa küpedir. Gençlik yıllarımda Ogilvy PR’da (O zaman resmi adı Capitol Halkla İlişkiler’di) metin yazarlığı yapmıştım. Şirketin içinde kreatif ajans, sağlık sektörüne yönelik ajans ve PR ajansı olarak biz vardık. Sonradan dijital ajans da işin içine girdi. Metin işleri yoğundu ve strateji takımı olarak bambaşka kafalar yaşıyorduk. Müşteri sunumları, günlük iş temposu derken haftanın nasıl başlayıp bittiğini anlamak mümkün olmuyordu. Patron katında Aytül Hanım ve Leyla Hanım tecrübeleriyle ekibe rahat bir çalışma alanı açıyorlardı. Ogilvy ekolünde çalışanların kendilerini beyefendi-hanımefendi olarak hissetmeleri yer alır. Bu gelenek büyük ölçüde devam etti. Ana iş kolu reklamcılık olmasına rağmen PR kısmı olarak süreçlerin içindeydik.

David Ogilvy ile tanışmam ajansta çalışmamın çok daha öncesinde Bir Reklamcının İtirafları kitabı vesilesiyle olmuştu. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından bir imparatorluk kuran Ogilvy bunun anayasasını ahlakla temellendirmişti: “Tüketici moron değildir. O sizin karınızdır.”

En iyi yaptığı işlerden birisi Amerikalı turistlerin İngiltere’ye getirmekti. Onun yaptığı Come to Britain kampanyası sayesinde İngiltere’ye gelen Amerikalı turist sayısı dört katına, harcamalar da üç katına çıkmış.  Güzel başarı. Benzer şekilde İngiliz turistlerin ABD’ye gitmesinde de büyük bir başarı kaydetmiş.

Ogilvy sözün gücüne inanan metin yazarlığı temelli bir reklam duayeni. Ajansında da, kurduğu imparatorlukta da aynı ilkeler işlemeye devam ediyor. Çok basit bir kuralı var: “Sattırmıyorsa kreatif değildir.”

Türkiye, kişi başı harcamalarda alt seviyelere düşmüş turizm gelirlerini artırmak için Ogilvy İstanbul üzerinden tüm dünyaya seslenmeyi düşünüyor. Türkiye için iyi bir seçim olduğunu söylemek istiyorum. Çünkü benzer konkurlarda Türkiye içinde ağzı iyi laf yapan toplantı gurularının hakimiyeti vardı. Şimdi Türkiye’de turizmin gelişimi için iyimser olabileceğimiz bir sebebimiz daha var.

Sevincimin diğer kısmı Türkiye’de devlet kurumlarından birinin PR işini ciddiye almış olması. Kreatif ajansın ardına takılacak bir kuyruk olarak değil, değişimi temsil edecek bir araç olarak görmeleri. Eski işyerimde çoğunu hiç tanımadığım arkadaşlarıma çıktıkları bu yolda başarılar dilerim. Eğer yılgınlık gösterecek olurlarsa Shackleton’ın Antarktika ekspedisyonuna çıkmadan hazırladığı ilana göz atsınlar. İnanç ve iyimserliğin karışımı olan bu ilan sadece kendileri için değil Türkiye turizmi için de ilham verebilir. Shackleton’la yine Ogilvy günlerinde müşterimiz olan Microsoft’un genel müdürü vesilesiyle tanışmıştım. Sonunda madalya yok ama bu kampanyanın içinde yer alacaklar tüm ömürleri boyunca gururla anlatabilecekleri bir hikayenin parçası olacak. Türkiye ve Ogilvy’nin yolu açık olsun.