Evinden uzakta kendinden bir parçayı görünce nasıl da çarpar insanın yüreği...Hele ki o kapıdan adım atınca gördüğünüz her sese her nefese ‘yarabbi şükür’ dualarıyla yönelmek tarifi imkansız bir duygu...

Bağdat ziyaretimde tüylerimi diken diken eden zamanlardı Türkiye Cumhuriyeti Bağdat Büyükelçisi Fatih Yıldız’ı ziyaretim...

Elçilik kapısında samimiyetle kulağıma gelen ‘hoşgeldiniz’ sesi ile bir anda Türkiye'de buldum kendimi...Bunu sık sık yazıp dile getiriyorum, bu vesileyle bir kez daha söylemek istiyorum;”Devletinin gücüne ve varlığına duası daim olmalı insanın...Çünkü yurt içinde olduğundan ziyade yurt dışında buram buram vatan kokusu ararken karşınıza çıkan her zerre gücünüze güç katar...Tablonun içindeyken pek anlaşılmasa da uzaklaşınca daha iyi görünüyor ve anlaşılıyor bu gücün yarattığı güven duygusu...”

Hemen söyleyeyim Bağdat Büyükelçimiz Fatih Yıldız’ı sadece biz tanımıyor ve sevmiyoruz.Yıldız’ı gittiği ilk günden  itibaren başta Bağdatlılar olmak üzere tüm Irak halkı kısa zamanda tanıdı ve sevdi. Başarılı Türkiye temsiliyetiyle birlikte üstün iletişim vasıflarıyla da kısa zamanda Iraklıların gönlüne girdi Büyükelçi Yıldız.

Türk Kahvesi eşliğinde kısa bir hal hatır sohbetinden sonra uzun görev süresinin dolmasıyla Bağdat’tan ayrılmaya hazırlanan Yıldız’ın da tıpkı Iraklılar gibi bir burukluk içinde olduğunu sezdim. Kolay değil dört yılı aşan süre sonrası anılar, dostluklar, paylaşılan güzel anlar, sevinçler, keyifli sohbetler yükleniyor  insanın yürek zulasına ve bu zula bir ömür sizinle geliyor her nereye giderseniz gidin... Görevli de olsa sonuçta “özü insan” kalanlara ne mutlu. Evet onların yürek yükleri ağır olsa da bu yükü boşaltmayı asla düşünmezler tam aksine her anının zerresini itinayla korurlar. Anlayacağımız Büyükelçi Yıldız da Irak’tan ömürlük yürek yüküyle ayrılacak.

Irak ve Ortadoğu’nun en zorlu yıllarında görevini başarıyla yürüten Fatih Yıldız’ı ilerleyen süreçte daha aktif saha görevlerinde görmek Türkiye’nin kazancına olacaktır diye düşünüyorum çünkü tüm dünyanın siyasete ve diplomasiye doyduğu yılları yaşarken her kademenin isteğinin “etkili insani iletişim gücü” olduğunu biliyoruz!

Hele ki bundan sonraki süreçte tüm dünya adına öyle enteresan yansımalara şahit olacağız ki şimdiden hiç şaşırmayın derim...

İletişim çağı ile birlikte dünyanın şifreleri bir bir çözüldü.Bu çözme-çözülme öyle geniş çaplı oldu ki en üst düzeyde yönetici ile sokaktaki sade vatandaş aynı anda aynı bilgiye ulaşır oldu. Sonrada çoğu denge güç  itibarını, gizemini ve manâsını kaybetti insanoğlunun gözünde. Ve yıkılan tüm kalıplardan sonra ortaya “insan yüreklilerin devri” çıktı! Anlayan, üreten, yürek gözüyle bakmayı bilen, gücünü yansıtırken ikna etmeyi de bilen, gücüyle hareket ederken sevgiyle yürekleri de kazanan dengeler “in” olmaya başladı; tıpkı Büyükelçi Fatih Yıldız’a Hakkari adına hediye ettiğim ‘Can Kokulu Hakkari Halısı’ gibi... Hakkarili kadınların her aşamasında geleneksel yöntemleri kullandığı el dokuması halı yöresel motifleriyle, kök boyalardan elde edilen rengarenk yün ipliğiyle, tahta tezgahlar başında günlerce sevgisiyle ve emeğiyle can verenleriyle adeta Can Kokulu bir Hakkari Halısı ulaşmıştı Bağdat’a... Hediye halıyı keyifle kabul eden Büyükelçi Yıldız teşekkürlerini ve selamlarını tüm Hakkari’ye iletirken küçük yaşta Hakkari’yi bir kez gördüğünü en kısa zamanda Zap Suyu’nda rafting yapmak İçin tekrar ziyaret etmek  istediğini söyledi. Ben de Doğu ve Güneydoğu adına ‘ne zaman derseniz başımız gözümüz üstüne sizi bekliyoruz Büyükelçim’ demeyi unutmadım elbette.

Nereye gidersek gidelim Dünya’ya nezaketi,medeniyeti,hoşgörüyü,misafirperliği yansıtan bu coğrafyanın genlerini layıkıyla taşımak çok önemli benim için.

Evet yakında görevini teslim edecek olan Bağdat Büyükelçimiz Fatih Yıldız’a Irak‘tan ayrılmadan önce  “emeklerinizden dolayı elinize yüreğinize sağlık” diyorum ve diliyorum ki aktif saha görevlerinde fazlasıyla görürüz kendisini.

Ve Büyükelçi Yıldız’dan görevi devralacak Yeni Bağdat Büyükelçimiz Ali Rıza Güney’e de şimdiden hayırlı olsun diyorum.