FETÖ DİASPORASI

Zeynep BAYRAMOĞLU
Tüm Yazıları
15 Temmuz sonrası Türkiye'den kaçarak Avrupa ve Amerika'ya sığınan FETÖ'cüler bu ülkelerde çeşitli üniversite ve kurumlarda çalışmaya başladılar.

Biri bana gelip İran ve Irak konusunda Amerikan Savunma Bakanlığı’na danışmanlık yapmış, Bağdat’ın işgali sonrası Koalisyon yönetiminde yer almış, böl parçala yönet ustası, Amerikalı neo-con Michael Rubin halkoylaması kampanyasına aktif katılacak, Türkçe tweet’ler atacak dese, güler geçerdim. Görülen o ki Avrupa ve Amerika basının gündemi Türkiye’deki halkoylaması oldu. Türkçe manşetlere, ağlak hayır deyin videolarına, silahlı tehdit afişlerine, meydan yürüyüşlerine bakarsak halkoylaması kampanyası Avrupa’da Türkiye’den daha hareketli geçiyor. Avrupa siyaseti uzun zamandır ev sahipliği yaptığı Kürt ve Ermeni diasporası yanına bir de FETÖ diasporası eklemek ve bunu kurumsallaştırmak için çeşitli adımlar atıyor.

Geçtiğimiz günlerde Alman İstihbarat Teşkilatı BND Başkanı Bruno Kahl’ın yaptığı darbe girişiminin arkasında Fetullah Gülen’in bulunduğuna dair kanıt göremedik açıklamasını okuduğumda, FETÖ diasporasının Avrupa’da kurumsallaşması yolunda ilk adımın atıldığını düşündüm. Savunma Bakanı Fikri Işık bu açıklamaya “Bir ülkenin, Almanya'nın istihbarat şefinin böyle bir açıklama yapması Almanya üzerindeki şüphelerin son derece artmasına ve 'Bu darbenin arkasında acaba Alman istihbaratı var mı?' sorusunun sorulmasına sebep olur şeklinde cevap verdi. FETÖ’nün Avrupa için hiçbir zaman terör örgütü listesinde yer almayacağını kestirmek zor değil. Ama bu gelişmeler sonrası Yeni Şafak gazetesinden Nur Banu Aras ve Yasemin Asan’ın haberi, önümüzdeki günlerde Avrupa’da tahminimiz ötesinde gelişmelerle yüz yüze gelebileceğimizi düşündürdü. Haberde Diyanet’e bağlı imamları 'casusluk'la suçlayıp soruşturma açan Berlin yönetiminin camilere el koyup FETÖ’ye teslim etmeyi planladığı iddia ediliyor. Habere göre 6 Eylül-11 Kasım 2015 tarihleri arasında Alman devleti FETÖ adına Hayrettin Özkul, Abdullah Aymaz ve Hilmi Baykan ile masaya oturdu. Belli ki o tarihten bu yana görüşmeler devam ediyor.  MİT tarafından Almanya’ya verilen terör dosyasında elebaşı olarak nitelenen bu üç ismin, AK Parti'nin Müslüman Kardeşler'in bir parçası olduğunu, radikal İslam'ı körüklediğini söyledikleri ve bu camiler dışında bazı eğitim kurumlarının da kendilerine verilmesini istedikleri iddia ediliyor. İki hafta önce Yeni Asır gazetesine konuşan Almanya’da Türkiye’ye bağlı olarak faaliyet gösteren Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne bağlı camilerde çalışan ancak FETÖ kumpasıyla görevinden uzaklaştırılan K.A, FETÖ ve Almanların, Türklerin gittiği camileri ele geçirmeyi planladıklarını anlatmıştı. K.A., 15 Temmuz sonrası FETÖ’cülerin yeni hedefinin Türk camileri olduğunu, FETÖ’ye destek veren kişilerin bu camilerdeki imamları polise Türk ajanı olarak şikayet ettiğini ifade etmişti. Almanya’daki camilerin ve eğitim kurumlarının FETÖ’ye devredilmesi Avrupa’da bir domino etkisi oluşturabilir.

Ayrıca 15 Temmuz sonrası Türkiye’den kaçarak Avrupa ve Amerika’ya sığınan FETÖ’cüler bu ülkelerde çeşitli üniversite ve kurumlarda çalışmaya başladılar. Aldıkları bu uluslararası destek ile bir süre sonra yurtdışında ciddi bir FETÖ diasporası ile karşı karşıya geleceğimizi söyleyebiliriz. Halkoylaması sonrası çıkan sonuç bu savaşın rotasını ve şiddetini belirleyecek.