FUTBOLUMUZ SON DÖNEMEÇTE!

Fehmi KETENCİ 20 Ara 2018

Fehmi KETENCİ
Tüm Yazıları
Bilinen bir şey var ki, futbol bizler için varsa yoksa farklı bir yaşam biçimi. Onunla heyecanlanıp onunla dertlenip, hüzünleniyoruz. Coşuyoruz, bazan yemek yemeyi bile unutuyoruz. Ayrıca; etrafımıza bakarsak çok daha güzel şeyler olduğunu görebiliriz. Ama anlaşılan o ki onları görmek işimize gelmiyor.

      Bitik hale gelen futbolumuzdan mutluluk yolunda medet ummaya çalışıyoruz. Artık tükendik, ayrıca tükenmesi için de her şeyi yaptık.

      Ulısal takım konusunda her şeyi tükettik gibi. Öylesine tükettik ki, B liginden C ligine düştük. Pek dilimiz varmıyor ama, Avrupa Futbolunda basbayağı küme düştük.

      Kulağımıza gelen fısıltı rakamlarına göre oldukça yüksek mali gücü olan bir Futbol Federasyonumuz var. Üst düzey hakemlerimize baksanıza; yılda 400-450 bin TL civarında bir kazançtan söz ediliyor. Elit takımlarıımızın olduğu ligimiz, bir süre öncesine kadar transferlerde para saçma kousunda Avrupa’nın en gözdelerinden biri idi. Yani bu iş parayla oluyorsa bizde fazlasıyla vardı. Yanı paraysa para. Amma ne oldu? “Şapka düştü kel göründü” ve UEFA’dan öyle bir şamar yedik ki, o şatafatlı dönemlerinde, fiyakalalarından geçilmeyen o ünlü takımlarımız, bir anda UEFA FairPlay cenderesinde sıkışıp kaldılar.

      Kulüpleri her konuda denetleme görevi olan TFF bu kötü gidişin farkına bile varamamış. Milli takım için hatalı planlamalara bel bağlamış, teknik çalıştırıcılar için milyarlarca liraları harcamadaki yanlışlarının varkına bile varamamışlar.

      Sonuç; Avrupa’da küme düşen, her gelenin yaz-boz tahtasına döndürdüğü, futbolcu kaynağı olarak Avrupa Liglerinde oynayan, çoğu takımlarında süre alamayan gurbetçi futbolculara bel bağladığı bir ulusal takım.

     Bir kaç kez yazdım; her ne şekilde kurulmuş olursa olsun, geleceğe umut taşıyacak genç bir kuşak yakalanmış durumda. Planlı ve zorlamadan, tecrübeli ağabeylerinin arasında deneyim kazanmalarının sağlanması, yurt içindeki kaynakların da göz ardı edilmeksizin kullanılması ile gelecekteki ulusal takımı sağlam temellere oturtmak mümkün olabilir.

      Öncelikle, çok bilenlerin etkilerinde kalmayan daha güçlü, kurumsallığı ilke edinmiş iyi bir yönetim,

      Bir şeyi bir kez daha vurgulamak isterim. Tüm bunları yapabilmek için; yönetim biçiminde çok köklü bir revizyon ve yeni anlayışları benimseyen, deneyimli, futboldan iyi anlayan ve gözü kulağı Avrupa Futbulu’nda olan yeni bir futbol yönetimi göreve gelmeli ve günü kurtaran değil, uzun vadeli bir plan oluşturulmalıdır.

      Öncelikli olarak TFF yönetimi ve tüm kurulları ivedilikle yenilenmeli ve yeni anlayışların önü açılmalıdır.

      Burada; beğendiklerini parlatarak, yönetimlere taşım konusunda etkin olmaya çalışan spor medyamızın o çok bilenlerini asla göz ardı etmeyelim. Yazar-çizer, televizyonlarda aklına eseni söyleyebilenlerden bazılarının bu krizdeki etkilerini gidermek konusunda da çok özel önlemler alınması gerektiğini, futbolumuza çok büyük zararlar verdiklerini asla unutmayalım.

      Ülkemizde olmazsa olmaz bir yaşam biçimine dönen futbol artık bir başka mecrada yoldan çıkmış şekildedir ve devam etmektedir. Futbol artık devasa bütçelerin kontrolünde çok önemli bir sanayi. Yönetenleri de çoğunlukla para babaları. FIFA ve UEFA bir süredir bunun farkında ve gereken denetimleri yapıyor.

      Bu işi kapanın elinde bırakmayacaklar.

      En büyük dünya kulüpleri bile bu acımasız denetimin farkındalar ve ayaklarını yorganına göre uzatmaya çalışıyorlar.

      Ama hala futbolu bekleyen çok önemli bir tehlike var. Önce Çin kulüpleri ve ardından Arap ülkelerinin futbolda paraya dayalı gücünün yarattığı karmaşanın futbolun özünde önemli tahribat ve yansımalarının yarattığı tehlikedir.

      Futbol çok büyük bir sanayiye dönüştü.

      Doğal olarak da, para gücüyle büyüyen böylesine bir devi kontrol etmek de kolay olmasa gerek.

      Dünya futbol yöneticileri bunun farkında da, asıl önemli olan, biz bunun ne kadar farkındayız?