GLOBAL SAHTE BİLGİ PAZARI

Sezai ŞENGÖNÜL
Tüm Yazıları
Sahte haberlerle mücadele eden StopFake internet sitesinin kurucularından Ukraynalı gazeteci Olga Yurkova, beyanında sahte bilgiyi "demokrasi ve topluma karşı bir tehdit" olarak niteliyordu.

2014'te Ukrayna'da kurulan StopFake, 11 dilde hizmet veren bir haber teyit kuruluşu.

Yurkova, Rusya'nın 4 yıldır propaganda yaptığı Ukrayna'nın dünyaya yayılan bir akımın parçası olduğu görüşünde; "İnsanlar artık neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmiyorlar. Hiçbir şeye inanmaz hale geldiler ve bu tehlikeli bir durum" diyor.

StopFake grubu, Ukrayna medyasında şu ana dek 1000'den fazla aldatıcı haberi saptadı.

Yukarıda alıntısını yaptığım haberi geçtiğimiz hafta içinde "Savaş ve çatışmalara neden olan 3 sahte haber" başlığı ile Uluslararası bir televizyon kanalının Türkçe haber sayfasında gözüme ilişti. Nasıl olup koyduklarına da şaşırdım aslında. Çünkü bu haberi okuduğum haber sitesi de taraflı haber yapan, haberde dejenerasyon yapan, haberi manipüle eden, algı operasyonlarını bizzat aracılık eden bir medya grubu.

Son 5 yıldır özellikle Türkiye’ye olan bitenler esnasında da taraflı davranmış, açıkça Türkiye düşmanlığı, karşıtlığı ile ilgili bolca haberi sitesine taşımış, bizzat yapmış, bu yönde politika izlemiş bir medya organı. Hasıla gene de gerçeği ikrar eden bir haberi de koymuş. Nasıl olduysa. İlgili haber daha detaylı. Detaylarda başlıkta belirtilen o "üç sahte" haber ve bunun nasıl tespit edildiği, nedenleri, nasıl yapıldığı ve sonuçlarına kadar varan analiz ve bazı tespitleri içeriyor. Arama motorlarına ilgili haberde adı geçen gazetecinin ismi, vesaire bilgilerle girdiğinizde, bu haber ve detayları direkt karşınıza çıkar.


Diyeceğim o ki; 17 Eylül 2017 Tarihinde 'HİLEKAR ÖRÜMCEK VE YARDIMSEVERLİK KOZASI!' başlıklı bir köşe yazısı yazmıştım. Bu işlere dair epeyce ipuçları vardı o yazımda. Ama orada can alıcı şöyle bir paragraf da vardı; "Gazeteciler; bize dünyayı açıklar, düşüncemizi etkiler siyaset yaparlar. Peki, dünyayı gazetecilere kim açıklar?" Ünlü Alman gazeteci; Udo Uflkotte'nin gazeteciler ve gazeteciliğe dair yazdığı bir kitabından bazı alıntıları ilgili o köşe yazımda okuyucularla da paylaşmıştım. O kitabı bulabilen herkesin okumasını tavsiye ederim. Yine Murdoch'a dair yazılan bir kitaptan, aynı minvalde gazeteciler ve o dünyaya dair bazı ilginç ipuçlarını da başka bir köşe yazımda paylaşmıştım.


Bu tür algı, operasyon amaçlı, yalan, yanlış, manipüle amaçlı bir çok habere geçtiğimiz yıllarda Türkiye'de dahi çokça imza atıldığına şahit olduk. Bunların bir kısmı, sahte hesaplar altında, kaynağı meçhul "Operasyonel-algı tetikçilerinin" işi olduğunu hepimiz gördük. Çoğu insan bunun doğruluğunu, yanlışlığını araştırmadan paylaştı. Böylelikle kimi insanlar bir nevi onların amaçlarının gerçekleşmesine, bazen bilerek bazen de bilmeyerek bu şekilde bir katkı sağlamış oldu. Bu yüzden ve bu işlerin sonuçlarından dolayı kanuni takip ve soruşturma geçiren, başı ağrıyanlar da epeyce oldu sanıyorum. Bir çok insan töhmet altında kaldı. Onlarla ilgili yalan yanlış bilgi servis edildi. Ya da ülkeyi ilgilendiren diğer başka önemli konularla ilgili. Bu vb. konulara dair, bildiğim kadarıyla sosyal medya uzmanı Abdullah Çiftçi de bilinçlendirme amaçlı epeyce ipuçlarını, konferanslar ve TV programları aracılığı ile kamuoyuna taşıdı.


Hasıla tüm bunları birleştirdiğinizde bana kalırsa şöyle bir dersi çıkarmak gerekiyor: Önü arkası bilinmeyen, kaynağı sağlam, açık ve net bir şekilde görünmeyen, güvenilirliği teyide muhtaç, hiç bir habere fazlaca itibar etmemek lazım. Bu tür haberleri yaymamak lazım. İşin ehli, yetkilisi kim ise onun beyanını esas almak, ona kulak vermek lazım. Böylece yanlış işlerin, bilgi kirliliğinin önüne geçilmesinde okuyucular, yazanlar, toplum olarak, sosyal sorumluluk bilinciyle belki bizler de katkı sağlamış oluruz.
***
Bir de, bir kaç haftadır Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nin İÜ'den ayrılması gibi bir iddia gündemde. Orada okuyan öğrenciler ve aileleri biraz huzursuz. Açıkçası bana da bir kaç bilgi notu geldi, bu konuya dair. Bu işin aslı, astarı nedir? Kamuoyunu tatmin edici bir açıklama henüz yapılmamış gibi. Ben de şahit olmadım henüz buna. Orada ne yapılmak isteniyor, mevcut hakları olan öğrenciler, şayet orada bir değişiklik yapılacaksa; bu değişiklikten sonra hayatlarında ve özellikle de akademik kariyerlerinde nasıl bir değişiklik olacağını aileleriyle, akrabalarıyla birlikte merak ediyorlar. Ve şayet bir değişiklik olacaksa bunların artıları, eksileri ne olacak? Burada okuyan öğrencilerin ve ailelerinin bahsi geçen konulara dair daha tatmin edici bir açıklama beklentisi  yüksek... Sağlıcakla kalın.