​HANGİ "MAZLUMİYET DUYARLILIĞINDAN" BAHSEDİYORSUN TAŞGETİREN?

Ekin GÜN 14 Haz 2017

Ekin GÜN
Tüm Yazıları
Kendisini bu köşeye pek konu etmem.

Kendisini bu köşeye pek konu etmem.

Zira müdavimleri hocalarına laf söyletmez, “eleştirilemez” bulurlar.

Laf söyledin mi, kendisi hakkında iki cümle yazdın mı hemen ağza alınmayacak sözlerle linç kampanyası düzenleyip sindirmeye çalışırlar.

Lakin savundukları hocalarının 15 Temmuz’dan sonra yazıları biraz tuhaf. Hatta pek tuhaf.

Yaşına ve bilgisine hürmeten sustuk ama artık susulacak gibi de değil.

Ahmet Taşgetiren’den bahsediyorum.

Kendisini bilgili, vicdanlı biri sanıyorduk ama bilgisini eksik kullanan ya da çarpıtan biri olarak bilmiyorduk.

Öğrenmiş olduk!

Geçen Star gazetesinde bir yazı yazmış, şöyle diyor:

“Sayın Cumhurbaşkanı başta bir kategorileştirme yaptı. İbadet, ticaret, ihanet katmanı şeklinde. Şimdi çok yaygın kanaat şu ki, operasyonlar özellikle ibadet katmanını vuruyor.”

Taşgetiren bunu böyle demiş ama eksik bilgisinden kaynaklı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daha sonra yapmış olduğu açıklamayı konu etmemiş.

Bu da ahlaki bir durum olmasa gerek.

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan 18 Ekim 2016 tarihinde yapmış olduğu açıklamada şöyle diyor:

“Her kim FETÖ’yü kendi halinde insanlar olarak görüyorsa onun sadece izanından değil niyetinden de şüphe ederim. İyi niyetliydim diyordum ki; tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı hıyanet diyordum. Ama tabanındaki ibadet de artık zedelenmeye başladı. Artık onu da söyleyemiyorum. Niye? Bu kadar gerçekler yaşanıyorken o taban hesap soramıyorsa kusura bakmasınlar.”

Peki bundan neden bahsetmiyor Taşgetiren?

FETÖ sanıkları Ömer Faruk Kavurmacı ve Ekrem Yeter’in tahliye edilmesinden ötürü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kendisinin söylediği sözlerle vurmaya çalışıyor ama çarpıtma yoluna gittiği için kendi inandırıcılığını da yitiriyor.

Oysa Kavurmacı ve Yeter’i bahane ederek diğer FETÖ sanıklarının da tahliyesini isteyeceğine tüm FETÖ’cüler için tahliyelere karşı çıksaydı Taşgetiren’i eleştirmemize gerek kalmazdı.

Ama böyle yapmıyor.

Bilakis onların tahliye edilmesini eleştiriyormuş gibi yapıp “mazlum edebiyatıyla” diğer FETÖ sanıklarının da tahliye olmasını istiyor.

15 Temmuz’dan sonra tuhaf tuhaf yazılar yazıp FETÖ’cülerin “mağduriyetlerini” pek düşünen Taşgetiren, Fetullahçı Terör Örgütü’nün kumpasına uğrayanlardan ve terör faaliyetlerine maruz kalanlardan hiç bahsetmiyor.

Hal böyle olunca görmüş geçirmiş Taşgetiren’in FETÖ’yle mücadeleye “taş koyarmış” gibi yazılar yazmasını insan haliyle anlayamıyor.

İtirazımız da bu noktada kendini gösteriyor.

***

Ahmet Taşgetiren FETÖ’yle mücadele noktasında hiç kimseye imtiyaz gösterilmemesini ve FETÖ’cü olan herkesin cezasını çekmesini savunsaydı eyvallah der desteklerdik ama bunu yapmak yerine “FETÖ’cü kıyaslamasının” peşine düşünce şiddetle karşı çıkmak olağan hale geliyor.

Fetullahçı Terör Örgütü’nden bir tane mensup bile kalmayana dek bu mücadelenin sürmek zorunda olduğunu belirtse ve “mazlum edebiyatı” gibi kamuflajlarla darbenin senesinin dolmasına bir ay kalaya dek “mağduriyet yazıları” yazmaktan bıksa samimiyetinden de şüphe etmezdik.

Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kendi sözleriyle vurmaya çalışması bir de bunu Erdoğan’ın tüm sözlerinden bahsetmeden, eksik bir şekilde yapmaya çalışması artık yeter dedirtiyor.

Bir de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı “mazlumiyet duyarlılığına” davet etmesi de başka bir manidarlık.

Sadece Türkiye’de değil, dünyada mazlumlara sahip çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan dışında başka bir lider yok.

Bunu en başta kendisi bilirken bu tarz yazılar da neyin nesi oluyor?

“Mazlumiyet duyarlılığından” bahsediyor da 249 şehidin ailesinden ve binlerce gazimizden daha başka mazlum var da biz mi bilmiyoruz?

İşte böyle zamanlarda insan önce aynaya bakıp daha sonra konuşsa hiç fena olmayacak bence.