Evlenmişler ve ayrı evde yaşadıklarını açıklamışlar.

Piyanist Fazıl Say ve Ece Dağıstan evleniyorlar.

Ve geçen hafta Ece hanım ne sebeple açıklama yaptı bilemem tabi ki.

Diyor ki!

Biz sevgililiğe devam ediyoruz, evlerimizi bile birleştirmedik.

Ben Fazıl'a, ya da o bana hala sırt çantaları ile gidip geliyoruz.

Vay Ece hanım siz misiniz böyle anlatan, sosyal medyada demediklerini bırakmıyorlar.

Evli insanlar ayrı evlerde oturur mu?

Başlıyorlar tartışmaya.

Köşe yazarları, psikologlar, sabah programları tartışıyorlar.

Ece hanım eleştirilere Instagram hesabında cevap veriyor, şöyle yazıyor.

"Böyle evlilik olur muymuş ayrı evlerde oturanlar evli sayılır mıymış.

Madem ayrı evlerde niye berabermişiz.

Evlilik kurumu özgürlük kaldırmazmış" 

Ben Funda olarak, şahsen, samimiyetle söylüyorum ki ayrı evlerde yaşamalarına hiçbir şey demedim..

Ben olsam ayrı evlerde yaşamam tamam.

Ama insanlar böylesinin daha sağlıklı, daha heyecanlı olacağını düşünmüş olabilir.

Uzun seneler tek başına yaşamaya alışmış kimselerin aynı eve taşınmaları ve ortak hayatı yaşamaları zor olabilir.

Mutlaka kendilerine göre bildikleri vardır derim.

Ama Ece hanım.

Bizim ülkemizde bu açıklamayı neden yaptınız bilemem ama kusura bakmayın tartışırlar.

Evlendiğinde bir yastıkta kocayın dilekleri ile büyütülen insanlarız. 

Kusura bakmayın, ben de kocamla aynı yastıkta aynı evde yaşamak isterim.

Sırt çantamla kocama gelip gitmek istemem.

Ben aslında bu yazıyı da yazmayacaktım.

Ama sizin gereksiz açıklamanıza, tartışan insanlara ayar çeken üslubunuz hiç olmamış.

Üstelik belden aşağı.

Sanıyorum Seren Serengil'i kast ederek, "dedikodu programı yapan, üç evlilik geçirmiş, sayısız ilişki yaşamış, "kadın bunu kabul etmek zorunda kalmıştır" diyen tipler var".

Ece hanım ne kadar ayıp ettiniz.

3 evlilik, sayısız ilişki tanımınız hiç olmamış.

Demek ki sizin de evlilik ile ilgili anladığınız tutucu hikâyeniz var.

Yani, siz bir kadının evliliklerini ve ilişkilerini tek tek saymış ve toplamışsınız.

3 evlilik ve sayısız ilişki olmazlarındasınız.

Ece hanım devam ediyor.

"Konu hiç anlaşılmamış, kimsenin anlamaya mesaisi yok, ama gevezeliğe var.

Ben 17 yaşımdan beri tek başına yaşayan biriyim.

Evlenmek asla hedefim olmadı, bizim 2 evimiz var doğru, ama bu ayrı yaşamlar sürmek değildir.

Ama biz her günümüzü çoğunlukla 2 ev arasında geçiriyoruz.

Bu tipler, kadının kendi ayakları üzerinde duruyor olmasına, kadının kendi yaşam biçimini şekillendirmesine, zaten karşılar. Çünkü kendilerine yakıştıramıyorlar. 

Ama bilsinler ki bu hayat bize çok yakışıyor".

Ece hanım, sizin huzurlu bir yaşamınız var ise, 

neden sinirlisiniz, neden satırlar dolusu ayar çekiyorsunuz, neden başka kadınların evliliklerini sayıyorsunuz .

Ece hanım, çok mutlu olun, ben öyle isterim.

Siz insanların uzun yıllardır evlilikten anladıklarını, bu yazdıklarınızla değiştiremezsiniz. 

Demem o ki ayar çekerek, yapılacak mesele değil, yapamazsınız.

Ama.

Bence siz, kendi deyiminizle hemen ve çok çabuk kocanızın hayatına çömün.

Evlilikte çömülür.

Çömmek güzeldir.

Funda'nın aklındakiler…

... Gündüz programlarına bakıyor musunuz bilmiyorum 

Kadınlar evden kaçıyor. 

Küçücük kızlar, evden kaçıyor,

Genç kızlar evden kaçıyor.

Genç kadın anlatıyor, ailemi hiç sevmiyorum, annemi hiç sevmiyorum, babamı hiç sevmiyorum, beni aramasınlar hiçbirisi görmek istemiyorum.

Devamlı paramı istiyorlardı, ben kaçtığım adamla çok mutluyum. 

İnsan ailesinde herkesi sevmek zorunda değildir.

Ama ailende sevdiğin insanlar vardır değil mi.

Bazen inanamıyorum.

Tüm aileni silmek bu kadar kolay mıdır?

Bir erkek tüm hayatını, aileni silmeye değer mi..

Bu güce, bu iradeye nasıl sahip olabilir. 

Bana bakıyor.

Bana ekmek getiriyor.

Sahip çıkıyor.

Söylemleri, anlayışı bittiği zaman, bu kadınlar evlerinden kaçmayacaktır.

Kendini bir erkeğin sırtında yaşamaya mahkûm etmiş kadınları kurtaralım.