HAZİRAN AYI VE TÜRKİYE

Prof. Dr. Fahri ERENEL
Bu zirvelerden Türkiye'nin hedeflerine tam olarak ulaşabildiğini söylemek zor.

ABD eksenli yeni bir dünya düzeni tasarımı üzerine odaklanan, zirvelerin yapıldığı ay olarak tarihe geçen Haziran sona ermek üzere. Son Avupa Birliği (AB) zirvesi ile sahne perdelerinin şimdilik kapandığını söyleyebiliriz. Artık alınan veya alınamayan kararların sahada uygulamaları üzerine odaklanacağız.

Bu zirvelerden Türkiye’nin hedeflerine tam olarak ulaşabildiğini söylemek zor. Türkiye’nin özellikle Ege ve Doğu Akdeniz’de her türlü iyi niyetli yaklaşımını taviz vermek olarak gören ABD ve AB daha çoklarını isteyecekler gibi görünüyor.

AB’nin sınırı kesinleşmekte

AB zirvesi bunun habercesi gibi. Türkiye’nin AB üyelik sürecinde ilerleme, gümrük birliği anlaşmasının yenilenmesi taleplerinin dikkate alınmasını beklediği bu zirveden çıkan sonuç, Türkiye’nin sadece mülteci barınma yeri olarak görülmesi ve karşılığında 3 milyar avro verilmesi olmuştur. AB, mülteciler konusunda zaman kazanmaya çalışmaktadır. Türkiye-Yunanistan sınırında AB desteği ile yapılmakta olan duvar, bu duvarın her türlü teknoloji ile donatılmaya çalışılması aynı zamanda AB’nin sınırını da kesinleştirmektedir. Bu sınırda Türkiye AB dışında bırakılmaktadır.

ABD’nin Dedeağaç dahil Yunanistan’da birçok bölgede üs teşkil etmesi, Yunanistan Özel Kuvvetleri’ne ilk etapta 9 milyon dolar yardımda bulunması, karşılıklı savunma iş birliği anlaşmasının 3 yıl içinde ikinci kez ABD lehine güncellenmesi ve en önemlisi 22 Haziran 2021 tarihinde ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi’nin oy birliği ile onayladığı, Yunanistan'a yönelik askeri malzeme ve eğitim yardımını öngören yasa tasarısı ABD-AB iş birliğinin Türkiye karşıtlığında daha çok birleştiğinin en önemli göstergeleri olarak görülmelidir. Onaylanan yasa tasarısı ile 2022-2026 yıllarında Yunanistan'a yıllık 1.8 milyon dolar değerinde uluslararası askeri eğitim desteği ve silah alımı için kredi verilmesi, Yunanistan'ın sipariş verdiği F-35 uçaklarının teslimatı için yönetime yetki verilmesi, Sözde Kıbrıs Cumhuriyeti, İsrail, Yunanistan ve ABD arasında bir parlamentolar arası grup kurulması hedeflenmektedir.

Türkiye’nin batı ile ilişkisini kesmek

Bu tasarı ile hedefin Rusya olmadığı aşikardır. AB ile ABD, Türkiye’nin batı ile ilişkisini kesebilmek için her türlü yöntemi uygulamaya başlamışlardır. Duvar, askeri ve siyasi destek…

Güney Kıbrıs Rum Yönetimine uyguladıkları silah ambargosunu kaldırmaları, Bulgaristan’da tesis ettikleri ABD üsleri de bu planın bir parçasıdır. Bulgaristan’daki üslerin Rusya’ya karşı kurulduğu düşünülebilir. Ancak, bu üslerle birlikte ABD’nin Türkiye’yi batıdan kuşattığını dikkate almalıyız.

Diğer taraftan Karadeniz’de Rusya’yı tehdit etmek üzere artan NATO faaliyetleri, NATO kapsamında da olsa hem Rusya ile ilişkileri nedeniyle Türkiye’ye uyarı, hem de NATO aracılığı ile Türkiye’yi çevreleme hamlesidir.

Suriye ve Irak’taki ABD etkiliğini zaten biliyoruz. ABD hem Türkiye’yi, hem de Rusya’yı kuşatmaya devam ediyor. Ermenistan’daki seçimleri batı yanlısı Paşinyan’ın kazanması ilerleyen zaman diliminde sıranın Kafkaslara geleceğinin işareti olarak algılanabilir.

Ciddi bir beka sorunu

Türkiye, mutlaka bu çevrelemeyi etkisiz hale getirmelidir. Bu çevreleme attıkça baskılar daha artabilecektir. Bu durum geleceğimizi için ciddi bir beka sorun haline gelebilecektir. Türkiye, gecikmeksizin Suriye’de M4 karayoluna kadar olan bölgeyi, Irak’ta Sincar ve Musul dahil Irak’ın Kuzeyini kontrolü altına almalı, Kıbrıs’ta KKTC’nin tanınması veya Anavatan’a bağlanması için girişimlerini arttırmalı, KKTC’de gecikmeden deniz ve hava üsleri teşkil edilmeli, Yunanistan’ın Lozan anlaşmasına aykırı bir şekilde uluslararası hukuk tanımadan silahlandırmaya devam ettiği adaları kıyılarımıza en yakın olandan başlayarak ele geçirmeli, Ege denizinde Çin’in yaptığı gibi yapay adalar oluşturularak Yunanistan’a karşı hamle üstünlüğü sağlanmalı, Girit adasını üzerinde olan haklarımız daha güçlü bir şekilde gündeme getirilmelidir.

AB ve ABD’nin hamlelerine karşılık verilmez ise Haçlı seferleri, akabinde misyonerler ile başlattıkları Anadolu’yu Hristiyanlaştırma ve ele geçirme çabaları, sonra İngiltere’nin öncülüğünde Anadolu’yu işgal etme planları akamete uğratılan batı, Sevr’i uygulama konusunda giderek güçlenebilecektir.

Gün birlik zamanıdır.