HOLOGRAMİK AŞKLAR ZAMANI

Halil İbrahim İZGİ
Japonya'da bir adam hologramla evlenmiş. Düğüne annesi katılmamış. Seni doğuracağıma hologram doğuraydım demiş midir bilmem.

Hologram nedir diye soranlarınız olabilir, onun için kısaca açıklayayım: Gerçekte olmayan ama görüntü ve ses olarak üç boyutlu olarak üretilen hayal. Bu hayal insan şekline de büründürülebiliyor. Japonların robot merakının yeni aşamasında hologramlar sahneye çıktı. Önce siyasilerin kopyaları hologram haline getirilerek hologram mitingleri düzenlenmeye çalışılmıştı. Sonra insanlar ciddiye alıyor işte. Akıllının biri de hologramla evlenmeye çalışmış. Şaşırtıcı geldi ama bir o kadar da düşündürücü. Samuray dönemini Japonya’nın gerçek aşk yaşadığı periyot olarak tanımlayabiliriz. Sonra bizim Tanzimat’a denk gelen dönemde Meiji restorasyonu yaşadılar. Modern Japonya, platonik bir aşk temelinde yükseldi. Batı’ya duyulan, ilerlemeye duyulan karşılıksız bir aşk. Her ne kadar teknolojide ilerlese de Batılı olamadı Japonya. Bu platonik aşktan umudunu kesince hologramik aşk dediğimiz aslında var olmayan şeylere duyulan aşkları ürettiler. Araba ürettikten sonra robot ürettiler. Robotlarla evlenenleri duymuştum. Yalnızlıktan sıkılıp online karakterlerle birlikte yaşayanları da. Hologramik evlilik ise yenice gündeme geldi. Yakında başka evlilikler de görebiliriz.

Birbirine aşık olan iki yapay zeka arasındaki dramatik anlar ekranlara yansıyabilir. Bu fütüristik fantezileri bir tarafa bırakıp Türkiye’ye ve günümüze dönelim. İslam ve Sol isminde bir toplantı düzenleniyor. İşte dedim tam hologramik bir aşk. İslam’ı temsil eden kısım muhalif ve muarız yönleriyle öne çıkan kişiler. Gerçek bir dünyada yaşıyorlar ama nasıl desem Japonya’da hologramla evlenmek isteyen adamdan farkları yok. Türkiye’de sol uzun zamandır hologram şeklinde beliren ses ve görüntülerden ibaret. Sık sık hezeyanlar geçiren, bir kısmı oy deposu olarak Kürtleri gören ırkçı-terörist diskura sahip Ameriko-Marksistler diğer tarafı tabanı olmayan teorik hologramlar ve diğer bir taraf ise müesses nizamı temsil ettiğini düşünen naftalin kokulu görüşler. İslam’ı temsil ya da tarif ettiğini düşünen kişiler, sahici bir varlığı ve iddiası olan dini, Türkiye’de yerlileşmekle ilgili ciddi problemler çeken başka bir kesimle evlendirmeye çalışıyor.

Sol ismindeki hologramın temel özelliklerinden biri İslam’a küfretmektir. O kadar uzun yıllar, tüm kanatlarıyla sistematik olarak küfrettiler ve Müslüman kimliğe sahip olanları aşağıladılar ki kendilerini silik bir holograma dönüştürdüler. Halk onları artık olmayan bir varlık mesabesine indirgedi. Son olarak FETÖ’den medet umsalar da 15 Temmuz’da onunla iktidara gelemeyeceklerini de anladılar. Çare? Şu Müslümanların kapısına gidip biraz dilimizi değiştirsek ve oy istesek, sonra bildiğimiz aşağılamalara devam ederiz. Seçimi kazanana kadar. İslam ve Sol toplantısına katılan dini hassasiyete sahip kişiler hologramik aşıklar oldukları için bu gerçekleri kavramaları zaman alabilir. Olmayan bir şeye aşık olmak marazi bir haldir. Hele ki düğün yaparsanız ne anneniz gelir ne de o evlilik nesillerle devam edebilir.