İLBER ORTAYLI KRONİKLERİ

Halil İbrahim İZGİ
Tüm Yazıları
İlber Ortaylı Türkiye'de geniş bir kitlenin sözüne itibar ettiği bilge bir isim. Arada devreleri bozuluyor ve saydırıyor. Arada kızıyor ve kendini sevenleri de ters köşeye düşürecek sözler sarf ediyor.

Ama yine de kızanı az, seveni çok, ama anlayanı da maalesef az. Zaten “cahiller” şeklinde özetlenebilecek şikâyeti de bu yönde. Peki hocam ne yapalım da cahil olmayalım diye soranlara aklına geldiğince cevaplar veriyor. Yüzyılların imbiğinden süzülüp gelen nasihatlerini sıralıyor. Anlayan var mıdır emin değilim. Hoca tüm iyimserliği ile anlatmaya ve gençlerle iletişim kurmaya devam ediyor. İlber Ortaylı sadece geçmişi değil bugünü de tarihi süreklilik kıvamında ele alıyor. Günümüz insanını tarihin bir öznesi olarak tavsif ediyor. Kızdığı zamanlardaki duyguları biraz da buradan geliyor. Bu kadar köklü bir tarihin devamında rahat hayat süren kişilerin değerlere kayıtsızlığı çileden çıkarıyor.

Kitap ve gazete sayfaları arasında gidip gelen fikir beyanlarına bir yenisi eklendi. “Bir Ömür Nasıl Yaşanır?” ismindeki uzun söyleşi kitap olarak yayınlandı. İlber Ortaylı, Hürriyet gazetesinden Yenal Bilgici’nin geniş yelpazeye yayılan sorularını yanıtlamış. Buraya bir Yenal Bilgici parantezi açmama müsaade edin. Zira kendisi hemen herkesin sosyal medyada paylaşılan videolara veya gazete röportajına sıkıştırdığı konuları dikkatlice tasnif edip uzun form bir gazetecilik başarısı ortaya koymuş. Kolay gibi görünse de tecrübeli insanların en kıymet verdikleri şeylerinin başında zamanlarının geldiğini ve onları böylesi bir çalışmaya razı etmenin ne kadar zor olduğunu bilirim. İyi bir hazırlık ve sabırlı bir ikna süreci. Sonrasında kitap ortaya çıkmış. Hayatı anlam katarak nasıl yaşamalı sorusu kitapta kendine yer buluyor. Kendi adıma en kısa sürede temin edip okumaya başlayacağım. Nasıl İlber Ortaylı olunur sorusunun cevabının sayfalarda saklı olduğunu düşünüyorum.

İçinde bulunduğum yaş grubu için de tamamıyla katıldığım bir tespiti var: “Bu dönemde yazdıklarınız, çizdikleriniz daha başka olacak. 40’tan sonrası verimlilik açısından hakikaten nefis geçer. Keza olgunluk bakımından da öyle. Mesela bir insanı 40’ından sonra daha iyi sevebilirsiniz, hatta daha iyi bir âşık olursunuz.”

Söyleşiyi yapan Yenal Bilgici ve İlber Ortaylı’nın yanına Kronik Yayınlarının özenli editöryal çizgisini de eklemek gerekiyor. Doğru bir kişi, ehil bir gazeteci ile kaliteli bir yayın evinde buluşursa güzel sonuçlar ortaya çıkabiliyor. Daha çok okurla buluşması ve biz “cahillerin” bir nebze olsun aydınlanması iyi olur. Aklıma gelen başka bir konu daha var: Yüzyıllar sonra dünya kalırsa İlber Ortaylı’nın ilmi çalışmaları yerine bu hayat kılavuzluğu kalırsa ne düşünür acaba. 18. Yüzyılda Saraybosnalı Molla Mustafa’nın Günlükleri gibi İlber Ortaylı’nın geriye bıraktığı iz bu kitapla sınırlı olursa… Eski tarihi anlatırken güncel tarihiyle hoş sadası kalsa kubbede. Bence fena durmaz. Kitabı okuduğunuzda bana da görüşlerinizi iletir misiniz? Ben okuyunca aktarmayı düşünüyorum. Sevgili Yenal Bilgici, kitap için teşekkürler.