İMAR BARIŞI

Yusuf DİNÇ 18 May 2018

Yusuf DİNÇ
Konut piyasası kamu bankalarının ve onları takip eden bazı özel bankaların tutulu satışlar için uyguladıkları faiz oranlarını indirmesiyle canlandı.

Özel bankaların bir çoğunun bu noktada agresif olmadıklarını gördük. Piyasayı izlemeyi tercih ettiler. Bu durum “iyi ki kamu bankaları var” ikrarının tekrarını getirdi.

Konut fiyatlarının rasyonelini kaybettiği birçok bölgede sene başından bu yana fiyatlar normalleşti. Artan faizler de konut fiyat artışını baskıladı. Bunu fırsat olarak görenler döviz yerine konut yatırımını tercih etmekle etmemek arasında son dönem kur performansı nedeniyle bocaladı kaldı.

Kurdaki artış kafa karıştıracak kadar güçlü fakat seçim sonrası istikrarın devamı halinde kurda düşüş beklenebilir. Konut fiyatlarıysa dünyada özellikle İstanbul ele alındığında döviz cinsinden hiçbir muadilinin olmadığı kadar ucuzlamış durumda.

Bu durum yatırımcı için kafaları karıştıran diğer unsudur.

Fakat mevcut ortam zaten yatırımcı değil oturumcu ortamıdır. Yerleşmek üzere konut almak isteyenler için iyi bir fırsat sunulmaktadır. Mevcut konut kredisi oranları ve fiyatlarıyla insanlar beklentilerini karşılayacak bir eve sahip olma şansı elde edebilirler. Dahası yatırım da yapmış olurlar.

Ancak imar barışının belli muhitlerde fiyatları bir miktar aşağı yönlü etkilemesi söz konusu olabilir. Kaçak yapılaşmanın olduğu muhitlerdeki sosyoloji yeni üretilmiş konut satın almak için birikim veya kredibilite bakımından yeterli değildir. Eski konutlar ise satın alınabilecek makul fiyat aralığında olmalarına karşın hala fiyatlar birikim kabiliyetini zorlamaktadır ve irtifak/mülkiyet sorunu nedeniyle krediye konu edilememektedir.

İmar barışı ile bu konutların krediye uygunluğu sağlandığında emlak piyasasında önemli bir canlılık meydana gelecektir. Kaçak yapılaşmış konutların fiyatı artacaktır. Hâlihazırda krediye uygun olan konutların fiyatı ise bir miktar düşebilir.

Çünkü ruhsatlı yapının fiyatını besleyen dinamiklerden birisi olan krediye uygunluk artık bu etkisini yitirecektir. Daha önce tecrübe etmediğimiz bir konut piyasası yapısı oluşacaktır.

Fakat hedef birliği sağlamak gerekir.

Devletin imar barışı ile sağlayacağı gelirlerin bütçe açığı nedeniyle merkezi hükümet borçlanması üzerinde artan baskıyı ortadan kaldıracak nicelikteki etkisi olumlu katkının en önemli tarafı olarak kaydedilmelidir. Bu bakımdan kamunun piyasa odaklı olmadığı anlaşılabilir.

Piyasanınsa imar barışının makro sonuçlarıyla ilgili olmadığı görülmektedir.

İmar barışında kamunun ve vatandaşın beklentileri arasındaki bu farklılık performans üzerinde belirleyici olacaktır. Genellikle beklentiler farklılaştığında fayda azalmaktadır.

İmar barışının olumlu yönlerinin olumsuz yönlerinden çok olacağı tahmin edilebilir ancak bu işin iktisadi ve sosyolojik etkileri eş anlı yönetilmelidir.