İNGİLİZLER ÇOKTAN PİŞMAN OLDU

Ozan CEYHUN 18 Oca 2019

Ozan CEYHUN
Tüm Yazıları
Salı akşamı Londra'da yapılan oylamada beklenen oldu. İngiltere Başbakanı Theresa May'ın tüm çabalarına rağmen sonuç tam bir fiyasko. 202 kabul oyuna karşın 432 ret oyu kimseyi şaşırtmadı.

Avrupa Birliği ve İngiltere’nin aylarca üzerinde çalıştığı zar zor anlaştıkları Brexit-Anlaşma metni böylelikle İngiltere tarafından ret edilmiş oldu. 

Önümüzdeki pazartesi günü Başbakan Theresa May bir B Planı sunacak. Ancak May ne sunarsa sunsun artık pek “kabul göreceğe” benzemiyor.

Aslında sokaktaki İngiliz vatandaşı da bu “Brexit-Tiyatrosundan” bıktı. Sadece İngiliz vatandaşları değil diğer AB üyesi ülkelerin vatandaşları da Brexit kelimesini duymaktan bıktılar. 

İngiltere’de “AB’den çıkalım” referandumu yapılırken “ret oyu” veren çoğunluğun büyük bir kesimi bu işin bu derece zor olacağını ön görmemişti. Aynı şekilde baştan “oh bu İngilizlerden kurtulduk” diyen birçok diğer AB üyesi vatandaşları da “Brexit” nedeniyle ekonomik sorunlar yaşayacaklarını düşünmemişlerdi.

Şimdi herkes her şeyin farkında.

AB üyesi olmayan bir İngiltere aslında birçok olanağı yitirecek. Özellikle AB vatandaşlığını kaybettiklerinde sahip oldukları birçok olanağı kaybedeceklerini anlayan İngiliz vatandaşlarının bazıları AB üyesi diğer ülkelerin vatandaşı olmak için başvurular yapmaktalar. Almanya’da vatandaşlık başvurusu yapan İngilizler oldukça fazla. Hele İngiltere ve Almanya arasındaki tarihi çekişmeleri ve iki ülke vatandaşlarının birbirlerine yönelik önyargılarını düşünecek olursak çok sayıda İngiliz vatandaşının Alman vatandaşlığına başvurmasının ne derece alışılmamış bir durum olduğunu da görebiliriz.

Ancak İngiltere’nin ayrılacağı AB’de de durum pek parlak değil. Özellikle İngiltere ile sıkı ticari iş ilişkileri içinde olan kesimler “kara, kara düşünmekteler”. 

Kısacası aslında kimse bu durumdan memnun değil.

Peki şimdi ne olacak?

İlk önce hemen belirtelim: Labour başkanı Jeremy Corbyn istediği kadar hızlı bir şekilde güven oylaması için gerekli başvuruyu yapsın. Labour’un bu konuda şansı yok. 10 Kuzey İrlandalı Protestan milletvekilinin partisi DUP desteği ile azınlık hükümetine sahip olan muhafazakarlar bu güven oylamasında elbette Başbakanlarını koruyacaklar. Ne DUP ne de muhafazakarlar şu anda Labour’un istemesi ile seçime gitmeyecek kadar akıllılar. Theresa May da istifa etmeye niyeti olmadığını açıkladığına göre şimdilik var olan hükümet ile bu sorun çözülmek zorunda.

29 Mart 2019 günü İngiltere’nin AB’yi terk etmesi gerekiyor. Ancak anlaşmasız (No-Deal) bir “Brexit” her iki taraf için de büyük bir kaos anlamına geliyor. AB her ne kadar bu duruma “hazır” olduğunu açıklıyor olsa da durum vahim.

29 Mart 2019 tarihi eğer İngiltere bu konuda AB nezdinde talepte bulunursa ancak 1 Temmuz 2019 tarihine kadar uzatılabilir. Çünkü şimdiki Avrupa Parlamentosu’nun beş yıllık dönemi o tarihe kadar sürmekte. 23 ve 26 Mayıs 2019 tarihlerindeki AP Seçimlerine İngiltere katılmazsa ve İngiliz milletvekilleri seçilmezse bu konu da sona ermiş olur.

Kısacası herkes pişman. Biz Türklerin güzel bir ata sözümüz var: “Son pişmanlık fayda etmez” diyoruz.

Belki de bu nedenle her iki taraf da “Brexitsiz” bir çözümde uzlaşmak zorunda. Belki İngiliz vatandaşlarına bir referandum olanağı daha sunulsa sorun kendiliğinden çözülebilir. Çünkü bu sefer çoğunluk “AB’de kalalım” derse hiç şaşırmayacağız.