İNSAN İNSANIN KENARIDIR

Halil İbrahim İZGİ
Tüm Yazıları
Tanpınar, Paris'ten gönderilmiş bir mektubunda arkadaşlarından uzak kalmayı üzücü olarak görür ve Yahya Kemal'den bir alıntıyla izah eder bu durumu: "İnsan insanın ufkudur."

Gerçekten öyle, birbirimizle kurduğumuz iletişim ufkumuzu tayin ediyor. Vasatlıktan kurtulmak için çevremizle ve şehrimizle iletişim kurmamız ve birbirimizi olumlu yönde etkilememiz gerekiyor. İnsan tamam da şehir nedir diye soracak olursanız sizi bir yolculuğa davet edeyim.

Sabah kahvaltısında büyük kızımla geniş bir düşünce yolculuğuna çıktık. Marx ve Engels’in Komünist Manifestosfu’ndan Nietzsche’nin düşünce yolculuklarına uzayan besleyici bir yolculuktu. Teşekkür etti ve benden Komünist Manifesto’yu ve Irvin Yalom’un Nietzsche Ağladığında kitabını rica etti. Not ettim. Yola çıktığımda kitapçı bularak isteğinin yerine getirmeyi arzu ediyordum.

Tophane-i Amire’deki Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Kültür Sanat Merkezi’ne düşürdüm yolumu. Kenar Etkisi isminde güzel bir sergi vardı. Üniversite hocalarının farklı alanlardaki çağdaş sanat eserleri formları birbirlerine geçiş olarak tasarlamışlar. İçeride küçük öğrenciler de derslerinin bir kısmını resimler çizerek yapıyorlardı. Bu güzel manzarayı bırakıp başka bir güzel manzaraya, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Cihangir Cihannüma Tesislerine uğradık. Güzel bir manzara eşliğinde serginin kenarında düşünmeye devam ettik. Başka bir kenarda bir de çay içtik. Cihangir’in muhtar adaylarının seçim afişlerine göz attıktan sonra yürüyüşü sürdürdük.

Sonrasında İstanbul Modern’in geçici binasına doğru yollandık ama St. Pulcherie Lisesi’nin önünde bir fotoğraf retrospektif sergisiyle karşılaştık. Cafer Türkmen Retrospektif Fotoğraf Sergisi’nde Beytüşşebap’tan Burdur’a geniş coğrafyada bilimsel bir gezinin fotoğrafları bizi bekliyordu. Okulun alt katındaki sergiye girince şehir bize başka bir kenarını gösterdi.

Çıkınca bir kitapçıdan kızımın siparişlerini aldım. İstanbul Modern’e doğru yola devam ettim. Beyoğlu Meşrutiyet Caddesi’ndeki binaya girdiğimde içeride Yıldız Moran’ın fotoğraflarından oluşan Bir Dağ Masalı’nın içine girdim. Serginin içinde fotoğraflara bakan insanların fotoğraflarını zihnime çektim. İnsanın insanın kenarı gerçekten diye geçirdim içimden. Yıllar önce çekilmiş fotoğrafların önünde bambaşka bir fotoğraf sunuyordu şehrin bu kenarı.

Çantam yürüyüşten ağırlaşmıştı ama yürümeye devam ettim. Başka hangi kenarlar var derken Salt Galata’da Mihri Müşfik sergisine düşürdük yolumuzu. Öncü kadın ressamın tablolarındaki insanları seyreden sergi ziyaretçilerini görmek de ilgi çekiciydi.

İşimiz bitti derken Salt Galata’nın karşısındaki çağdaş sanat galerisinin sergi sloganını gördüm: Bu İşin Sonu Yok!

Hakikaten yoktu ve Üsküdar’a geçmek üzere bu davetkar sergiye uğramadan Karaköy iskelesine ulaştım. Yolda arkadaşımdan gelen başka bir daveti geri çevirdim. Her zaman iç içe olmaya gerek yok, bazen kenarda kalmalı insan diye açıkladım. Anlayış gösterdi ve yoluna devam etti.

Sabah kahvaltısında kızımla başlayan düşünce yolculuğun ardından kısa bir şehir turuyla günü bitirmiş oldum. Tophan-i Amire’deki kenar etkisi efsunlu şekilde günümü boyayıvermişti. Birbirimizle konuştuğumuz gibi şehirle de konuşmaya devam ediyoruz ve şundan eminim: İnsan insanın ve hatta şehir de insanın kenarıdır ve en güzel kenarlarımızın kıymetini bilelim.