İSRAİL ZULMÜNE KARŞI OLAN ÜLKELERDEN "İYİLİK ORDUSU" KURULSUN!

Arzu ERDOĞRAL 12 May 2021

Arzu ERDOĞRAL
İsrail zulmünden bahsetmek bir yana onu övecek kıvamda olanların "Bütün dünya İsrail'i kıskanıyor" başlığı ile "İsrail'de halkın büyük bir kısmı aşılandı, ülkede kısıtlamalar ve açık alanlarda maske takma zorunluluğu kaldırıldı."

Siyonist İsrail’in Ramazan ayında saldırı düzenlemekten ve can yakmaktan daha fazla zevk aldığını, ruhlarına işleyen kötülüğün Müslümanlar için mübarek olan günlerde zirveye ulaştığını kısa bir süre önce bu köşeden yazmıştım.

İsrail zulmünden bahsetmek bir yana onu övecek kıvamda olanların “Bütün dünya İsrail'i kıskanıyor” başlığı ile “İsrail'de halkın büyük bir kısmı aşılandı, ülkede kısıtlamalar ve açık alanlarda maske takma zorunluluğu kaldırıldı.” haberleri ile güçlü ve cici İsrail imajı vermelerini eleştirmiştim.

Bir eleştiriyi de kendimize yaparak içlerinde gram merhamet olmayanların, işgalci İsrail’e karşı Türk halkı ne zaman sesini yükseltse “Önce ülkemizdeki sıkıntılara bakalım” diyenlerin manipülasyonları sonucu Filistin’de yaşanan zulme karşı duyarsızlaştığımızdan yakınmıştım.

İsrail’in saldırılarını artırmasından sonra yine kendimize geldik. Tabii Müslüman halkların İsrail’e gösterdiği tepki önemli ama yıllardır Siyonistlerin zulmünü durduramadı.

Şu an İsrailli diplomatların sınır dışı edilmesi, şiddetli bir şekilde kınanması gibi öneriler var.

Ancak bunlar İsrail’i durdurmaz.

Başta ABD olmak üzere İsrail’in zulmüne karşı işgalcilerin yanında olan ülkelerin de merhamet duyguları sıfırlanmış!

AB, işgalci İsrail'in saldırılarını görmezden gelerek, ''Gazze'den İsrail'e roket atılması kabul edilemez'' açıklaması yaptı.

Şiddet olayları Kudüs’te artarak devam ederken, Mescid-i Aksa’nın bahçesinde bulunan bir ağaçta yangın çıkması sonucu adeta Siyonist Yahudiler bayram kutlaması yaşadı.

Yahudiler ‘Yimakh shemo’ İbranice anlamı 'Köklerini kazıyalım. Adlarını tarihten silelim' şarkısı ile coştular.

Yedioth Ahronoth, İsrail Güvenlik Kabinesinin toplantısında Gazze'den atılan roketler nedeniyle bölgeye geniş çaplı hava saldırısı düzenlenmesinin kabul edildiğini yazdı.

Mescid-i Aksa İmam Hatibi Şeyh İkrime Sabri ise Netanyahu’nun iktidarda kalma çabası için katliam yapmaya çalıştığını söyledi.

Dikkat çeken bir açıklama da Hristiyan din adamı Manuel Musallam’dan geldi.

Hristiyanlara Mescid-i Aksa yıkılacak, harekete geçin çağrısı yaptı.

Daha önce ise Türkiye’nin asker gönderme meselesi BM, Arap Birliği ya da İslam İşbirliği Teşkilatı gibi uluslararası kuruluşların kararlarıyla devreye girebilir denilse de faaliyete geçilmedi.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda ABD'nin Kudüs kararı oylandığında 128 evet, 9 ret ve 35 çekimser oy kullanılmıştı.

İslam İşbirliği Teşkilatı ise (İİT) ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararının ardından düzenlediği zirvede Doğu Kudüs’ü ‘Filistin devletinin işgal altındaki başkenti’ olarak tanımıştı.

2018 yılında İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yaptığı hain saldırının ardından Mevlüt Çavuşoğlu, 'Kudüs'e asker göndereceğiz' açıklamasında bulunmuştu.

Çavuşoğlu, “İlk defa İslam dünyası bir karar aldı. Filistinli kardeşlerimizin Kudüs'ün korunması için oraya uluslararası bir güç göndereceğiz. İsrail bundan sonra istediği zaman Filistinli kardeşlerimize saldıramayacak. Ve tabi ki bunu uluslararası camiayla BM ile birlikte yapacağız. Çünkü bu sadece biz Müslümanların derdi, sorunu değil. Üç semavi dinin ve üç semavi dine inananların sorunu ve sorumluluğu. " demişti.

Katar Emiri Temim son saldırılardan sonra 'İsrail'in saldırılarını durduracak her türlü rolü oynamaya hazırız' mesajı verdi.

Katar hariç Arap ülkelerinin İsrail ile ilişkileri malum!

Benim teklifim şudur ki, sadece İslam ülkeleri ile değil hangi inançtan olursa olsun Türkiye’nin öncülüğünde bir ordu kurulsun.

Adı “İyilik Ordusu” ya da başka bir şey olabilir. Önemli olan İsrail’i durdurmak.

Lafı eğip bükmeden söyleyeyim bu ordu, İsrail zulmünü durduracak şekilde hareket etmelidir.

Mescid-i Aksa Vakfı Müdürü Şeyh Ömer El-Kisvani, Harem-i Şerif'in hoparlörlerinden İslam dünyasına yardım çağrısı yaptı. 'Nerede Selahaddinler?' diye haykırırken, bu çağrıya ancak ortaya koyduğum teklif ile cevap verilmelidir.

Mescit-i Aksa’yı korumak sadece Filistinlilerin değil hepimizin göreviyken kınamaları bir kenara bırakıp İsrail’e anladığı dilden cevap verilmelidir.

Şayet “Söylemesi kolay” denmeye devam edilirse Allah korusun ilk kıblemizin yıkıldığı haberini duymamız çok uzak değil!