'İYİ Kİ VARSIN' DEDİKLERİMİZLE TÜRKİYE TEMİZLİĞİNE DEVAM

Yaşar İÇEN 29 Ara 2019

Yaşar İÇEN
Tüm Yazıları
Toplumun genelinin aksine temizliğe olan inancım daha ilk günden sonsuzdu.

Hemen 15 Temmuz sonrasında sıklıkla dile getirdiğim bir konu vardı; ‘mademki bıçak kemiğe dayandı her kademenin üzerine korkusuzca gidilerek en küçük mikroba kadar temizlenmeli...’

Çoğu umutsuzdu... Uluslararası destekle kurumlara çöreklenmiş terör örgütlerinin kovanlarına çomak sokmak yürek isterdi... FETÖ, PKK, DEAŞ ve daha niceleri Türkiye karşıtı olarak birleşmişti...
Anlayacağınız durum vahimdi vatandaşın da temizlikten yana pek umudu yoktu!
Ve her olumsuzluk bir yana hadi çomağı soktunuz bir deli cesareti ile diyelim, arkasının kararlılıkla getirilmesi çok daha önemliydi. Çünkü bir adım atıp sonra vazgeçip geri çekilmek çok daha tehlikeli olacaktı, çok daha palazlandıracaktı terörün maşalarını!
Toplumun genelinin aksine temizliğe olan inancım daha ilk günden sonsuzdu. Çünkü ‘Devletin’ kararlılığını biliyordum. Gittiğim yerlerde karşılaştığım ‘durum ne olacak Yaşar Hanım’ sorularına verdiğim cevap her daim şu oldu; ”Türkiye şu an ‘devlet aşığı neferlerinin’ doğum sancılarını yaşıyor. Türkiye antikorları, içimizdeki mikropları kesinlikle ve kesinlikle yok edecek...”
Bu inancımızdan değil miydi canla başla sokakları adımlama, anlatma ve yazma çabalarımız?
Sonra yüreklere su serpen kararlı isimleri birer birer görmeye başladı vatandaş. ’Acaba bu bir rüya mı’ fısıltıları eşliğinde çimdikler atılırken hepsinin ‘gerçek’ olduğu anlaşıldı kısa zamanda. Sümüğü akan çocuğu kucaklayan valiler de, okullarda çocukların coşkusunu paylaşan komutanlar da, kimseler duymasın diye gece vakti kapı kapı dolaşıp binlerce çocuğu tepeden tırnağa donatan emniyet müdürleri de gerçekti. Hem de fazlasıyla gerçekti...

Bu temizlikte en büyük ve en önemli pay İçişleri Bakanlığı kadrolarının oldu elbette. Düşünün; hızla kendini temizlerken diğer kurumları da temizleyeceksin ve onca yorgunluğuna rağmen bir yandan da samimiyet ve tebessümle onlarca yıldır yüreğine ateş düşen vatandaşını da şefkatle kucaklayacaksın!
Tüm bunları yaparken ‘vatan, vatandaş ve devlet’ sevdalısı azimli vali, kaymakam, jandarma ve emniyet yetkililerini de birer birer bulup kurumları emanet etmekte unutulmadı elbette. Vatandaşın ‘iyi ki varsın’ dedikleriyle buluşmasına vesile olanların yüreğine sağlık...
Gel zaman git zaman peki ya ‘milli eğitim camiası’ demeye başladık hep bir ağızdan çünkü çekirdekten sağlam yetiştiremezsek bireyleri her türlü mikroba mesken olur zihinler!
Milli eğitim camiamız adeta faciaydı! Öyle ağlar kurulmuştu ki dudak uçuklatan, mide bulandıran, başımızı duvarlara vurduran türden! Milli eğitim ‘çeteleşme’ konusunda Nirvana’yı bile alt etmişti. Buradan yazamayacağım türden bağlantılar ile okullarımız ve evlatlarımız vicdansızca işgal edilmiş gibiydi!

Bakan Ziya Selçuk her zorluğa rağmen ayak diredi ve start verdi temizliğe. Ama nasıl olacaktı? Nereyi tutsa resmen elinde kaldı adamın. Kadrolar, alımlar, ihaleler, tayinler, kantinler... Hepimiz “vah malâmİni” ölmüşüz de ağlayanımız yok dedik öğrendikçe!
İğneyle çukur kazacağını bile bile devam diyen Bakan Selçuk’un yolu uzun ve zordu zor olmasına fakat attığı en küçük adımda bile öğretmenlerden, öğrencilerden ve velilerden aldığı ‘iyi ki varsınız’ dönüşlerini aldıkça daha da güç buldu Bakan Selçuk. Ve daha büyük temizliklere doğru dümen kırdı...
Bununla birlikte Adalet ve İçişleri Bakanlığı’nın ‘terör mikroplarını’ temizleme konusundaki başarılı desteği ile milli eğitim camiasının kısa zamanda umuttan yana kalıcı adımların sinyallerini vereceğini göreceğiz yazın bir yere derim!