İYİ Kİ ZERRİN SÖYLÜYOR

Micheal KUYUCU 03 Şub 2019

Micheal KUYUCU
Tüm Yazıları
Türk pop müzik tarihinin en güçlü vokallerinden biri kim ne dersin Zerrin Özer'dir. Yetenekli olduğu kadar şanssız ve haksızlığa uğramış bir yorumcudur Zerrin Özer.

1981 yılında Eurovision Şarkı Yarışması ulusal finallerini kazanan ve Türkiye’yi yurt dışında temsil etmesi gündeme gelmişken son anda hala neden olduğu bilinmeyen bir nedenden dolayı Türkiye’yi yurt dışında temsil edememiş onun yerine Ayşegül Aldinç yurt dışına gitmişti.

1975 yılında “Söyler misin?” adlı yarışmada Modern Folk Üçlüsü ile müzik kariyerine başlayan Zerrin Özer o günden bugüne kadar aralıksız sahnelerde kaldı. Çok iyi şarkılar seslendirdi, çok iyi albümler yayınladı. Ondaki gırtlak Türkiye’de neredeyse hiçbir kadın vokalde yok.

Neden dünyaya açılamadı?

Zerrin Özer’i her dinlediğimde aklıma “bu kadın neden dünyaya açılamadı” diye düşünüyorum. Ama bırakın dünyaya açılmayı Türk müzik endüstrisinde de hak ettiği yere gelemedi. Aslında halkın gönlünde zirvede ama nedense medyada Zerrin hep bir adım geride kaldı, hep engellendi. Hep birilerinin gölgesinde tutuldu. Belki de onun kaderi öyle yazılmış yaradan tarafından. Kimisi asansörle çıkarken hayat gökdeleninin merdivenlerini kimisi de Zerrin gibi ağır ağır tek tek çıkar basamakları. Bu yönü ile Zerrin Özer’in bende yeri çok farklıdır.

TRT Müzik’ten müzik ziyafeti

Geçtiğimiz perşembe günü kanalları zaplarken TRT Müzik kanalında Zerrin Özer’in “Zerrin Söylüyor” adlı programına denk geldim. Zerrin o gün sesiyle bangır bangır şarkı söylüyordu. Duygulandım, geçmiş geldi aklıma. Rahmetli babam da izlerdi onun programını, annem de çok severdi sağlıklı olduğu günlerde. O kadar içten seslendiriyordu ki şarkısını yorumlarken Zerrin Özer bir ara dalıp gittim. Çok şey düşündüm. Düşündüğüm şeylerden biri de TRT Müzik televizyonunun böylesine güçlü bir sese canlı müzik ve sohbet programı yaptırarak ne kadar güzel bir olaya imza attığı oldu. Muhteşem bir sahne ve kaliteli bir orkestra eşliğinde bol bol şarkı söylüyor Zerrin Özer programında. Bir bakıyorsunuz pop bir şarkı, bir bakıyorsunuz bir türkü. O kadar güçlü bir ses ki ne koysan önüne bangır bangır söyler. Sahnesinde gevezelik yaparak zaman dolduranların aksine o şarkı söyler, inadına şarkı söyler. Her şarkı söylediğinde de daha da büyür gönüllerde. Geçtiğimiz perşembe günü “Bedir” adlı anonim türküye kattığı yorum bu anlatmaya çalıştığıma sadece bir örnek.

Zerrin Özer’in “Zerrin Söylüyor” programı perşembe günleri 22:15’te TRT Müzik’te. Programda bu dev vokalin seslendirdiği şarkıların bir bölümü kanalın YouTube sayfasında da yer alıyor. Neyi kaçırdığını merak edenler YouTube’dan eski Zerrin Özer performanslarını bir dinlesinler derim. Bu programı izledikten sonra sizde iyi ki Zerrin söylüyor diyeceksiniz.

Telegol Dijitalde

Bir dönemin efsane futbol programı Telegol’un şu an yayın yapacak bir televizyon kanalı bulamamasına bir anlam veremiyorum. Ciddi bir reyting kazanan ve gündeme yön veren bir programdı Telegol. Serhat Ulueren ve ekibi tarafından hazırlanan program en son TGRT’de yayınlanmıştı.

Geçtiğimiz hafta Serhat Ulueren, Telegol programının dijital medyadan faaliyetlerine devam edeceğini açıkladı. telegol.com.tr üzerinden bir güzel bir internet haber portalı açan program YouTube aracılığı ile de video yayınlarına başlayacakmış. Bu güzel bir gelişme her zaman dünyanın dijitale gittiğini söylüyoruz, bunu biliyoruz, ancak Telegol’un geleneksel medyada kendine bir kanal bulamaması Türkiye’de medyada başarılı olmanın beş para etmediğinin göstergelerinden biri.

Telegol ekibi bir dönemler üç büyük futbol takımının bir tanesi tarafından ambargoya uğramıştı, televizyon kanallarına çıkması engellenmişti. Açık ve net bir sözle söyleyeyim programın önü kesilmişti. Medya böyle garip bir dünya, başarı var olmak için gerekli olan tek kriter değil. Medyada barınmak için “ajans haberciliği” yapacaksın, yalaka habercilik yapacaksın, az düşmanın olacak, geniş bir çevren olacak bir de suratına tükürdüklerinde “yağmur” deyip geçeceksin. Bunları yapabilirsen uzun süre medyada kalırsın, yapamazsan işin zor. Telegol’un en büyük sıkıntısı da bu oldu. Gerçek spor gazeteciliği yaptı ve kendi pimini çekti. Meraklılar bu efsane programı dijitalden takip edebilir.

Berkay’ın Yeni Şarkısı: DELİLER

Arda Turan ile yaşadığı kavga sonrasında mahkemelik olan ve mahkemede gelir beyanı ederken Türkiye’nin en çok kazanan sahne yorumcularından biri olduğu halde aylık bin lira kazancı olduğunu söyleyerek müzik camiasını şaşırtan Berkay, yeni şarkısı “Deliler” dijital müzik platformlarına sundu.  Sözü ve müziği Sinan Akçıl’a, düzenlemesi Çağrı Telkıvıran’a ait şarkı Avrupa Müzik tarafından müziksevere sunuldu.

Gülçin’den modern Arabesk

HEPSİ Grubunda sergilediği performansla dikkatleri çeken ve başarılı bir solo kariyere imza atan Gülçin, Arabesk şarkılardan oluşan yeni albümü “Arabesk” albümünde yer alan “İkimize Birden” adlı şarkıya klip çekti. Daha önce Alişan tarafından seslendirilen ve Alişan’a kariyerinin en iyi günlerin yaşatan sözü ve müziği Mert Ekren’e ait olan şarkıya klip çeken Gülçin, bu tematik albümünde pop ile Arabeski başarılı bir biçimde buluşturdu. Arpej Müzik tarafından yayınlanan albümün ikinci klibi olan “İkimize Birden”in Ümraniye platolarında çekilen klibinde birbirini sevmesine rağmen bir arada olamayan bir çiftin hikayesi modern dansla anlatılıyor.

Med Yapım bu diziyi boş yere harcadı

Pazar akşamları Kanal D’de yayınlanan “Bir Litre Gözyaşı” adlı dizi erken final yapacakmış. Diziyi geçen yıl ben de zevkle izliyordum.  Gençlik dizileri çok güzel oluyor, hele bir de kurgusu iyi yapıldı mı zevkle izliyorsunuz. Yine Kanal D’de “Güneşi Beklerken” dizisi vardı birkaç yıl öncesinde, o da çok başarılı bir diziydi.

“Bir Litre Gözyaşı” 2019 yılına garip bir şekilde başladı. Diziyi izlemeye başladığımda şaşırdım. Dizide beş yıllık bir zaman atlayışı yaşanmış dizinin başrol oyuncularından biri olan Sanem Çelik başta olmak üzere oyuncu kadrosunun büyük bir bölümü diziden ayrılmıştı. Buna bir anlam veremedim, bir baktım ki dizi boyut değiştirmiş. Kusura bakmasınlar ama dizi biraz şaşırmış. Ne oldu, nasıl oldu diye kendi kendime sorarken izledim diziyi ama hiçbir şey anlamadım. Sonra sosyal medyadan bu dizinin dokuz oyuncusunun birden ayrıldığını öğrendim. Neden oldu, nasıl oldu bu iş anlamadım.

İzlediğim bölümün yüz program içinde on beşinci olduğunu gördüm. Birkaç gün önce de dizinin erken final yaptığını ve artık yayınlanmayacağını öğrendim. Neden oyuncularını kaybetti dizi anlamadım. Kişisel bir şey mi oldu yoksa ciddi olarak anons edildiği gibi senaryoda bir düzenleme yapmak için mi oldu bunlar tam bilmiyorum. Ama her ikisi de çok saçma olmuş. Bir dizinin başrol oyuncularından birini pat diye öldürerek diziden atmak büyük risktir, bunun nedeni eğer senaryo değişikliği ise radikal bir saçmalık. Dizi endüstrisi ciddi bir endüstri, iyi para dönüyor, kimsenin para kaybetme lüksü yok. Ama bu tarz hataların da yapılması çok saçma.

Müzik endüstrisindeki çeşitlilik

İstanbul Bilgi Üniversitesi öğretim görevlisi Dr. Funda Lena Türkiye’nin müzik endüstrisini kitaplaştırdı. “Türkiye’nin Müzik Endüstrisinde Çeşitlilik” adlı kitabında Türkiye’nin müzik piyasasının kaleme alan Funda Lena, akademik bir araştırma niteliği taşıyan çalışmasında müzik endüstrisini enine boyuna inceledi.

Kitapta Türkiye’nin 1920’lerden günümüze kadar ki müzik endüstrisinin tarihini anlatan Funda Lena, teknolojinin müziğe etkilerini, gazinolardan kulüplere müzik sahnelerini, müzik medyasını radyo ve televizyonların müziğe etkisini anlatıyor. Kitabında Türkiye’nin ana akım müzik medyasının müzik piyasasına etkisini araştıran Funda Lena’nın bu kitabı son yıllarda müzik adına yazılan en başarılı kitaplardan biri. Müzik okumak isteyenlere tavsiye ediyorum.

Çocuklar, Ebeveyn ve Çocuk Zirvesi’ne davetlisiniz

“İyi Gelecek” temasıyla ilk kez gerçekleşecek olan Ebeveyn ve Çocuk Zirvesi; alanında uzman yerli ve yabancı konuşmacıları, ebeveynler ve çocuklar için bir araya getiriyor. 3 Mart 2019 tarihinde ailelerle buluşacak olan Ebeveyn ve Çocuk Zirvesi, eğitime yön veren uzmanlarla birlikte eğitim dolu bir güne ev sahipliği yapacak.

5-13 yaş arasındaki çocuklar için birbirinden farklı ve faydalı atölyelerin düzenleneceği zirvede; yaratıcı drama, permakültür, arttırılmış gerçeklik, lego, İngilizce konuşma, inovasyon, mindfulness, vermikültür, ahşap oyuncak yapımı, yaratıcı sanat, robotik, maker, oyun ile kodlama, steam, flip flop, 3D kalem, masal, güvenli internet, çivi futbol sahası, ahşap tasarım ve şekillendirme, yaratıcı okuma ve yazma atölyeleri gibi alternatiflerle çocuklar zirvelerin tadını çıkaracak. Daha küçük yaş grupları için ise etkinlik alanında çocuk tiyatrosu düzenlenecek. Ayrıca ebeveynlerin çocukları ile birlikte katılacakları robotik, maker ve oyuncak tasarımı atölyeleri zirve programında yer alacak. “Çocuklarımız geleceğimizin yıldızıdır.” diyen Ebeveyn ve Çocuk Zirvesi Koordinatörü Işıl Boy Ergül; sağlıklı beslenme, spor, üstün zekalı çocuklara yönelik eğitim gibi en çok merak edilenlerin, bilinmeyenlerin, doğru bilinen yanlışların masaya yatırılacağı Ebeveyn ve Çocuk Zirvesi’ne tüm ebeveyn ve çocukları davet ediyor. Çocuklarımız geleceğimizdir. Onların gelecek nesillere daha bilinçli gidebilmesi için bu tarz etkinliklerin sık sık yapılması lazım.

Pop caz tınılı türkü dinlemek isteyenlere

Bir zamanlar dört yüz adlı bir müzik grubu vardı. İki kız ve iki erkekten oluşan grup iki binli yıllarda iyi bir çıkış yakalamıştı. Tanıtım konusunda arkasında ciddi bir destek alamadığı için grup erken dağıldı. Grubun esmer kızı Gülnür Gökçe, solo kariyeri ile müzik kariyerine devam etti. 2013 yılında “Porselen Düşler” adlı maxi single albümü ortalama yılda bir tane single hazırladı. Çok modern ve güçlü bir sesi ve yorumu var Gülnür’ün güzel de şarkılar hazırladı ama tanıtım konusunda o da tıpkı grubu gibi benzer sıkıntılar yaşadı ve hak ettiği ilgiyi alamadı.

Gülnür kısa bir süre önce “İçimdeki Ses” adında bir albüm hazırlayarak müzik kariyerinde pes etmeyeceğini kanıtladı. Albümü gördüğümde bir göz atayım dedim ve dinlemeye çalıştım. Bu kızın tarzını beğendiğim için mutlaka bu albümde de bir şeyler yapmıştır diye düşündüm. Albümü dinlerken çok sürpriz bir dinleti ile karşı karşıya kaldım. On şarkının yer aldığı albümde Gülnür, türkü tadındaki eserleri pop ve caz alt yapılar ve batı bir vokal tekniği ile seslendirmiş. “Çemberimde Gül Oya” ile açılışını yapan albümde Neşet Ertaş’ın “Bahçe Duvarından Aştım” türküsünün yanı sıra kulaklara aşina olan “Yaktın Yandırdın Beni” ve anonim türkülere yer verilmiş.

Türkiye’de iyi müzik yapılmıyor diyenlere çok net bir cevap bu albüm. Bırakın Türkiye’yi dünyada dahi ses getirecek bir albüm yapmış Gülnür Gökçe. Bu tarz albümlerin en büyük sıkıntısı Türkiye’de medyada hak ettiği ilgiyi alamaması. Özellikle müzik televizyonları ve radyolar papağan gibi aynı şarkıları ve birkaç şarkıcıyı temcit pilavı gibi pişirip topluma sunuyor. Genç yorumcuların kliplerini yayınlamak için para talep ediyor. Böyle bir pazar yapısında Gülnür ve Gülnür gibilerin işi de zorlaşıyor. “İçimdeki Ses” albümü öylesine kaliteli bir albüm ki türkü tınısını dünyaya sevdirebilecek kapasiteye sahip bir albüm. Ama gel gör ki bu tarz, Türk müziğini dünyaya duyuracak ve sevdirecek işler daha Türkiye pazarından vize alamıyor. Bu iş böyle gider Türk müzisyenini türkülerimizi ve alaturka müziğimizi dünyaya sunamaz. Her neyse, bence Gülnür Gökçe’nin “İçimdeki Ses” albümüne bir kulak verin türkü tadında evrensel bir sound duyacaksınız.