KANDIRILMA KADERİMİZ Mİ NEDİR!

Fehmi KETENCİ 30 Eyl 2018

Fehmi KETENCİ
Tüm Yazıları
Bir an düşünüyorum, gerçekten birçok konuda kandırıldığımızın örnekleriyle dopdolu bir yaşam sürdürüyoruz. Nereye gitseniz, her şeyin altında mutlaka kandırılıp kandırılmayacağımızla ilgili ufak da olsa kandırılma duygusuna kapılıyoruz.

      Özellikle yerli mallarda, yan sanayi ürünlerinde çoğu zaman rastladığımız, adına üretim hatası denilen eksik ve yanlışlardan muzdarip olanlarımız hemen hemen yok gibidir. Artık aldıklarımızda hangi tatsız sürprizlerle karşılaşacağız endişesi hep içimizi kemirir.

      Otomobil alırsınız çok kısa bir süre sonra bir arıza ile karşılaşırsız veya bir yerinde gözden kaçan montaj hatasın veya arızalı bir parçanın varlığı, özlediğinize kavuşmanın keyfini kaçırır. Her ne kadar, aldığınız sıfır ürünlerde en az iki yıl olmak üzere teknik ve fabrikasyon hatalara karşın garantiler vardır ama, en olmaz yerde böyle bir şeyle karşılaştığınızda yaşadıklarınız size mutsuz eder.

      Özellikle yerli montaj, yerli üretim otomobil, motor, beyaz eşyalar, bilgisayar ve şu akıllı telefonlar, elektronik aletler ve benzeri birçok üründe canımızı sıkan böylesine olaylarla çoğunlukla karşılaşabiliriz.

      Bunu ortadan kaldırmak için en iyimser ihtimalle, yarım, ama çoğunlukla bir gün veya çok daha fazlası, o hatayı gidermek için harcadığınız zaman en çok canınızı sıkan şeydir. Bazan şöyle de hayıflandığımız çok olmuştur. “Paramızla Rezil Olmak Buna Denir”. Keyfiniz kaçar.

      Kandırılmalarımızı bir hatırlayalım, Dünyanın  gelişmiş ülkelerinde de, fabrikasyon, üretim hataları zaman zaman olmuyor değil. Oralarda da oluyor ama, o tüketiciler bizdeki kadar mağdur edilmezler. Tüketici haklarının gereği yerine getirilerek sorun çözülür, kendinizi mutsuz hissetmezsiniz.

      Üretilen her ne olursa olsun, satışa çıkarılmadan çok aytıntılı testler ve gerek uzmanların, gerekse elektronik cihazların kontrolünden geçirilir ve fabrikasyon, teknik ve üretim hataları neredeyse yok derecesine indirilir. Olaki, sonraki kontrolde hata ortaya çıktığında, markalar, hatalı ürünlerini genel bir duyuru çağrısıyla tüketiciyi mağdur etmeden geri alırlar, ya zararınızı tazmin ederler ya da, ürününüzü yenisiyle değişirirler. Hatalı ürün araç ise o süreçte size geçici bir araç temin ederler ve size mağdur etmezler. Hizmet sektöründe “müşteri memnuniyeti” bu olsa gerek,

      Ülkemizde bu konuya bu kadar özen gösteriliyor mu? Çevremizde yaşananlara, yansıyan şikayetlere baktığımızda bu konu gerektiği gibi önemsenen olmanın çok gerisinde.

      Bazen öyle durumlara düştüğümüz oluyor ki, yaşanan bu olumsuzlukların üzerine yapışmasını önleyemiyorsunuz. Bu konuda hiçbir kabahatiniz olmadığını ispatlamak durumunda kalabiliyorsunuz.

      Kandırmak veya kandırılmak beşeri bir dürtüdür ve böyle bir durumla nerede ve nasıl, ne zaman karşılaşacağınızı kestiremeyebilirsiniz, Bile bile, hiçbir ikaz olmaksızın satışa sunulan defolu, arızalı veya kullanılmış bir ürünü satın almak durumunda kalabilirsiniz..

      Hemen, hemen, hepimiz semt pazarlarında birçok zorunlu tüketim maddelerini, sebze, meyve satın almak için gitmişizdir. Orada ihtiyacınızı kendiniz seçerek almak istersiniz ama çoğunlukla pazarcı seçtirmez, kendisi verir. Tartışma çıkmasın diye razı olursunuz ama eve gittiğinizde o gördüklerinizden farklıları koyulmuştur paketinize. Seçtirmeyen pazarcı önde görünenlerden değil arkadaki çürüklerden, bozuklardan doldurmuştur paketinize.

      Elektronik cihazlarda ve özellikle servislere gönderdiklerinizde zaman zaman kandırıldığınıza rastlamışınızdır. Serviz hizmeti iyi verilmemiştir, hatalı, yan sanayi ürünü takılmış, üstünkörü bakım yapılmıştır. Tamirden aldığınız ürününüz kısa süre sonra aynı ama daha büyük bir arıza vermiştir. Tüm bunlardan canı yananların şöyle bir sonuç kafalarında hep vardır. “Servisi bile olsa bir beyaz eşyayı, elektronik cihazı tamir veya bakıma gönderirseniz ondan artık hayır gelmez”.

      Yaşantımızda böylesine birçok örnek vardır.

      Yaşamımızı paylaştığımız çözüm ortaklarımıza inancımızı yitirdiğimiz bir gerçek.    

      Endişeli olmak, kandırılmak kaderimiz gibi!