KAYBEDEN ABD OLACAK

Ozan CEYHUN 17 Ağu 2018

Ozan CEYHUN
Tüm Yazıları
ABD neredeyse tüm dünya ile kavgalı bir halde!

Çin’e karşı büyük bir ticaret savaşına girişti. Rusya ekonomisini sabote etmeye çalışıyor. İngiltere’yi, Almanya’yı tehdit ediyor. AB’nin istikrarını bozmak için her yola baş vuruyor. NATO üyesi ülkeleri tehdit ediyor. BM’yi özellikle çok doğru olan Kudüs kararı nedeniyle cezalandırmaya çalışıyor. 

İsrail ve birkaç ufak ülkeyi saymazsak ABD artık dünyada yapayalnız. 

Avrupa’da, Afrika’da, Latin Amerika’da, Asya’da insanlar ABD’ye her geçen gün daha fazla düşman olmaktalar. Eğer ABD Başkanı Trump’ın hedefi bu ise, başarmakta! Ufak seçim hesapları ve iç politikaya yönelik planları uğruna ABD’nin imajını tüm dünya genelinde ayaklar altına aldırmakta. “Dolar” ile gerçekleştirdiği saldırı operasyonları belki kısa vadede kendisinin ABD iç politikası için yarar sağlıyor ama orta ve uzun vadede bir “bumerang” gibi ABD’ye zarar vereceği kesin.

Çin örneğinde olduğu gibi yaptırımları aslında kendi ekonomisine de zarar vermekte. ABD’de üretilen Alman binek araçları için büyük bir pazar olan Çin’de artık bu araçlar satın alınmıyor. Bunların ABD’de üretildiği fabrikalarda çalışan işçiler yakında bunun ne anlama geldiğini anlayacaklar.

Rusya’ya yönelik yaptırımlarına birçok AB üyesi ülke uymuyor ve uymayacak. 

İran’a uyguladığı ambargo İran ile ticari ilişkileri olan hiçbir ülke tarafından desteklenmemekte ve desteklenmeyecek.

Türkiye ekonomisine yönelik saldırıları ise ters tepiyor. Türkiye direniyor. Ayrıca bu saldırılar Türkiye’nin yeni alternatifler yaratmasına da olanak sunuyor. Tüm Türkiye’de insanlar ellerindeki dolarları bozduruyorlar. Doların ticarette kullanımı artık yerini başka para birimlerine bırakmaya başladı. Türkiye birçok alanda Çin, Rusya ya da İran gibi ülkelerle yaptığı ticarette karşılıklı milli para birimlerinin kullanımına yönelik yeni adımlar atıyor. 

ABD’nin sanki bir sömürge ülkesine yönelik kaleme alınmışçasına Türkiye’ye dayattığı şartlara Türkiye elbette boyun eğmez. ABD’nin tehdit ve şantajları Türkiye’nin vatandaşlarının daha da azimle ve kararlılıkla bu saldırılara karşı direnmelerini sağlamakta.

ABD Başkanı Trump örneğin Türkiye’nin de maddi katkı sunduğu ve üretiminde ortak olduğu F 35 savaş uçaklarının Türkiye’ye verilmemesi yönünde kararlara imza attığında aslında ABD’ye olan güveni de ayaklar altına almakta. Çünkü ABD’nin böyle bir yaptırım hakkı yok. Birçok başka ülke ile Türkiye’nin de üretiminde katkı sunduğu F 35 savaş uçaklarının Türkiye’ye verilmemesi şeklinde bir kararı tüm uluslararası hukuk kurallarını çiğneyerek alan bir ABD’nin Türkiye savunması açısından ne derece güvenilmeyecek bir “stratejik ortak” olduğu da bir kez daha gözler önüne serilmekte. Suriye’de terör örgütü PKK’nın uzantısı PYD/YPG’ye silah veren ABD, Türkiye’ye silah ambargosu tehdidi ile aslında Türkiye’nin hava savunması için Rusya’dan S 400’leri alırken ne kadar haklı olduğunu da kanıtlamakta.

Türkiye düne kadar “stratejik ortak” olarak tanımladığı ABD’ye bugün güvenmemek için her türlü nedene sahip. 

Aslında Türkiye bundan böyle tüm diğer ülkelerin ABD ile olan ilişkileri için de çok önemli bir örnek. Türkiye’nin ABD’ye karşı direnişi aslında bize geçmişte dillerden düşmeyen “iki, üç daha fazla Vietnam” sloganını hatırlatmakta.

Dünyanın ABD’nin tüm dünyaya zarar veren politikalarına karşı daha fazla Türkiye’ye ihtiyacı var. “İki, üç daha fazla Türkiye” günümüzün sloganı olmaya aday.

Aralarında Almanya, İtalya ve İngiltere gibi ülkelerin olduğu Avrupa ülkelerinin, Çin ve Rusya gibi süper güçlerin ve onlarca ülkenin Türkiye’ye destek veriyor olması sevindirici. Tüm dünya genelinde özellikle Müslüman ülkelerde insanlar Türkiye’ye destek amacıyla dolarlarını bozduruyorlar. Sadece Türkiye’deki insanlar değil Türkiye ile dayanışma amacıyla birçok başka ülkede de Müslümanlar ABD ürünlerini boykot etmeye başladılar.

Türkiye ekonomisi için elbette kolay değil böylesine “haince” saldırılar yapan bir dünya gücü ile başa çıkmak ama işte görüyorsunuz direnmeyi başarıyor ve başaracak. 

Türkiye’nin bu direnişi tüm diğer ülkeler için de bir örnek haline geldi. 

ABD eğer Trump’a dur demezse sonunda kaybedenin ABD olacağı kesin. ABD’de de bunun farkına varanların sayısı her geçen gün artmakta. Dileğimiz onların ABD seçmenini uyandırarak bu gidişin ABD’ye büyük zarar vermekte olduğunu anlatabilmeleri.