KOCAELİ'NİN ROTALARI VE TRANS SAMANLI PARKURU

İsmail ŞAHİNBAŞ
Tüm Yazıları
Kocaeli coğrafyası üzerinde, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi adına, 2017 yılı içerisinde bir ekip çalışması gerçekleştirdik.

Gerçekleşen bu çalışmanın sonuçlarını Doğa Kocaeli kitabı içerisinde toplamanın dışında, tüm rotalara mobil uygulama hazırladık. Tüm detaya www.dogakocaeli.com internet sitesinden ulaşılabilir.

Kocaeli doğası için yıl içerisinde yapmış olduğumuz Doğa Kocaeli isimli belgesel film de yayına girmiş bulunuyor. Kocaeli projesi detaylanarak sürüyor. Kocaeli rotalarını dört başlık altında topladık. Kitapta yer alan rotalar; yürüyüş ve bisiklet etkinliklerinden oluşuyor.

Samanlı Dağları parkurlarının genel yapısı

Bu bölgenin genelinde Kafkaslardan 93 Harbi’nden göçen halklar yaşıyor. Aynı dönemde Balkanlar’dan da bu bölgeye çok ciddi göçler olmuş. Bölge halkı mümkün olduğu kadar kendi öz değerlerini muhafaza etmişler. Rotalar; baharda komar çiçekleri ile bezeniyor. Yaz aylarında ise yeşilin her tonunu görebiliriz. Sonbaharda ise renkleri isim bulamayacağımız kadar çeşide bürünüyor. Samanlı Dağları rotalarının genel yapısını anlatan ilk iklim cümlesi; Karadeniz’in ılık rüzgârları, Ege’nin sıcak esintisi ile buluşuyor olur.

Samanlı Dağları Geçişi

Antik Nikomedia’dan Nicea’ya, günümüzdeki İzmit’ten İznik’e giden bu parkur antik Arganthonios, günümüzdeki Samanlı Dağları’nı geçiyor. Sırt çantalı gezginler için her iki taraftan da rahat geçilebilecek, içilebilir su kaynağı sorunu olmayan bu parkur 58 km. Temel yürüyüş kurallarını bilen, sırt çantası ile doğada yaşama becerisi olan her insanın rahatlık geçebileceği bu parkur, çok az bir bölümü dik iniş ve çıkışlar içeriyor. Parkurun başlangıcı; Kocaeli’nin Başiskele ilçesi sınırlarında bulunuyor. Parkur; ilçenin Yuvacık Kasabası’nda yer alan Yuvacık Barajı’nın bitiminde yer alan tarihi Servetiye Kemer Köprüsü’nde başlayıp Bursa’nın İznik ilçesinde Lefke Kapı’dan sona eriyor. Parkurun her iki tarafında da nitelikli yemek ve konaklama imkânı bulunuyor.

Beşkayalar Tabiat Parkı

Parkur Kirazdere Vadisi’ni takip ederek güney yönünde yükselerek gidiyor. Servetiye Köyü’nden sonra Beşkayalar Tabiat Parkı’na giren rota bu bölümde Kirazdere’nin kollarından biri olan (diğeri Sıcakdere) Soğukdere Kanyonu’na paralel gidiyor. Köyün çıkışında içilebilir su kaynağı ve bir de şelale bulunuyor. Parkurun yaklaşık olarak dokuzuncu kilometresinde (690 metre yükseltide) Soğukpınar (Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Su İstasyonu) olarak isimlendirilen bölüme ulaşıyor. Bu bölüme kadar orman içi toprak araç yolundan oluşan parkur buradan dik bir patika çıkış ile Papazçayırı (850 metre) olarak isimlendirilen yaylak alana gidiyor. Bu bölgede kamp yapılabilir sık çimenlik bir düzlük ve çeşme var. Papazçayırı’na giden patika yolun toplamı 6 km. Bu bölüm çok sık bir orman dokusu içerisinden geçiyor. Soğukdere Vadisi’nin görüntüsü yol üzerinden sadece bir bölgeden muhteşem görünüyor. Papazçayırı’nın 500 metre batısında Menekşe Yaylası var. Samanlı Dağları Geçişi’nin en keyifli bölümü Papazçayı’ından sonra başlıyor. Bin metrenin üzerinden sık bir ormanın içerisinden giden rota oldukça keyifli. Hemen hemen yer yerde içilebilir su kaynakları bulunuyor. Papazçayırı’ndan güneye giden yolu takip ederek hemen karşıya geçip devam etmek gerekli (Sola giden yol Aytepe’ye, sağa giden yol dönerek Menekşe Yaylası’na gidiyor). Bu bölümde hedefimize rotamız üzerinde bulunan Meteoroloji İstasyonu’nu (1121 m) koymalıyız.

Kocaeli’den Bursa’ya

Kapıkaya Yaylası’ndan bin kilometre yüksekliğinden Samanlı Dağları’nın sırt bölgesinden geçen rotamız Alıç Yaylası’na (1088 m) varıyor. Bu yayladan rotamız 93 Harbi’nde Batum’dan göçen halkların yerleşim alanı olan Elmalı Köyü’ne (805 m) iniyor. Köyde bulunan ahşap cami 1884 yılında yapılmış ama yakın zamanda yenileme geçirmiş. Köy kamp için çok ideal bir yer. Rotamız Elmalı Köyü’nden sonra Tekke Dağı’na doğru tırmanışa geçiyor. Bozkır iklimi niteliğinde, muhteşem manzarası ile Tekke Dağı yolu ilgi çekici. Bu yolun sonu bölgenin son Yörük yerleşimi olan İhsaniye Köyü’ne (787 m) ulaşıyor. Buradan 2 km’lik bir dik iniş rotamızı Roma Devri’nden beri kullanılan su kaynaklarına ulaştırıyor. Roma Devri’nden kalan su sistemine yöre halkı ‘Gâvur Arkı’ ismini vermiş. Roma, İznik’e bu bölgedeki dört kaynağın da suyunu götürmüş. Yerin altından geçen bu su kaynağı hala kullanılmakta, küçük bir hesapla yani 2 bin yıldır. Yöre halkı bu su kaynağına Hıdırellez zamanı kurban kesiyorlar. Eğer suya kurban kesilmezse bu kaynağın kuruyacağına, azalacağına inanıyorlar. Bu bölümden aşağıya baktığımızda İznik Ovası’nı, karşıya baktığımızda Katırlı Dağları’nı rahatlıkla görebiliriz. Rotamız üzerinde bulunan Dereköy’de (277 m) bir zamanlar tam dokuz değirmen varmış. Yakın coğrafyadaki tüm köyler ürettikleri buğdayları un haline getirmek için bu değirmenlere getirirlermiş. Geçmişin bir sanayi tesisi olan bu değirmenlerden bugün sadece üçü ayakta kalabilmiş. Bu bölümde rotamız Akdeniz iklimine giriyor. Dereköy’den İznik’e doğru rotamız üzerinde Abdulvahap Hz Türbesi ve Roma Dönemi su kaynaklarının ayakta kalan kısmı karşılıyor. Bu su kaynağının ulaştığı son nokta; İznik surlarındaki Lefke Kapı (122 m).