Pandemi bizi de vurdu. Magazinde çıt çıkmayan, sıkıcı zamanlardan geçiyoruz. Zaten evde oturan bir dünyadan ne çıkacak ki? Ama bu sıkıntının tek taraflı olmadığını gözlemliyorum. Sanırım bizi haber bulamamak ne kadar sıkıyorsa, milleti de haber olamamak o kadar darlıyor. Ve bu kaos herkesi tek bir nokta buluşturuyor. Sosyal medya! Artık kavgalar oradan yapılıyor. Sevgilinin aldığı pahalı hediyeler, oradan paylaşılıyor. Ceyda Düvenci bile kızının adet gördüğünü sosyal medyadan duyuruyor. Etrafta sapıklar, caniler kol geziniyorken, millet bebeklerinin fotoğrafını paylaşmaktan çekiniyorken, hangi kafayla böyle bir paylaşım yapılır onu da aklım almıyor. Canım ülkem henüz hazır olmadığı bu regl haberini eleştirmekle meşgulken… Bilmem kaç bin kilometre öteden, bir regl haberi daha geldi. Leandre Cohen de kan bulaşmış beyaz eteğini paylaşıp, altına “Kadın olmayı seviyorum.” yazmış. Anladım ki dünyaca kafayı yedik. Çok yakında tuvalete oturup, çıkanı da paylaşanları görürseniz şaşırmayın.

Güya;

 Nesrin Cavadzade “Bir Başkadır” dizisinde rolü gereği, total seyirciye iş yaptığı için mutsuz olduğunu söylemesi yapımcı Fatih Aksoy'u kızdırmış. Bu sebepten Nesrin'in diziden ayrılacağı dedikoduları başlamış. Cevadzade'nin yakın dostları Eda Ece ve Şevval Sam araya girince, bu karar ertelenmiş. Eğer bende bu işlerden az buçuk anlıyor ve Fatih Aksoy’u biraz olsun tanıdıysam. Bu haber külliyen yalan!                                                                                                        Fatih Aksoy gibi yıllardır bu işin içinde bir adam, rol ile gerçeği ayırabilecek zekaya sahip. Gerçekten Şahika diziden ayrılıyorsa da işin içinde bambaşka bir sebep vardır. Ama bana sorsalar, “Şahika’sız Yasak Elma mı olur?” diye… Derim ki; Halit’siz olur. Barış’sız, Kerim’siz olur ama Şahika’sız olmaz!

Karbon mutluluğu

14 Şubat öncesi sizlerden hayır duası alasım var. Paylaşacağım bu bilgi, kamu spotu tadında… Sevgililer Günü yaklaşırken kara kara düşünmeye başladınız. Bu derdi bilirim. Gece uyutmaaaz, gündüz güldürmeeez.                                                                                                                                                            Hiç alınmaca gücenmece yok, kadınların işi kolay! Garibim adamlara ne hediye alınsa kaderlerine razı, susup köşelerinde oturuyorlar. Ama adamların işi öyle mi? Ne alsalar kadınları memnun demezler. Pelüş ayıcık, kalpli balonlarla romantik olma devri çoktan bitti. Ama ola ki böyle bir gaflete düşmek üzere olan varsa, sokağa çıkma yasağını unutmasın. Bütün gece trip atan bir kadınla aynı evde kalma riskini, ben bile göze alamam. En havalısından alacağınız çiçekse anca asıl hediye için ön sevişme olur. Zaten sürekli gözümüze gözüme sokulan, pırlanta reklamları çıtayı öyle bir yükseltti ki ne alsanız çöp. Beyler; şimdi yazımın buradan sonrasını daha dikkatli okuyun! Geçenler de bir sebepten kuyumcu kuyumcu gezerken Emel Diamond’a girdim. Her bütçeye uygun, çeşit çeşit pırlantanın içinde resmen gözüm döndü. Laf aramızda, sürekli reklamlarda “Uygun fiyata pırlanta!” diyenlerin hiç de uygun olmadığı da öğrenmiş oldum. En güzel sürprizi de sona sakladım. Emel Diamond, Sevgililer Günü’ne özel Kapadokya tatili hediye ediyormuş. Hadi artık sayemde bu sene de yırtınız.