KÜRTLER NE Mİ İSTER? ASLINDA ÇOK BASİT..

Yaşar İÇEN 10 May 2021

Yaşar İÇEN
Dünya üzerindeki tüm terör ve kaos oluşumlarının-olaylarının kaynağı ideolojik değil, tamamen sosyolojik...

Dünya üzerindeki tüm terör ve kaos oluşumlarının-olaylarının kaynağı ideolojik değil, tamamen sosyolojik...

Çünkü ekonomik ve sosyal refahı yakalayan toplumlarda nifak tohumları boy veremez, çatlaklar ve ayrışmalar oluşmaz, herkes saygı çerçevesinde yaşaması gerektiğini bilir...
Geçen ay ki bir köşe yazımda Doğu ve Güneydoğu üzerinden birkaç başlığa yer vererek Sayın Cumhurbaşkanı’nın yakın zamanda Diyarbakır’ı ziyaret edebileceğine işaret etmiş ve şu minvalde ucu açık bir cümle bırakmıştım; “Kürtler ne ister başlığını önümüzdeki günlerde açıklamak üzere şimdilik bir bir kenara bırakıyorum...”
Şimdi de o başlığı itina ile bıraktığım kenardan alıp tam odağıma oturtmak ve çözümlemeler yapma vaktidir diyorum...
Türkiye Kürtleri aslında farklı hiçbir şey istemiyor! Tıpkı bu ülkenin sağlıklı düşünebilen her vatandaşı gibi... Fakat farklı hiçbir şey istemiyor derken bu mevzunun başına dönüp bazı onarımların mutlaka  yapılması gerekiyor çünkü bu ülkede yakın geçmişe  kadar “Kürt’üm demek, Kürtçe konuşmak-okumak-yazmak, Kürtçe isimler koymak YA-SAK-TI...
Kısaca Kürt olmanın karşılığı olarak karşılaşılan sözlü, fiziksel, psikolojik baskı ve şiddet vardı... Türkiye’nin neredeyse yüzde yirmi oranına yaklaşan bir halk yıllarca görmezden gelinmiş, baskı ve şiddet görmüşse yeni bir kapı aralamadan önce eski yaşanmışların bir daha hiçbir mecrada vuku bulmaması için yasal düzenlemeler gerekiyor elbette... Çünkü evet AK Parti ile Kürtler adına önemli sorunlar aşıldı desek de Kürtlere sorduğumuzda halâ büyük bir güven sorunu olduğunu görebiliriz. Evet her şey yolunda fakat ya bir gecede her şey geçmişe dönerse korkusu var! Ki bu konuda Türkiye’nin yakın geçmişte yaşadığı “niyet iyi olsa da uygulamada hatalı” olan hamleler sonucu elde edilen sorunlar halâ zihnimizde!
Böylesi bir girişimi bir daha ne Kürtler ne de bu ülkenin kurumsal yapısı istemez ve kaldıramaz!
Aslında anlatacak çok şey var da şimdilik kısa özetlerle gidelim derim... Şimdi gelelim el rehberi niyetine kısa kısa bölge üzerinden Türkiye tablosunda Kürtler ne ister analizlerime....
Kürtler; Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olarak hakta, hukukta, işte, sosyal hayatta, kurumsal-bürokratik-siyasal-idari kademede “önyargısız” eşitlik istiyor... Misal bu yaşıma ve yaptığım bunca aleni çalışmaya rağmen “Kürt, Diyarbakır, basın” triasını işiten bazı bürokrasi kademesi “düşünce tarzını bi araştıralım” diyormuş benimle yapacakları görüşme öncesi! Öncelikle belirteyim ben bu tür cümleleri duyunca trajikomik bir şekilde güler geçerim de gelin görün ki herkes ben değil... Gönül koyacak, kırılacak ve hatta tepkiyle sesini yükseltecek milyonlar vardır...
Kürtler; Doğu ve Güneydoğu’ya eşit yatırım dağılımı istiyor, fabrika istiyor, iş istiyor, istikrarlı idari plan istiyor... Tüm yatırımlar ülkenin batısında olmamalı...
Kürtler; göreve yeni başlayanların oflaya puflaya geldiği, eşini çocuğunu getirmediği ve bir an önce gitmek için gün saydığı Doğu’nun ve Güneydoğu’nun “zorunlu şark görevi” kapsamından çıkarılmasını istiyor...
Kürtler; “Kürt’üm ama...” diye başlamak zorunda bırakılan kendini aklama cümlelerinin psikolojik baskı formatından çıkmak istiyor...
Kürtler (bilhassa yeni ve orta nesil); bölge insanının hep şikayet eden, mağduru oynamak zorunda bırakılan, eksik-gedik ruh halinden kurtulmak istiyor...
Kürtler; “sözde” üç beş kanaat önderinin ağzından çıkan, toplumu ve Kürtleri asla yansıtmayan, çoğunlukla da kendi menfaatleri yönünde şekillenen cümlelerle hükümet politikalarının belirlenmesini ve  bu üç beş kişinin herkes adına konuşmasını istemiyor...
Kürtler; sabah-öğle-akşam-yedi gün-yirmidört saat “Kürtler bizim kardeşimizdir” söylemini artık duymak İS-TE-Mİ-YOR... Hatta geçmişte birkaç yazımda kullandığım “bu kadar fazla Kürt söylemiyle biz bile bizden çok sıkıldık koy verin gitsin bizi tıpkı herkes gibi” cümlem etrafında hem fikir olup toplanmaya başladı...
Kürtler; modern insan bilinciyle eşit haklarda vatandaşlık söylemleriyle muhatap olmak istiyor...

Dediğim gibi anlatacak o kadar çok tespit var ki “Kürtler ne ister” başlığına dair... Özetlemek gerekirse Kürtler; güven veren istikrarlı politikalar eşliğinde her başlıkta eşit olmak böylelikle de her mecrada sıklıkla zikredilen “Kürtler ile başlayan” cümlelerden kurtulup “bizler ile başlayan” cümlelere geçmek istiyor...
Unutulmasın ki bir çocuğu genel tanımlamadan çıkarıp ona özel cümleleri kırk defa derseniz o çocuk o cümlelerin yarattığı “ayrışma travmasından”  bir türlü kurtulamaz...