MESELE SADECE FIRAT'IN DOĞUSU DEĞİL

Güngör YAVUZASLAN
PKK, Suriye'de ABD'den aldığı silah ve para desteğini sadece Suriye'de değil Türkiye ve Irak'ta da kullanıyor. Bugün Kandil'ci kadroların ellerinde yeni seri ABD menşeli silahlar var.

Türkiye'nin Suriye özelinde Ortadoğu'da verdiği mücadele sınır komşularının toprak bütünlüğünün yanında Kudüs mücadelesidir. Irak'ta 25 Eylül 2017 gayrimeşru referandum sonrası askeri müdahale ile tartışmalı bölgelerin kontrolü büyük oranda Bağdat’a geçse de buzdolabına konan sorunlar hala varlığını devam ettiriyor. 2003 işgal sonrası Irak’ta ortaya çıkan Erbil-Bağdat güç dengesinin en önemli dönemeçlerinden birisi oldu. 2017 Eylül ayına kadar Barzani İdaresi alanda gayrimeşru kazanımlar elde ederken Bağdat DEAŞ çeteleri ile boğuşuyordu. Başta Kerkük olmak üzere petrol sahalarına hegemonya kuran Erbil-Süleymaniye ikilisi 16 Ekim 2017 sonrası tüm kazanımlarını kaybettiler. Irak Kürt Bölgesi 2003 sonrası ABD desteği ile elde ettiği kazanımlarının da üzerinde önemli bir kayba uğradı. Kerkük merkezli yeni bir sözde devlet konuşuluyorken şimdi iki parçalı yeni bir Irak Kürt Bölgesi ortaya çıktı. Sorun alanda dondurulmuş gibi dursa da yeni çatışmalar her zaman yaşanabiliyor. Irak Bölgesel Kürt Yönetimi kısa bir zamanda terör örgütü PKK ile mücadeleye girebilir. PKK, Suriye'de ABD'den aldığı silah ve para desteğini sadece Suriye'de değil Türkiye ve Irak'ta da kullanıyor. Bugün Kandil’ci kadroların ellerinde yeni seri ABD menşeli silahlar var.

DEAŞ VE PKK IRAK'TAN GELDİ

Suriye'de 2011 yılında olaylar başladığında alanda ne DEAŞ ne de PKK vardı. Ülkede baba Esad'ın zamanında beri himaye edilen Amanos dağlarına yakın Afrin bölgesinde bulunan terör yapılanması dışında Suriye gizli servisi El Muhaberat kontrolündeki hücrelerin varlığı biliniyordu. 2012 yılının sonu ve 2013 yılı başlarında Irak'ta faaliyet gösteren terör örgütü DEAŞ Suriye'ye gelerek alan kontrollerine başladı. 2014 yılında ise diğer terör örgütü PKK Sincar hattını kullanarak Kandil’ci kadrolarla başta Haseki ve Kamışlı bölgelerinde terör alanları oluşturmaya başladı. İki örgütte Suriye'ye alana girdiklerinde Irak'taki kadrolarının bir kısmını Suriye'ye taşıdılar. Rusya ve ABD gibi güçlerin alana müdahil olması ile devlet dışı aktörler ve terör örgütlerinde yer aldığı tarihin en kanlı çatışmalarından biri merhametsizce yaşanıyor. Bir düşünün zamanımızda bir rejim kimyasal silah kullandı ve bu BM tarafından resmi olarak raporlanmasına rağmen aynı silahlarla siviller öldürülmeye devam ediyor.

TÜRKİYE HEP GÜVENLİ KAPI

Suriye iç savaşında aylara göre değişen haritaların yanında binlerce insan yaşamını yitirdi. 911 km sınırın öteki yakasında ölüm kusan silahlardan kaçabilenler güvenli kapı Türkiye'ye sığındılar. Bugün Türkiye'de bulunan 3 milyon 500 bin civarında sığınmacının yanı sıra Suriye içinde Türkiye'ye yakın noktalarda bulunan milyonlarca iç sığınmacı var. Bu ailelerin hemen hemen hepsi savaşta bir yakınını kaybetmiş ya da ağır yaralanmış durumdalar. Fırat'ın doğusunda yüz elli yerleşim yeri terör örgütü PKK/YPG yapısının elinde DSG adı altında işgal edilmiş durumda. Rejim İDLİP bölgesine karşı tutumunu Fırat'ın doğusu için göstermiyor. Alanda dikkat çeken durum ise rejimin elinde olan Halep’teki PKK varlığı ile PKK/YPG yapısının elinde bulunan Haseki ve Kamışlı’daki rejim üslerinin varlığı. Şam ile PKK/YPG yapısının açıklanmayan birçok anlaşması var.

GÖZLEM NOKTALARI, TAMPON BÖGELER VE KORİDORLAR

Türkiye 2016 Ağustos ayında başlattığı Fırat Kalkanı Harekatı ile Suriye'de ilk defa terör örgütlerinin alan kontrollerinin sonlandırmasını başlatan güç oldu. DEAŞ'ın elinde bulunan başta Çobanbey, Jarablus gibi sınırın sıfır noktasındaki alanlar terörden temizlendi. Türkiye bunun ardından Zeytin Dalı Harekatı ile 2018 Ocak ayında diğer terör örgütü PKK/YPG başta olmak üzere DEAŞ unsurlarını Afrin hattından temizledi. Böylece kendi kontrolünde bir tampon bölgeyi Suriye Milli Ordusu (ÖSO) ile oluşturdu. Türkiye Astana Masası süreci ile İdlip'te 12 gözlem noktası kurmasına giden diplomasi sürecini Rusya-İran ve dolaylı olarak Şam ile yürütüyor. Yine Doğu Guta ve Halep'te sivillerin tahliyesinde kurulan insani koridorlar da Türkiye'nin katkısı en temel etkenlerden biri oldu.

MÜNBİÇ, SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ VE ÖTESİ

ABD ile Türkiye arasında sonlandırılmayan Münbiç mutabakatının yanı sıra şimdi ''Güvenli Bölge ya da Barış Koridoru'' süreci başladı. ABD sözde DEAŞ'la mücadelede ortağı PKK'yı koruma altında tutarak 5 ile 12 km civarında bir sınır tampon bölgesini oluşturmak istiyor. Türkiye ise 30 ile 35 km derinliğinde TSK'nın kontrolünün etkin olduğu ve sivillerin dönebileceği bir barış alanı istiyor. Tartışılan bölgede 150'yi aşkın yerleşim yeri terör örgütünün elinde. Rakka Arap nüfusun yoğun olduğu bölge. Haseke ve Kamışlı bölgelerinde Kürt yerleşim söz konusu. Münbiç'te Arap nüfusunun yanında Türkmen varlığı da bulunuyor. ABD'nin hem rejimden kalan hem de sonradan kurduğu üs ve kamplarının sayısı 30 civarında. TSK'nın hem sınırda hem de FK ve ZD bölgesinde askeri varlığı giderek artıyor. Fırat'ın doğu yakasında Süleyman Şah Türbesi Fırat'ın kilidi durumunda.

PAZARLIKLAR COĞRAFYASINDA TÜRKİYE OLMAK

Ortadoğu'da her gün dengeler kum fırtınasındaki tepecikler gibi değişir. Pazarlık masasında bir halkın kaderi varken Türkiye ise merhamet kalkanı oluşturdu. Suriye iç savaşından etkilenen yaklaşık 10 milyon insanın korunması için kendi kaynaklarından fedakarlık eden bir Türkiye. Rejim dahil Suriye'nin toprak bütünlüğünü pazarlık konusu ederken Suriye'nin bütünlüğün garantisi olan bir Türkiye. Şimdi S-400 sürecinde bağımsız bir karar alan Türkiye burnunun dibinde ABD tarafından kurulmaya çalışılan ikinci İsrail terör devletine izin vermeyecektir. Türkiye sadece 35 km derinliğe inmenin yanında alandaki PKK yapısının sonlanmasını istiyor. Peki anlaşma olmazsa ne olur? Cevap çok net ''Bir gece ansızın”.