MÜEZZİN HİKAYELERİ

Halil İbrahim İZGİ
Tüm Yazıları
Bursa'da bir müezzin beş vaktin ezan makamlarını camiyi ziyaret eden turistlere takdim etmiş. Besbelli takdim için hevesli ve ezanın inceliklerini göstermekten mutluluk duyuyor. Gıpta etmemek elde değil. Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız bir simit yemeyi özler bir de sokaklarda ezan sesi duymayı. Gurbet, ezan seslerinin duyulmadığı yerdir.

Bir arkadaşımın babası Eyüp Sultan Camii’nin müezzinlerindendi ve emekli olduğu halde görevine devam etmiş. Son ezanını okurken ezan okumaya doyamadığını söylemiş. Mezara indirirken söylemişti arkadaşım. Doyulmaz bir lezzetmiş. Şahsen çocukluk günlerimdeki amatör müezzinlik girişimlerinin ötesine geçmedi tecrübelerim. Bursa’daki hevesli müezzinin enerjisi turistlere de sirayet etmiş ve sosyal medyada paylaşmışlar. Sonra milyonlarca kişi tarafında paylaşılmış ilahi çağrı. Dinleyenler mest oluyor ve İslam’ın sesi milyonların gönlüne doğru güzel bir musiki eşliğinde akıp gidiyor. Mutlu olmamak imkansız. İslam’a kulak veren kişilerin elbette hepsi Müslüman değil. Ama bu ilahi mesajın yankılanmasına mani değil.

Aklıma başka bir müezzin hikayesi geldi. Avusturyalı bir yönetmenin çektiği belgeselde İstanbul’daki müezzinlerden birinin insani olarak portresi gözler önüne seriliyordu. Film festivallerine bir insan hikayesi göndermeye çalışan yönetmen, müezzinin ailesine ve güzel ezan okuma yarışmalarına odaklanıyordu. Müezzinin çocuğunun beklentileri ve bir meslek olarak müezzinlik ele alınıyordu. Derli toplu bir hikaye olmasına rağmen etkileyici olmaktan uzaktı.

Bu ikisinin arasında da Uzak İhtimal filmindeki arada kalma hali geldi. Denk gelirseniz izleyin.

Bursalı müezzinin çabasını görünce yaptığımız işi meslek olarak değil aşk olarak yaparsak ne kadar fazla gönüle girebileceğimizi anladım. Sadece camide okunan ve namaz çağrısı yapan ifadeler değil ezan. Ezan Mehmet Akif’in deyimiyle şehadetleri dinin temeli olan bir sözleşme.

Geçen hafta Katar’a yaptığım seyahatte sosyal bir ortam sağlayan mahalli mecliste, zenci bir Kabe müezziniyle tanıştık. Misafirler için en güzel ikramı yani ezanı seslendirdi. Mutlu olduk. Güzel okunan ezanı dinlemek gönüllere sürur veriyor. Üsküdar’da okunan çifte ezanları hatırladım. Birbirleriyle düet yapan müezzinlerin ahenginin şehre kattığı zenginliği duyumsadım.

Sonra aklıma ezandan rahatsız olanlar geldi. Belki ezanın kendisinden belki de ayarsız seslerden rahatsız oluyorlar. Bilemiyorum. Ama ezan sesine tahammülü olmayan İslamofobik bir kitlenin varlığı aşikar. 15 Temmuz’da müezzin dövenleri de var bunların. Zor iş ezan okumak, daha zoru da ezanları susturmamak.

Günün her vakti için ayrı bir makamda okunan ezanlar bizim millet olarak ezana aşık olduğumuzu gösteriyor. Vaktin sesinin dinlediğimizi ve ezanın hakkını verdiğimizi de…

Bursalı müezzinin ezanları tüm dünyada yankılandı ve üzerinde güneş batmayan ezanlara yenileri eklendi. Kulaklara olduğu gibi gönüllere de girmesini temenni ediyoruz ve Yüce Rabbimizin müezzinlerimizin seslerine kuvvet vermesini niyaz ediyoruz. Ezansızlık gurbettir ve Allah bizi öz vatanımızda gurbette bırakmasın. Ezandan rahatsız olanlara idrak ve ezanın hakkını veremeyenlere de idrak nasip etsin.