MUSUL SANCISI

Zeynep BAYRAMOĞLU
Tüm Yazıları
​Musul 10 haziran 2014'te DAEŞ'in eline geçmişti. Örgüt, ağustos ayında Erbil'in kapısına dayandığında ise Kuzey Irak Bölgesel Kürt yönetimi Türkiye'den yardım istedi. Türkiye bir süredir Başika kampında Sünni Haşdi Vatani güçlerine ve Peşmerge'ye eğitim veriyor. Irak Başbakanı İbadi'nin İran güdümlü açıklamalarına ve Amerika'nın rahatsızım çığlıklarına rağmen Türkiye sahadan çekilmedi.

Musul 10 haziran 2014’te DAEŞ’in eline geçmişti. Örgüt, ağustos ayında Erbil’in kapısına dayandığında ise Kuzey Irak Bölgesel Kürt yönetimi Türkiye’den yardım istedi. Türkiye bir süredir Başika kampında Sünni Haşdi Vatani güçlerine ve Peşmerge’ye eğitim veriyor. Irak Başbakanı İbadi’nin İran güdümlü açıklamalarına ve Amerika’nın rahatsızım çığlıklarına rağmen Türkiye sahadan çekilmedi. Pazartesi gecesi beklenen Musul operasyonu başladı. Kuzeyden Peşmerge ve Ninova Muhafızları, güneyden Irak ordusu çok cepheli bir savaşa girişti. İleriki günlerde operasyonun genişlemesi bekleniyor. Bu süreçte Türkiye’nin masada ve sahada olması, operasyon sonrasında bölgede sözü geçer bir aktör olması için şart. Çünkü asıl kritik konu DAEŞ sonrası ne olacağı…

En büyük endişe Şii milislerin kente girmesi. Mezhepçi katliamlarla bilinen Haşdi Şabi’nin Musul’a girmesi durumunda daha önce Felluce ve Tikrit’te yaşananlara benzer olaylar gerçekleşebilir ve bu gerçekleşirse 1 milyonu aşkın Musullunun göç etme ihtimali var. Göç dalgasının ilk vuracağı yerlerden biri Erbil.

Hafta sonu Erbil’deydim. Kürt İslam Partisi Genel Sekreteri Selahaddin Muhammed Bahaddin ile görüşme imkanımız oldu. Bahaddin, Musul için etnik katliam korkusunu dile getirdi. Şii militanlar kente girmez Haşdi Vatani kontrolü sağlarsa sorun olmayacağını, sürecin diyalogla yürütülmesi gerektiğini söyledi. Musul’da DAEŞ’e karşı mücadelenin önemine vurgu yapan Bahaddin, yapabiliyorlarsa kendileri yapsınlar, yapamadıkları için yurtdışından birlikleri çağırdılar şeklinde açıklama yaptı. 

Operasyonun başlaması ve DAEŞ’in Tel Afer’e çekilmesi durumunda 70 bin Türkmen’in yaşadığı şehir koalisyon güçleri tarafından yerle bir edilebilir. Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşed Salihi, kentin büyük bir yağma ve zorunlu göce sahne olacağı görüşünde. Ayrıca Amerika’nın PKK’yı piyon olarak kullandığı bu planın gerçekleşmesi durumunda Tel Afer-Sincar-Habur hattında 85 kilometrelik PKK koridorunun oluşacağını, sonra bu koridorun Haseke-Tel Abyad-Ayn el-Arap hattına bağlanacağını söylüyor. Salihi ayrıca Irak’ta da bir güvenli bölge kurulması gerektiğini ve Suriye’deki Fırat Kalkanı’na benzer bir harekatın gündeme alınması gerektiğini belirtiyor.

Gelelim bu savaşın bizi en çok ilgilendiren kısmına… 

DAEŞ’le mücadele ettiği bahanesiyle PKK’yı Suriye’nin kuzeyine yerleştiren ABD, aynı planı Irak’ta hayata geçirmeyi planlıyor. Eski Musul Valisi Esil Nuceyfi, Haşdi Şabi'nin operasyonda yer alması sorun yaratır, PKK’nın operasyona katılması ise bir felakete yol açabilir diyor. PKK’nın Musul operasyonunda rol alması demek, Fırat Kalkanı ile Suriye’de hüsrana uğrayan terör örgütünün Irak’ta can suyu bulması demek. 

Sancılı günler bizi bekler.

 Erbil’de bulunma nedenim Grup Tillo’nun Ahmedi Hani Divanı galasıydı. Başbakanlık Tanıtma Fonu ile Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle düzenlenen konsere siyasetçiler de katıldı. Yaptıkları müziğin ötesinde verdikleri mesajlar çok önemliydi. Siyaset, savaş, kan, gözyaşı… “Coğrafya kaderdir” sözüne inat Türkçe ve Kürtçe şarkılar söyleyen Grup Tillo’nun konseri bence oldukça anlamlıydı. Tüm emeği geçenlere teşekkür ederim.

Sağ olsunlar, var olsunlar.