MUTASYONLA DANS ETMEK!

Fehmi KETENCİ 02 Ağu 2021

Fehmi KETENCİ
Son "Bir kaç haftadan beri eskiye dönduk gibi. Pandemi dönemindeki gelişmeleri dikkatle takip eder olduk.

     Son “Bir kaç haftadan beri eskiye dönduk gibi. Pandemi dönemindeki gelişmeleri dikkatle takip eder olduk. Bir süre önce, üzerimizde iyice ağırlaşan psikolojik durumumuzla ilgili; “Korkmayalım da ne yapalım” başlıklı bir yazı yazmış. Anlatmaya çalıştıklarımda bir süre oluşan umutvar ortama güvenerek kafamızdaki korkulardan biraz uzaklaşır olmuştuk.

     Ancak son haftalara girdiğimizde değişen pek de farklı bir durum yok gibi görünüyor. Şimdi de yaşamımızda koronavirüsün yeni versiyonu Delta Varyantı var. Koronaviriüs son durumunu gösteren yeni verilere göre, hızla artıyor gibi seyreden vaka sayıları, 25 bin sınırına dayandı. Uzmanların söylediklerine göre, önümüzdeki bir iki hafta bu değişimin nerelere varacağının en net göstergesini yansıtacak. 

     Başımızdan hiç gitmeyen koronovirüs illeti, yaşamımızda zerre kadar huzur bırakmadı. Uzunca bir süredir üzerimize çöreklenip tam bir travmaya dönüşen salgın korkusunda vaka ve vefat sayılarındaki azalmalar biraz olsun yaşamımızdaki korkuları  azaltmaya başlamıştı. Ancak, son günlerde, Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan günlük k oronavirüs raporlarına göre, ö zellikle kısıtlamaların iyice gevşetilmesinden sonra vaka sayıları ve en önemlisi vefat sayılarında günden güne dikkat çeker kısmı artmalar, işin ciddiyetinden uzaklaşmaya başladığımız anlayışının esiri olmaya başladığımızı gösteriyordu.

     Neredeyse normal hayatımıza dönmüş gibiydik. Aşılama çalışmalarındaki yoğunlaşma ve kısıtlamalı yaşamdan ayrılmış olmak bizi oldukça rahatlatmış, korkularımızı da azaltmıştı. Veri tablosuna yansıyan vaka ve vefat sayılarındaki azalma da varolan pandemi gerçeklerinden uzaklaşmamıza neden oldu. Sokaklar, caddeler, kafe restoran, AVM’ler ve benzeri kapalı alanlarda yoğunlaşan kalabalıklarda  yaşamlar normale döndü, şehirler arası gidip gelmeler, aile ziyaretleri, tatıl yerlerine sıklaşan ziyaretler, durumu biraz olsun endişeye dönüştürdü. Bu serbestlik, bazı gerçekleri  dikkatten kaçırdığımızın işareti gibiydi. 

     Son aylarda adından iyice söz ettiren, Delta Varyantı’ndaki yayılma kendini hissettirmeye başladı. Kovid-19 değişimleriyla başımıza yeni dertler açacak gibiydi. Aşılama konusunda sıklaşan uygulamalar, aşılamanın gerekliliğini iyice öne çıkardı. Ancak, aşılama konusunda olması gereken oranlara hala varamadığımız gerçeğini de ortaya çıkardı. Delta Varyantından korunma ve yayılmasını engeleyebilecek aşılanma uygulamalarının  hızlandırılması ve toplum bağışıklık oranının arttırılması gereken  oranlara yüseltilmesi, yeni mutasyonlar dan da korunabilmek için ilk yapılması gerekendi. 

     Son haftalarda yaşamımızda salgınla ilgili değişen hiçbir şey yok gibi. Pandemi döneminin şu aşamasında ne durumda olduğumuzu hiç bilemiyoruz. Son gelen bilgile re göre; salgın döneminin en normal yaşam biçimini uyguluyor gibiyiz, Ancak yine de, nefesini ensemizde hissettiğimiz, hızla yayılma eğilimindeki Delta Varyantının gölgesindeyiz. Bugün ne durumda olduğumuz değerlendirilecek bi lgi sahibi değiliz ve salgının hangi aşamasındayız, korku ve endişe durumumuzu değerlendire bilmenin neresindeyiz, yaşamımızı neye göre düzenleyeceğiz konusunda  kafalarımız hala karma karışık. “tıknefes” hale dönüşen yaşam biçimimize nasıl yön vereceğiz.

     Aşılama çalışmalarına devam ediliyor. Dördüncü dalga söylentileri ve yeni kısıtlamalar gelebilir  söylentileriyle ilgili soru işaretleri yanıtlarını arıyorken, yaşadığımız bilinmezler iyice can sıkıcı.

     Son günlerde dillendirilen salgında dördüncu dalgaya ne kadar hazırız bilemiyoruz. Mutasyonla sonu gelmez danslar durumundayız.

BİR TUTAM TEBESSÜM    

SEN İÇME!..

    Adamın biri bara girmiş ve bara doğru seslenmiş: 

    - “Garson, herkese içki ver, kendine de bir tane al” demiş.

    Bardaki her kes ısmarlanan içkileri içmişler. 

    Garson hesap için gelince adam: “Para yok” demiş. Tabi garson adamı bir güzel dövüp dışarı atmış. 

    Aynı adam diğer akşam tekrar gelmiş ve yine; “garson herkese içki kendine de al” demiş ve sonuçta parası olmadığı için yine dayak yemiş ve gitmiş. 

    Bu üç akşam böyle devam etmiş. 

    Dördüncü gün yine gelmiş ve bara dönerek; 

    - “Garson herkese içki fakat bu sefer sen içme, içince sapıtıyor, sonra da kavga çıkarıyorsun.”