MUTLU KEDİLER MUTLU ŞEHİRLER

Halil İbrahim İZGİ
Tüm Yazıları
Gece etrafta tıkırtı duyunca yerinden kalkmak istemeyenlerin aklına getirmek istedikleri ihtimaldir bir kedinin ziyareti. Kedi deyince yüzümüz gevşer ve ortak bir dil gelişiverir herkesin arasında.

İstanbul kedilerin başkenti sayılabilecek bir şehirdir. Kedilere hürmet şehrin şanındandır. Kediler kişilere değil şehre aitlerdir ve gerçekten de şehrin hakkını vererek gezerler. Fotoğrafları ayrı güzeldir, videoları ayrı şirin.  En nemrut suratlı olanlarımız bile yüzünde bir tebessümle gevşer. Camilere de girerler, okullarımıza da. Kediler madem bu kadar hayatımızın içinde neden yerel seçimlerde onlara seçme ve seçilme hakkı vermeyiz diye düşünür dururum. İstanbul kedilerinin bir meclisi olsa bir de başkanı. İnsanlar değil de kediler karar verse. Tamam şaka yapıyorum. Ama en azından belediye reisi adaylarımız kediler konusunda ne düşündüklerini açıklamalılar. Onların hayat standartlarına dair geliştirecekleri projeksiyonlar aynı zamanda insanlara bakışları hakkında ipucu verecektir. Aç kedi kalmayacak dediklerinde anlarız ki insanlar da aç kalmayacak. Tüm kedilerin başını sokacakları konutları olacak derlerse anlarız ki aç açıkta insan kalmayacak. Kedilerin karşıdan karşıya geçmeleri önceliğimiz derlerse bundan da yayaları çok daha fazla düşüneceklerini anlarız. Uyuyan kedilerin rahatı kaçmayacak diye bir vaat olursa gereksiz gürültüyü azaltacaklarını kedilere yetecek oyun alanları derlerse çocuklarımız için yeterli parkların olacağını pekala anlayabiliriz. Kedilerin görüşleri bizler için önemli mi diyorlar o zaman biliriz ki şehrin her bireyi müstakbel belediye başkanının umurundadır. Sonra? Sonrası şu: Kedilerin tırnağı bile acımayacak derse şehrin tüm insanlar için güvenli bir yer olduğunu anlayabiliriz. Kedileri düşünen aynı ilgiyi insanlardan esirgemez ya? Böyle düşünüyorum.

Japon modernleşmesi denilen periyotta Natsume Soseki diye bir yazar çıkmış ve insanları kediler üzerinden anlatmış. Tüm bir millet bu adamın peşinden kedi sever hale gelmiş. O kediler ne yapmış biliyor musunuz Japonya’ya? Nasıl bir millet olmaları gerektiğini göstermiş. Tanzimat’ta kedilere yeterince eğilmiş olsaydık belki Japonlarla aynı yoldan gidebilirdik. Nasip kısmet işte. Olmamış.

Siz yine de benim kediler konusundaki görüşlerimi yabana atmayın. Birbirimize kedilerin üzerinden bakmaya çalışırsak inanın farklı bir pencere açmış olacağız. Sevdiğimiz sahabelerin en önde gelenlerinden biri Ebu Hureyre’dir. Yani kediciklerin babası. Namaz kılacağında üzerindeki kedileri kaldırmaya kıyamaz elbisesini kesermiş. Merhameti kediden esirgemeyen bu yüce gönüllü sahabe bizlere örnek olmalı. Kedileri düşünmek aynı zamanda tüm canlıları düşünmek demektir. Mutlu kediler, mutlu şehirlerin alametidir. Hadi bir şey daha söyleyeyim: Bir şehrin karakterini kedilerinin tabiatından anlarsınız. Sokakta kedi yoksa o şehirde hiç tamamlanmayacak eksiklik var demektir. Kediler güvenle kucağınıza geliyorsa, işte o şehirde yaşanır azizim. İstanbul neden güzel diye soran olursa bunu deyiverin. Yeter mi? Hayır. Kediler için ne yapsak az. Adaylarımız bunun daha fazla farkında olmalı.

Nasıl? Bu yazı bile yüzünüze bir tebessüm kondurdu değil mi? Ne sandınız?