Bu hafta vizyona giren “Saklı” filminde, arkadaşının babasına aşık genç bir kadın. İyi bir oyuncu gibi duruyor… Dahası olacak gibi duruyor. Rol icabı aşık olup öpüştüğü adam, rahmetli babasının gerçek hayattan  arkadaşı. Esas konu bu; haber olan ve ufak tefek tartışılan konu ve öpüşme sahnesi. Filmin  hikayesine takılan, hikaye üzerinden ahlaki bir durum yaratıp tartışan yok zaten, yaparsa da ayıp olur zaten. Filmdir, hikayedir, senaryo ne diyorsa yapıyordur... Çok sinemacıyım, ben de  buna inananlardan biriyim..

Neyse...

Sanki, filmi yer gök eleştirmiş, yerden yere vurmuş gibi, ahlak sorgulaması yapmış, nutuk atmış, ders vermiş. Buraya kadar tamam diyelim, olur.. Ama filmde oynayan kızımız  bu arada bir twett atmış  “İstiklal'e gitmeyin” diye… 31 yaşındaymış gidemiyormuş. Valla, 2 haftada bir Beyoglu, İstiklal caddesi oralara giderim. Esnaf lokantalarına bayılırım. Mini etekli, şortlu, genç kızdan geçilmiyor. Herkes istediği gibi dolaşıyor, istediği yerlere takılıyor. Laf atan erkekleri kastediyorsan, Ulus' da da var bacım... Ama "İstiklal'e gitmeyin" ne kadar kocaman bir laf... İstanbul'un merkezi orası. Nasıl  gitmeyelim? Filmde oynayan bu genç kızımızın adı Türkü... Ne güzel isim… Türkü demiş ki ; "Siz ahlaklı iseniz, başkalarının ahlakını sorgulamazsınız". Doğru, çok haklı... Ama mesela, bana göre de başkalarını  herhangi bir nedenle eziklemezsin mesela... Bana dersler, söylemler  fazla geldi…

Ezik hissettim kendimi!

Funda'ya takılanlar...

Kitapcılar, nasıl daha mutlu, daha zayıf, daha güzel, daha seksi, daha , daha… olmayı anlatan kitaplarla dolu.

Boşuna tatlım boşuna…  Nafile herkes şişko, herkes mutsuz.

O nedenle bize lazım olan;  "Yarına Allah Kerim" felsefesi.

Diyenler mutlu çünkü; istatistikler öyle diyor.

Seri katiller tövbe etmezmiş. (etmesinler zaten.)

Seri cinayet işleyen kadın sayısı azmış… Kadınlar ancak iştirak ediyormuş. (Kadınlar  uydum akıllı mı?)