NE ÇOK KEŞKELERİMİZ VAR İSLAMİYET'E DAİR

Yaşar İÇEN 16 Mar 2019

Yaşar İÇEN
Tüm Yazıları
'Allah için öldüren ve öldürülenler... Elindeki silahını kenara bırakıp kanlı topraklar üzerinde namaz kılan ve oruç açan sonra da şehirleri yok eden insan nuru yüzüne yansımayanlar...'

Müslümanlar, sözde İslamiyet ve Allah adına birbirine kıya kıya tüm dünyanın şiddet ve nefret oklarını üzerine çektiler her daim!

Halbuki gerçek imanın kalbe yerleşen merhamet, vicdan ve güzel ahlak olduğunu iyice bir anlayıp sonra da hayatımıza tatbik edebilseydik! İslamiyet uğruna gözünü kırpmadan kurşuna dizen, bombalar yağdıran, kılıçtan geçirenler ‘Allah’ın’ insan ve merhamet odaklı ayetlerini bir okusaydılar! Ah keşke! Ne çok keşkelerimiz var İslamiyet’e bile bile lades demelerimize dair...

Dünya güne,Yeni Zelanda’da sabah namazı vesilesiyle toplanan Müslümanların katledilme haberi ile uyandı!

Soğukkanlı bir katil, iki cami, onlarca ölü ve yaralı, milyarlarca öfke, milyarlarca kınama, milyarlarca ‘sevinen’ Müslüman karşıtı düşünce...
Son yıllarda tırmanışa geçen ırkçı ve Müslüman karşıtı düşünce kanlı meyvelerini sıklıkla verir oldu.Bilhassa Avrupa her söyleminde bunu ısrarla reddetse de arka kapılar ardında neler olduğunu herkes biliyor artık.Tıpkı son günlerin bomba haberi olan halen maaş alan Nazi yandaşı isimler gibi! Düşünün ırkçılığı yasaların ile suç sayacaksın, kınayacaksın ve arka planda sırtını sıvazlayacaksın! Aslında bu tür haberlerin kasten yapıldığına ve sızdırıldı havası verildiğine inanıyorum. Çünkü içinde ırkçı tohumları büyütenlere güç veren bu haberler ile ‘devlet aslında yanınızda’ mesajı yollanıyor!

Yeni Zelanda katliamı son olur mu? Olmaz hatta daha şiddetli hareketleri görmeye hazır olun diyorum. Katilin katliam öncesi halleri, dinlediği müzik ve sosyal paylaşımları destan gibi defalarca yayınlanıyor bu hasta zihniyetteki kişileri motive etmek için!
Evet bu son olmaz dedim çünkü Avrupa’daki hastanelerde, medyada, siyasette, kurumlarda, poliste, sokaklarda kısaca her yerde ırkçılık ve İslamiyet karşıtı gizli zincir oluşumlar var. Bu oluşumlar birbirini besleyerek ve destekleyerek ırkçı düşüncelere her konuda sermaye sağlıyor...

İslamiyet ve ırkçılık ile ilgili her ölümden sonra toplu halde lanetler, kınamalar, dualar ve başsağlığı mesajlarını yolluyoruz gökkubbeye... Ya sonra? Ta ki yeni bir katliama kadar hiç!

Biz Müslümanlar her daim karşımızdaki ırkçı oluşumları ve saldırıları kınadık durduk. Baktık içimiz rahat etmiyor gelmeyeceklerini bildiğimiz halde Ebabilleri çağırdık. Ah keşke Ebabiller o taşları önce biz Müslümanların kafasına atsa ve beynimizi çalkalayıp kendimize getirse...

Dünya haberlerde ve ekranlarda Müslümanları ölümle, terörle, dini kurallarla toplumların baskılanmasıyla, geri kalmış sosyal-kültürel yaşantılarıyla, öldürülen ve hor görülen kadın yansımalarıyla, çocuk yaşta düğün dernek ile evlendirilen çocuk haberleriyle izliyor... Sonra başörtüsü üzerinden bir kaşık suda fırtınalar kopuyor... Ondan sonra laikler ve dindarlar her daim her alanda ayrışıyor... Ölen de namaz kılıp Allah diyor öldüren de...

Bazen biz bile şiddetli söylemleri, hareketleri, görüntüleri ile korkuyor ve uzaklaşıyoruz içimizdeki ‘İslamiyet temsilcilerimizden’ biliyor musunuz? Kısaca dini sorgulayan ve hatta dini yok sayan nesillerin yetişmesine sebep oluyor yapılan her uçta söylem! En çok da Müslümanları tehdit olarak gören hasta beyinlerin ekmeğine yağ sürüyor bu yanlış yansımalar...