Vakıf Katılım web

OTOMOTİV GAZETECİLİĞİNDE FİKRİ TAKİP!

Ahmet ÇELİK 19 Eyl 2016

Ahmet ÇELİK
Tüm Yazıları
Gazeteciliğin en önemli unsurlarından biri de fikri takiptir. Yani bir haberin devamındaki gelişmeleri de belli bir zaman sonra haber yapmak. Spor, magazin, aktüalite gibi haberin türü tarzı ne olursa olsun, gazetecinin onu izleyip daha sonra haber yapmasıdır. Çok önemli…

Gazeteciliğin en önemli unsurlarından biri de fikri takiptir. Yani bir haberin devamındaki gelişmeleri de belli bir zaman sonra haber yapmak. Spor, magazin, aktüalite gibi haberin türü tarzı ne olursa olsun, gazetecinin onu izleyip daha sonra haber yapmasıdır. Çok önemli bir unsurdur. Otomotivde fikri takip neredeyse yok gibidir. Yıl başında yapılan toplantılardaki pazar payı ve satış hedefleri yıl sonunda hiç sorgulanmaz. Ya da satış başarısının veya başarısızlığın ardındaki gerçekler haber yapılmaz nedense. Uzun zamandır otomotiv gazeteciliğindeki bu fikri takibe takılmış durumdayım. Bu yıl en azından kendi adıma bu yazdıklarınımın bir bölümünü hayata geçirmek hedefim. Çok basit ilk üç ayda verilen röportajlardaki demeçleri ìkara kaplıyaî yazıp yıl sonunda ìneydi ne olduînun haberini yapmak mesela. Örneğin; Renault elektrikli otomobil üzerine iletişim yapmıştı. Ne oldu? Peugeot 40 bin hedef açıklamıştı ne oldu? Filo satışlarında ìbu yıl liderizî diyenler ne durumda? Pick-up lansmanlarında ìliderliğe geliyoruzî diyen pazarlama müdürlerinin hangisi doğruyu söyledi. Ticari araç rekabetinde ìbu yıl 1 numarayızî diyenler kaç numara ile yılı noktaladı? Bu ve bunun gibi onlarca soru çıkar ortaya. Yani yıl sonu eğlenceli bir yazı daha bekliyor bizi.

Sektör eleştiriye açık mı? 

Bu tartışma ışığnda da sormak istiyorum. Otomotiv sektörü eleştiriye açık mı? 14 yılı bir fiil haftalık otomobil dergi yöneticiliği olmak üzere 20 yılı bulan otomobil gazeteciğimin tecrübesiyle bu soruya ìne yazık ki hayırî yanıtını verebiliyorum. Çünkü işin daha çok ekonomisiyle ilgilenen günlük otomotiv gazetecillerini bir tarafa bırakırsak. Aylık basılı ve dijital dergilerle internet haberciliğinde ìeleştiriî yok. Tabi ìhaklı ve yerinde ve objektifî eleştirilerden sözediyorum. Subjektif nedenlerle yapılan sığ eleştirilerden değil. Aylık basılı dergiler ìprojeîye, aylık dijital dergiler de ilan ve lansman davetine konsantre olmuş durumundalar. İnternet portalları zaten ìb¸ltenî üzerine dayalı bir sistemde ilerliyorlar. Geriye de ìg¸nl¸k g¸listanlıkî bir otomotiv sektörü kalıyor. Bir de son yıllarda youtube üzerinden yapılan otomotiv yayıncılığ var. Sadece övgüye dayalı. Tüm otomobiller dört dörtlük. İş böyle olunca da bu satırların yazarı bu sayfada bir marka veya PR’cıyı övse ìhayrola neden ˆvd¸nî, eleştirse ìhayrola neden eleştirdinî diye soruluyor ne yazık ki. Çünkü gerçek gazeteci refleksiyle hareket edilmiyor ne yazık ki… Oysa, devamlı takip edenler anımsayacaklardır, bir hafta öve öve bitiremediğim, Volvo ve PR şirketini tam 7 gün sonra yanlış gördüğüm bir uygulamasıyla alabildiğince eleştirdim. Evet bazen kantarın topuzunu kaçırıyorum, bazı marka yöneticilerini üzüyorum ama bu işin ìfıtratındaîbu da var ne yazık ki…  Bazen de ben çok üzülüyorum…