OTOMOTİVDE PR'IN ÖNEMİ...

Ahmet ÇELİK 27 Haz 2016

Ahmet ÇELİK
Tüm Yazıları
Geçen hafta "azıcık" da olsa değindiğim bu konu anladım ki, birçok markanın ve PR (Basın ve Halkla İlişkiler) şirketinin "yumuşak karnı"ymış.

Geçen hafta “azıcık” da olsa değindiğim bu konu anladım ki, birçok markanın ve PR (Basın ve Halkla İlişkiler) şirketinin “yumuşak karnı”ymış. Kaldığımız yerden devam edelim. Öncelikle tüm PR  hizmetleri çok önemli; ancak otomotivde durum daha da büyük önem taşıyor. Bunun çeşitli nedenleri var. Birincisi; yapılan en küçük bir yanlış veya eksik bir haberin tüketicinin alım tercihlerini doğrudan etkileyecek olması. İkincisi de; çok tecrübeli ve çoğunluğu kemikleşmiş otomobil gazetecilerinden oluşan topluluğa hizmet zorluğu… Çünkü bu grup gazeteciliği kadar PR hizmetleri konusunda da çok tecrübeli. Bu aşamada PR işlerinde ne yapılacağından daha çok, neler yapılmayacağı daha büyük önem kazanıyor. Otomotivde PR hizmetleri iki biçimde yapılıyor. Bazı markalar bu işi kendi iç bünyelerinde hallederken, bazı markalar da dışarıdan, PR şirketlerinden hizmet alıyorlar. Örneğin Renault Mais yıllardır bu işi Fulya Özkan ile içeriden çözen markaların başında geliyor. Tıpkı; Borusan Otomotiv’den  Fatma Tüker, geçen ay emekli olan Mercedes Benz’den  Tülin Steinhauser gibi… Hyundai de eski 2 otomobil gazetecisi olan Özgü Koyluç ve Saner Müftüoğlu ile yıllardır bu işi sorunsuz yöneten markalardan. Bu marka ve isimlerin en önemli ortak  özellikleri “tecrübeleri”…

Sorun da genelde “dışarıdan” hizmet alan markalardan kaynaklanıyor. Geçen hafta, artık eskisi kadar PR hizmetlerinde iddialı olmayan Bersay ve PR hizmeti verdiği ve aynı şekilde iddiasını yitiren Honda’nın aksayan iletişimini yazmıştım. Keyfi kişi ve yayın tercihleriyle yapılan PR hizmeti bir gün geri teper. Bu anlamda iddialı bir marka olan Ford da yıllardır Mese İletişim Danışmanlığı’ndan hizmet alıyor. Tabii içeride de geniş bir PR ve pazarlama ekibi bulunuyor. İçerideki bu ekibin, daha ayrıntıcı, daha hassas olması gerekiyor. Ford’un iş hacmi çok büyük bundan dolayı iş yoğunluğunu anlayabiliyorum ama o büyük grup içinde oralarada gelmek de kolay olmamalı. Aslında bu konularda iş dönüp dolaşıyor “tecrübe” ve “otomobil gazeteciği”ne geliyor. Artık otomobil firmalarına hizmet veren  birçok PR şirketi bünyesine otomobil gazetecilerini katıyor. Nissan şirketine bu hizmeti veren Effect, yıllarca Otohaber Dergisi’nde çalışan Mahmut Ali Özyön’e bu sorumluluğu vererek ne kadar doğru bir seçim yaptığını hizmet kalitesi ve yansımalarla görüyor. Bu konu uzayıp gidecek anlaşılan. Yani haftaya devam…