ÖZÜR VAR FAKAT AKILLARA DÜŞEN KARPUZ KABUKLARI NE OLACAK?

Yaşar İÇEN 10 Şub 2020

Yaşar İÇEN
Farkında mısınız, son süreçte ülke olarak yaşadığımız her sıkıntıda acıları dindirmek için birleşemiyoruz.

Ardı ardına gelirmiş bazen dertler; sınanmak, kenetlenmek ve aradaki bağ tutmamakta ısrarcı halkaları fark etmek için...

Son günlerde birinin ateşi sönmeden başka bir ateşin daha koru düşüyor yüreğimize. Bu ateşlerden biri de Van Bahçesaray’da çığ altında kalan vatandaşlarımızla kora döndü! Onlarca can yitip gitti! Onlarca evden ağıtlar yükseldi ve belki de bir ömür devam edecek yitip gidenlerin yaktığı ateş! Öyle ya bu toprakların acısı daha bir keskindir, daha bir derindir, daha bir unutulmazdır...

Farkında mısınız, son süreçte ülke olarak yaşadığımız her sıkıntıda acıları dindirmek için birleşemiyoruz. Anında arkalara saklanan çivili sopalar çıkartılıyor ve sallanıyor destursuzca!
Bahçesaray’da yaşanan çığ felaketinde bizler oraya nasıl gideriz, acaba hangi yol açıktır, arayıp sormadığımız kim kaldı, oradaki dostlarımızın acısını nasıl paylaşırız demenin derdine düşerken bir de baktık ki ekranda bir isim dolaylı değil doğrudan hedef göstererek ‘ikinci çığ felaketinin sebebi Gülşen Orhan’dır’ diyor! Yok artık! Onlarca can karın altındayken, aileleri yas tutarken, kelimeler boğazımıza dizilirken hiç mi için yanmadı be adam? Hiç mi acının şokunu yaşamadın da yemedin içmedin anında bu cümleleri söyledin! Hem de doğrulama gereği bile duymadan. Hem de ‘acaba olabilir mi’ diye vicdanını sorgulamadan. Hem de iftira atmanın ne derece zarar vereceğini bilip de umursamadan.
Çamur attıktan hemen sonra da çıkıp ‘valla kusura bakmayın yanlış konuştuk özür diliyoruz’ dedi Ankara temsilcisi ve onun adına kanalı. Fakat hiç anlamı olmadı ne Vanlılar için ne o acıyı hisseden bizler için, ne de Gülşen Orhan için! Hadi siz özür dilediniz peki ‘aklına karpuz kabuğu düşürdükleriniz’ ne olacak? Onların seviyesizce yazdıklarını kim unutturacak?
Birkaç ay önce Bahçesaray ve Çatak’ta Rafting Federasyonu olarak Türkiye Şampiyonası’nı gerçekleştirdik. Günlerce Van’ın ekmeğini yedik, suyunu içtik, güzel sohbetlerine dahil olduk, sayısız dost kazandık, ülkemin gençlerinin ön yargısız kaynaşmasının mutluluğunu yaşadık...
Yüzlerce sporcu, teknik heyet, sporsever konaklamak için yeterli yer olmadığı için Bahçesaray ve Çataklıların evlerinde misafir olduk. Mis kokulu rengarenk desenli yün yastık, yorgan, döşeklerde yattık. Sabaha yer sofralarına dizilmiş mis kokulu Van kahvaltısı ile merhaba dedik. Van Valisi Mehmet Emin Bilmez, Bahçesaray Kaymakamı Muhammet Öztabak, Çatak Kaymakamı Ekrem Çeçen, Van Gençlik ve Spor İl Müdürü Nevzat İnanç, Vanlılar ve daha nice isim tüm hürmeti ve nezaketi ile ev sahipliğimizi üstlendi.
Van’da bizi hürmetle ağırlayan bir isim daha vardı; Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gülşen Orhan. Günlerce evimizin kızı gibi tüm hürmetini gösterdi. Yaptığı yemekleri elleriyle servis yaptı. Sabahın köründen gece geç saatlere kadar bir saniye oturmadı. Sporcu gençlerle tek tek ilgilendi. Van’ı efsane niteliğinde hikayeleriyle tanıttı. Nasihatler etti. Gençlerin bam teline dokunan nağmeleri yüklediği yanık sesiyle gönülleri fethetti. Biz biliyorduk ta ‘insan yüreğini’ daha yakından gördü ve tanıdı herkes...
Gülşen Orhan tüm makamları ve başarıları bir yana olmakla birlikte sevdiğim ve yüreğine değer verdiğim bir kadın, anne, evlat, bacı, abla, dost, insandır...
Kendisine yöneltilen suçlamayı işittiğim an ‘asla böyle bir şey olmaz’ demekle birlikte yüzlerce akrabasını toplayıp çığ yerine yardıma koşan bir insana nasıl böyle bir şey yakıştırılır diye üzüldüm. Bu kadını tanıyorum çünkü. Çığ altından yaralı kurtulmasına rağmen hayatını kaybedenler için nasıl konuşamayıp gözyaşlarına boğulduğunu biliyorum.
Moderatör kavgaları ve koltuk savaşlarıyla üretkenliğini kaybedip gerileyen medyanın kendi kendini yiyip bitirdiği, kimselerin izlemediği son yıllarında ricamız şu; lütfen gündem olma ve ilgi çekme oyunlarınızı masumların üzerinden yürütmeyin!