PANELDE TÜM KONUŞMALAR TÜRKİYE'YE ÇIKIYORDU

Yaşar İÇEN 30 Eki 2019

Yaşar İÇEN
Tüm Yazıları
29 Ekim Cumhuriyet Çocukları olan bizler bu yılda bentlere sığmadık taştık... Sıkıntılı günlerde bizi biz yapan değerlerimiz nasıl da burnumuzun direğini mutlulukla sızlatıyor... Nasıl da 'vesile olanların ruhuna dualarla birlikte Allah'ınıza kurban' dedirtiyor... Nasıl da bizleri daha da kenetlemeye vesile oluyor...

Ortadoğu’nun çatırdadığı şu yıllarda daha bir sıkı sarılıyoruz köklerimizden ulaşan değerlere ki Türkiye’yi anlatan muhteşem güzellikteki ‘Ebru Tablo’ daha bir tadına doyulmaz olsun.


19 Ekim’de KÖKSAV, Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilciliği, Kerkük Vakfı ve Türkmeneli Dernekler Federasyonu’nun Ankara’da düzenlediği ‘Ortadoğu’da cereyan eden son gelişmeler ışığında Irak’ın geleceği’ başlıklı panele katıldım. Bu panele ulusal ve uluslararası siyasetçiler, akademisyenler, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, basın ve medya temsilcileri katılım sağlamıştı.

‘Ortadoğu’da Irak’ temalı panelde konuşmacılar kendi alanlarında fikirlerini beyan ederken öne çıkan tüm sonuçların temel öğesi Türkiye oluyordu. Çünkü Türkiye’nin Ortadoğu’daki denge duruşunun son birkaç yılda öne çıktığını görüyoruz.
Evet Suriye ve Irak üzerinden Ortadoğu yeniden şekillendirilmeye çalışılıyor. Mehmetçik tarihinden gelen onurlu siciline bir yenisini daha ‘Barış Pınarı Harekâtı’ ile eklerken, yurtiçi ve yurtdışında büyük sevgi selleri ile alkışlanırken, adım attığı her santime gücüyle birlikte sevgisini-saygısını-merhametini taşırken dünya bize karşı duvarlar çekti! Varsın olsun her kültürden Türkiye Sevdalısı olarak biz bize yeteriz dedik!
‘Biz bize yeteriz’ demekle birlikte unutulmaması gereken bir konu var elbette. Türkiye Mehmetçik ile fethedilen gönülleri masa diplomasisi ve ilişkilerdeki diplomasi ile de desteklemek zorunda! Sadece siyaseten değil sivil seslerle de bu süreci desteklemeli...

19 Ekim’de Ankara’da gerçekleşen panelde her konuşmacının yolu Türkiye’ye çıkıyordu demiştim ya; işte o çıkan yolların hepsi sitemkar cümlelerin yazıldığı taşlarla döşenmişti. Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşat Salihi’nin konuşması da bunlardan biriydi. Salihi; ‘Irak vatandaşıyız ve Irak’ta siyaset yapıyoruz fakat gönül kıblemiz her daim Türkiye’de. Bu sebepten Türkiye’nin attığı her adım doğrudan bize de yansıyor. Bizim Irak’taki varlığımız, istikrarımız ve gücümüzün Türkiye ile aynı doğrultuda ilerlediği unutulmasın’ dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Erzurum Milletvekili Prof. Dr. Kamil Aydın da gündeme dair önemli başlıkları ‘ağzına sağlık’ dedirten cümlelerle dile getirdi. Fakat Aydın’ın yaptığı konuşmada beni etkileyen bir kısım vardı. Kısa süre önce köşemde ‘pes artık! ne yani Türkiye’de Türkçe yan dil mi olsun? yazıklar olsun’ cümlelerimle yer verdiğim bizim çooookkk ünlü köşe yazarımız ve televizyon yorumcumuz bir hanımefendinin söylemleri benim gibi Kamil Aydın’ı da rahatsız etmişti. Ki fazlasıyla haklıydı!

Bu gibi insanlar değil mi Mehmetçiği ve yurtdışı duruşumuzu beğenmeyen sonra da en üst protokollerde ağırlanan? Olmaz! Olmamalı! Bizi biz eden değerlere sahip çıkmakla birlikte pirincin içindeki beyaz taşları da derhal temizlemek zorundayız.
Bununla birlikte yurtdışı siyasetimize yeni vizyon belirlerken gönül kıblesi bizden yana olanları da attığımız her adımda gözetmek zorunda olduğumuz unutulmamalı...