PKK'YI SİNCAR'DAN ÇIKARMANIN ZAMANI

Faruk AKTAŞ 17 Ağu 2021

Faruk AKTAŞ
Tüm Yazıları
Kuzey Irak'ta Musul vilayetine bağlı Sincar ilçesi uzun süreden bu yana Türkiye'nin gündeminde.

Kuzey Irak’ta Musul vilayetine bağlı Sincar ilçesi uzun süreden bu yana Türkiye’nin gündeminde.

Nüfusunun büyük çoğunluğu Ezidilerden oluşan ilçe, 2014’te terör örgütü DEAŞ’ın işgaliyle dünya gündemine girmişti.

Sincar’da büyük bir katliama imza atan DEAŞ, 5 binden fazla kişiyi öldürmüş, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 6 bin 500 kişiyi kaçırmıştı.

DEAŞ’ın işgali üzerine 500 bin nüfuslu ilçeden yaklaşık 300 bin kişi kenti terk etmiş, bunlardan 200 bini Türkiye’ye sığınmıştı.

Bir yıl sonra DEAŞ’tan kurtarılmasının ardından bu kez bir başka terör örgütü PKK ilçeyi işgal etti.

Ezidi toplumun toplu tek yerleşim bölgesi olan bu ilçe 6 yıldır PKK işgali altında.

DEAŞ burayı işgal ederken kaçırdığı 700 Ezidi çocuğunu ellerine silah tutuşturarak terörist amaçları için kullanmıştı.

Yerel yetkililerin bildirdiğine göre PKK’nın terörist amaçları için kullanmak üzere buradan kaçırdığı çocuk sayısı DEAŞ’ın kaçırdıklarından çok daha fazla.

O nedenle DEAŞ’ın büyük kıyımına maruz kalan bölge halkı uzun süreden bu yana “Bizi PKK’dan kurtarın” diye çığlık atıyor ancak Türkiye dışında seslerini dinleyen pek yok.

Kuzey Irak ile Kuzeydoğu Suriye arasında geçişin sağlandığı en kritik bölge olması nedeniyle ilçe PKK açısından stratejik önemde.

PKK, Suriye kolu PYD/YPG ile bağlantısını bu bölge üzerinden sağlıyor.

Burası aynı zamanda PKK’nın Kuzey Irak’ta kontrolünü elinde bulundurduğu tek yerleşim bölgesi.

Türkiye, PKK’nın buradan çıkarılması için uzun süreden bu yana hem diplomatik hem askerî açıdan yoğun bir çaba gösteriyor.

Söz konusu diplomatik çabalar neticesinde geçtiğimiz yılın Ekim ayında Bağdat ile Erbil arasında Sincar’ın yasa dışı silahlı unsurlardan arındırılarak yeniden inşa edilmesi konusunda Birleşmiş Milletler Irak Yardım Misyonu (UNAMI) gözetiminde “Sincar'da İstikrarın Yeniden Tesisi ve Normalleştirilmesi” adlı bir anlaşma sağlandı.

Anlaşmanın üç ay içinde hayata geçirilmesi öngörülüyordu ancak bu gerçekleşmedi.

PKK, kentteki varlığını korumak için İran destekli Haşdi Şabi güçleriyle iş birliğini arttırdı.

Sincar, İran açısından da önemli, çünkü onlar da Irak’taki güçleriyle Suriye’deki güçleri arasındaki bağlantıyı bu bölge üzerinden sağlıyor.

Türkiye’nin Kuzey Irak’ta yürütmekte olduğu Pençe operasyonlarında ağır darbeler alan PKK, operasyonların durdurulması konusunda ABD’den umduğu yardımı alamayınca giderek kendisini daha çok İran’ın himayesine atmaya başladı.

Yeni Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi dönemiyle birlikte Şii yayılmacılığına hız vermesi beklenen İran da kucağına atlayan PKK’yı kullanmaya hevesli gibi.

PKK ile Haşdi Şabi arasında artan iş birliği bunun göstergesi.

Gelinen aşamada, Kuzey Irak’ta stratejik önemi bulunan bu bölge açısından şöyle bir durum var.

İlçe yönetimi tamamen PKK ve Haşdi Şabi’nin kontrolünde.

Yaklaşık bir yıl önce imzalanan Sincar anlaşması kâğıt üzerinde duruyor.

Ekim ayında Irak’ta yapılması planlanan seçimler nedeniyle özellikle Kuzey Irak’taki Kürt partileri Sincar’da da faaliyetlerini yürütmek istiyor ancak PKK ve Haşdi Şabi buna engel.

O nedenle, zaten PKK’nın ve Haşdi Şabi’nin bölgedeki varlığından rahatsız olan başta Barzanilerin partisi KDP olmak üzere Kürt partileri anlaşmanın yürürlüğe girmesi için çaba gösteriyor.

PKK’nın giderek daha fazla İran’ın himayesine girmesinden rahatsızlık duyan ABD de yavaş yavaş anlaşmanın yürürlüğe girmesi konusunda olumlu sinyaller veriyor.

Geçtiğimiz günlerde Pentagon’un ABD Kongresi’ne sunduğu raporda da bu yönde görüş dile getirilmişti.

Ardından ABD’nin Bağdat Büyükelçisi Matthew Tueller de aynı yönde açıklamalarda bulundu.

Anlaşmayı hayata geçirmekle yükümlü Bağdat yönetimi gerek Tahran baskısı, gerek kendi içindeki farklı fraksiyonlar arasındaki çekişmeler, gerekse de bu konuya pek hevesli olmaması nedeniyle bu talepleri görmezden geliyor.

Türkiye ise, bir yandan söz konusu anlaşmanın bir an önce yürürlüğe girmesi için çabalarken bir yandan da terör örgütü PKK’nın buradaki varlığına yönelik nokta operasyonlar gerçekleştiriyor.

Bu çerçevede dün yapılan bir hava operasyonunda PKK’nın Sincar yapılanması olan YBŞ’lilerin kullandığı bir araç hedef alındı.

Yerel kaynakların bildirdiğine göre operasyonda aralarında PKK’nın güdümündeki "Şengal (Sincar) Özerk Meclisi" Başkanı Said Hasan’ın da bulunduğu üç terörist öldürüldü.

Bu nokta operasyonuyla PKK’ya yeni bir ağır darbe daha vuruldu ancak özellikle ABD’nin PKK ile Haşdi Şabi arasındaki iş birliğinden duyduğu rahatsızlığı dillendirmeye başlaması ve de seçim nedeniyle Kuzey Irak’taki Kürt partilerin Sincar anlaşmasının uygulanması konusunda daha yoğun bir çaba göstermeye başlamaları nedeniyle olumlu bir noktaya gelen siyasi atmosferin değerlendirilmesinde yarar var.

Zaten BM gözetiminde imzalanmış olan Sincar anlaşmasının yürürlüğe girmesi konusunda ABD ile temasların arttırılarak Bağdat yönetiminin sıkıştırılması, bu süreçte Erbil’in de taleplerinin hayata geçirilmesi konusunda fiili adım atmaları yönünde cesaretlendirilmesi önemli.

Pençe operasyonlarıyla, Kuzey Irak’ta etrafındaki çember giderek daralan PKK’nın Sincar’dan çıkarılarak Kuzeydoğu Suriye’deki PYD/YPG ile bağlantısının koparılması halinde nefes borusu kesilmiş olur.

Nefes borusu kesilen PKK’nın ömrü çok uzun olmayacaktır.