RAMAZAN BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN!

Fehmi KETENCİ 14 May 2021

Fehmi KETENCİ
Tüm Yazıları
Bugünkü yazımın konusu spor idi ama, bu sıralarda biraz değişiklik yaparak günün önemi nedeniyle konuyu farklılaştırmak gerekti.

      Bugünkü yazımın konusu spor idi ama, bu sıralarda biraz değişiklik yaparak günün önemi nedeniyle konuyu farklılaştırmak gerekti. Geçtiğimiz hafta sonu da, günün önemi nedeniyle, yazıyı geçen hafta sonunun en çok konuşulan konusu olan Süper Lig karşılaşmalarına ayırmıştım..

      Bugün Ramazan Bayramının ikinci gününde olmamız nedeniyle gelenekleri takip ederek bayram konusu içerikli bir yazı yazmak gerekti.

      Bir yıldan fazladır üstümüze çöreklenen pandeminin gölgesinde ikinci ramazanı geçirdik ve sağlığımızı olabildiğince koruyarak, “telef” olmadan, otuzuncu gününü tamamladığımız Ramazan Ayı’nı sona erdirdik.

      Bugün mübarek Ramazan Bayramı’nın ikinci günü. Çocukluğumuzdan beri dilimizden, aklımızdan ve rüyalarımızdan eksik olmayan Ramazan Bayramı’nın ikinci gününü kutluyoruz.

      Böyle bir Ramazan Bayramı kutlaması dostlar başına. Bir yıldan fazladır bir süredir aklımız dahil her şeyimizi iptal eden koronavirüs salgını arasına sıkıştırdığımız ramazan ayının ikincisinin, ikinci gününü kutlayabiliyoruz. Ne mutlu ki, henüz sağlıklıyız ve bugün pandeminin ikinci, Ramazan Bayramı’nın ikinci gününü yaşayabiliyoruz.

      Özellikle dini bayramlarımızda bir ritüel halinde yaşamımıza yerleşen özgün kutlamalarının özelliklerini neredeyse unutmuş durumdayız. İşte öylesine bir Ramazan Bayramı kutlaması bu..

      Bir yandan pandemi dönemi için uygulanan “tam kapanma” kıskacında, evlere tıkılmış olmanın dayanılmaz hafifliği, bir yanda, nerdeyse hareket kabiliyetini iyice kaybetmeye başlayan vücudumuzun isyan naralarının duyulduğu zorunlu yaşamın ortamında, aile bireylerinin bayram kutlama törenine bile katılamadığı bir bayram. Bir tarafta da, zorunlu ihtiyacı için en yakındaki açık bulabileceği yere giderken, her an koronavirüse tarafından boğazlanma endişesini yaşandığı ortamda insan, “Bana her gün bayram” diye hayıflanmadan edemiyor.

      Hani bazen dilimizde asla düşürmediğimiz, alışılagelmiş tekerleme haline getirdiğimiz “Bayram gelmiş neyime” sözünün bile pek gereksiz söylem olarak kaldığı bir yaşam biçimine mahkum gibiyiz. Bu yaşam biçiminde olmazsa olmazımız, önce sağlık. Aman boş verin bayram kutlamasını, bayram coşkusunu, bu yorgun yaşamı idareli kullanmaya özen göstermek en öncelikli tercih etmemiz gerekendir, asla unutmayalım.

      İşte böyle dağınık bir psikoloji sarmalındaki pandeminin gölgesinde, önlemlerin kontrol altına almaya çalıştığı, oldukça sıkıntılı bir ortamın yarattığı zorluklara göğüs gererek, yaşamaya, bir bayramı tamamlamaya çalışıyoruz. Ne olursa olsun, anlık küçücük mutlulukların yaşanabildiği ortamlarda, birkaç gün bile olsa bayram bayramdır.

      Bir yılı aşkın süredir yaşananlar her şeyi unutturdu.. Koronavirüs salgınının yarattığı belirsiz ortamlarda, tedirgin olan, korkan insanların yaşamak zorunda olduğu bir ortamda Ramazan Bayramı’nı kutlamaya çalışıyoruz.. Bu oramda yaşananlarda “bayram coşkusun hissedebildim” diyebilenler varsa ve bunlara bayram coşkusu yaşamak diyebiliyor ise!  

     Bir arkadaşımdan gelen bayram mesajını buraya aktarmak istedim;     

     “Mavi enginlerdeki yakamozların coşkusunda geleceğe umutla bakarak ufuktaki bayramların daha sevecen daha geçmişi özletmeyen boyutta geçip geçemeyeceğini düşledim....

Bayramlar; geçmişten geleceğe, insanın kendi kendisiyle seviştiği ruhların zenginliğindeki cümbüş. Çünkü seyreden biz, seyredilen de biz değil miyiz!

      Dante'nin yaşam tiyatrosunun sahnesindeki oyuncular gibi ya da istiridyenin içinden süzülüveren incinin sevgi huzmelerinde dostlarımızın ruhuna yansıyan yüreğimizin içinde bulunduğu bir cam fanus.

      Öyle bir çember ki sevinçleri ve üzüntüleri ile çevirdiğimiz ne başı belli,ne de sonu.

      Bilen varsa söylesin; nereden geldik nice bayramlarla. Nereye gidiyoruz nice bayramlarda.

      Aydınlık Türkiye’min aydınlık insanı dostlarım. Sevgi imbatı ruhunuzun yelkeninden hiç eksilmesin. Gülen yüzleriniz hiç solmasın!”

      Ne güzel temenniler ve insanın içini ısıtan bir bayram mesajı...

      Doğru söze ne denir...

      Yüzünüzden gülücüklerin eksik olmadığı, salgından kaybettiklerimize ağıtlar yakmadığımız, eğer mümkün olursa, sağlıklı, mutlu bir bayram, nice bayramlar dileklerimle..

      Mübarek Ramazan Bayramınız kutlu olsun...