Vakıf Katılım web

REKLAM GİBİ 'ÖPÜCÜK'

Micheal KUYUCU 18 Haz 2018

Micheal KUYUCU
Tüm Yazıları

Son birkaç haftadır medya ve dolayısıyla magazin dünyası Fox’ta yayınlanan Yasak Elma adlı dizinin başrol oyuncularından Talat Bulut’un sette çalışan bir genç kızı öpmesinden kaynaklanan yaygarayı konuşuyor. Yaygara diyorum çünkü ciddi anlamda olay o kadar yankılandı ki medyada insanlar işi gücü bırakıp bu konuyu konuştu. Ben bunu ilk duyduğumda iki şey düşündüm. Önce “adam dizide ki rolü gibi çapkınmış” dedim kendi kendime. Sonra sezon finali yapılınca “acaba küçük bir reklam mı yapılıyor” diye düşündüm. Çünkü şaka maka Talat Bulut’un o küçük öpücüğü milyonlarca liralık reklama eşdeğer haber yaptırdı diziye. 

Sonra baktım mevzuu büyüyor, dizinin kızları birleşip Bulut’u protesto ettiler. Sonra işin mahkeme boyutu büyüdü. Derken Talat Bulut’la  “Mucize” adlı projesinde çalışmayı planlayan Mahsun Kırmızıgül’un projeyi ertelediğini gördük, en sonda Yasak Elma’nın yapımcısı Fatih Aksoy’un Talat Bulut’un dizideki rolüne devam edip etmemesi konusunda tereddütler yaşamaya başladığını duyduk. Bir öpücükten mevzu nerelere geldi. Tabii ki burada benim en çok merak ettiğim şey Talat Bulut’un bu genç kızı nasıl öptüğü. Acaba yanaklarına bir öpücük mü kondurdu, yoksa ciddi ciddi dudaklarından mı öptü?Acaba nasıl bir niyetle öptü? Bazen içinizden gelir sizden küçük bir çocuğu şirinliğinden masumane bir biçimde öpersiniz. Böyle bir öpücük mü yoksa farklı bir öpücük mü?  İşin dedikodusu çok büyük ama bunun kanıtı epey zaman alacak. Bunun tacize girdiği tartışılmaz, sonuçta istemsiz bir hareket var.

100 bin liraya kocamı ayart

Yasak Elma’nın ilk bölümünü şans eseri izlemiştim, senaryo ve çekim kalitesi ilgimi çekmişti. Aslında entrika dolu  gerçek hayatta olması imkansız birazda saçma bir senaryo ve hikayesi vardı. Bir kadının zengin eşinden boşanmak için bir kızı eve hizmetçi olarak alıp ona yüz bin lira teklif etmesiyle başladı dizi. “Kocamı ayart sana 100 bin lira vereyim” hikayesi ile başlayan dizi epey yürüdü. Gerçek hayatta öyle bir şey olur mu? Belki on milyonda bir. Ama dizilerde her şey oluyor, ne de olsa sanal dünya….  

Dizi başarılı bir şekilde sezon finalini yaptı ve ardından hemen bu “öpücük” olayı patladı. Benim hala kafam karışık. Hala bir şeyler arıyorum bunun altında. İş mahkemeye intikal etmiş durumda. Talat Bulut nasıl bir savunma yapar, ne söyler, mahkeme nasıl ilerler bunu zaman gösterecek. Şunu söylemek isterim ki ben Talat Bulut’un adının böyle bir konu ile anılmasına şaşırdım ve bu durumu ona yakıştıramadım. Bu konu eğer bir reklam öpücüğü değilse dizinin geleceği adına da riske edici bir durum. Yeni sezonda Yasak Elma, Talat Bulut’suz olursa rolünü hakkı ile veren birisinin diziden kaybolması, dizi izleyicisini olumsuz etkiler. Çünkü Bulut’un rolü müthiş oturmuştu. Eğer dizide onunla devam edilirse ben dizi izleyicisinin fazla bir reaksiyon göstereceğine inanmıyorum, ama burada risk basında. Medya ve sivil toplum kuruluşları ile feministler ne der? Bu çok önemli. Bir diğer önemli faktörde dizide ki diğer oyuncular. Söylentiye göre Yasak Elma dizisindeki diğer oyuncular  mahkemede Talat Bulut’un aleyhine tanıklık yapacaklarını söylemişler ki bu da çok manidar. 

Tabii ki burada Fox yönetiminin de kurumsal duruşu çok önemli. Kanalın markasının bir taciz olayıyla anılması kanalı etkiler mi? Belki “bu bir dış yapım ne alaka” diyebilirler. Bilemeyiz, ama ben bunu düşünürken aklıma günümüzden 18-19 yıl önce Kanal D’de şahit olduğum bir olay geldi. Bel altı espriler yapan radyo kökenli bir showman  TV programı başlamak üzereyken, Arzuhan Yalçındağ son anda “Bu tarz bir program bizim aile yapımıza yakışmıyor.” diyerek programı başlatmamıştı. Kurumların markası bir insanın namusu gibidir, onun için olaya kurumsal açıdan da bakmak lazım. Kanalın da göstereceği geri bildirimi ben bu açıdan çok merak ediyorum.

---

İki isimli TV kanalı: Kral

Son günlerde Doğuş Medya Grubunun zor günler geçirdiğini ve özellikle medyada zarar ettiği haberlerini çok duyar olduk. Geçen sene Doğuş Medya Grubunu beIN medyaya satılacağı haberi çok konuşuldu ama bu satış gerçekleşmedi. Bunun üzerine grup küçülme kararı aldı ve önce NTV Spor sonra da Kral Medya Grubunda bir takım operasyonlar yaptı. NTV Spor kanalının kapanması sporseverin tepkisini çekti. Grubun aldığı bir diğer karar da Kral Grubunu küçültmek oldu. Bir dönemler müzik yayıncılığında Türkiye’nin bir numarası olan Kral Grubu yönetimsel sıkıntılar yüzünden bu özelliğini kaybetti ve holdingin başına çok ciddi bir mali külfet oldu. Holding önce Kral World adlı radyoyu sattı. Sonrada operasyona diğer iki marka ile devam etti. 

İki radyo ve iki televizyondan oluşan Kral Grubu Kral Pop markasından umduğu parayı kazanamadı. Çare iki televizyon kanalını teke indirmek oldu. Kral TV ile Kral Pop TV birleşti. Buraya kadar her şey normal gibi ama uygulama dünyada eşi benzeri olmayan bir biçimde oldu. Kanalın adı yayınladığı şarkıya göre logosuyla beraber değişiyor. Bir bakıyorsunuz pop bir şarkının klibi yayınlandığı zaman kanal Kral Pop adını alıyor, bir bakıyorsunuz Arabesk – Fantezi bir şarkını klibi yayınlandığında kanalın adı ve logosu Kral TV oluyor. 
Böyle bir uygulama dünyada yok. Bunu iletişim fakültesinde  bir öğrenci proje olarak sunsa öğrenci sınıfta kalır. Herhangi bir dünya ülkesinde bir medya yöneticisi bunu patronuna sunsa o patron yöneticisinin vizyonundan şüphe eder. Kanalda yaşanan küçülmenin böyle konumlandırılması çok anlamsız, hiçbir yabancı yatırımcı böyle bir şeye anlam veremez. Belki Türkiye’de gider ama grubunu yabancılara da satmak isteyen Ferit Şahenk’e 
sorarlar “bu nedir?” diye. 

----

Çark kötü döndü

Türk televizyon tarihinin eskimeyen ender yarışma programlarından biri olan Çarkıfelek Kanal D’de yeni sezona başladı. Bu yarışma doksanlı yılların başında tüm dünyada çok büyük bir başarı yakalamıştı. Türkiye’deki ilk başarı Tarık Tarcan’ın sunumu ile gelmiş yarışma daha sonra Mehmet Ali Erbil ile bütünleşmişti. Mehmet Ali yarışmayı yıllarca çok başarılı bir biçimde götürdü. Kanal D şimdi yarışmayı Emre Karayel’in sunumu ile sürdürme kararı aldı. Emre Karayel “Bir Kadın Bir Erkek” dizisinde çok başarılı oldu ama yarışma sunuculuğu farklı bir iş. Her oyuncu yarışma sunamaz hele böyle kıpır kıpır bir yarışma oldu mu farklı meziyetler ister. Yarışma ilk yayınlandığı gün totalde 2.03 reyting ile 19’uncu, AB‘de ise 1.41 reyting ile 20’inci oldu. Bu veri sakat. Bu yarışma geçmişte ilk onun gerisine düşmezdi. Kanal D’nin bunu çok iyi okuması lazım. 

--

Hayali gerçek oldu

‘Tek hayalim bir Sezen Aksu şarkısı söylemek’ diyen Suadiye yeni yayınladığı teklisinde bu hayalini gerçekleştirdi. 2016 yılında Yonca Evcimik klasiklerinden “Cesaretim Yok”u coverlayan ve ilk büyük başarısını elde eden Suadiye sözü ve müziği Sezen Aksu’ya ait “Aşkerler” adlı yeni şarkısı ile başarısını büyütmek istiyor. Arman Perihan ve dansçılarla kamera karşısına geçen Suadiye’nin klibini 18 saatlik bir çalışma sonucunda İstanbul’da Taş Ocağı’nda çekti.

-- 

Joan Baez 22 Temmuz’da İstanbul’da

Joan Baez, yeni albümü ‘Whistle Down The Wind’ ve kariyerinin unutulmaz parçalarıyla 22 Temmuz’da Pasion Turca organizasyonuyla Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda sahne alacak.

1988, 1989, 1993, 2004 ve 2015 yıllarında verdiği konserlerle Türkiye’deki müzikseverle buluşan Joan Baez, beş kıtada yüzbinlerce dinleyiciye verdiği konserlere bir yenisini ekleyecek 75. yaşinı Paul Simon, Damien Rice, Jackson Browne ve Mavis Staples Emmylou Harris gibi yıldızların buluştuğu bir konserle kutlayan Joan Baez, bu defa geleneksel baladlar, blues klasikleri, cowboy şarkıları ve etnik folk melodileri arasına sıkıştırdığı mesajları doğuştan sahip olduğu berrak sesiyle hayranlarıyla buluşturacak.

--

Babasının şarkılarını seslendirdi

Türk Müziği’nin renkli isimlerinden Mustafa Keser’in oğlu Emrah Keser, ilk albümüyle müzik piyasasına merhaba dedi. Babasının şarkılarını seslendiren Emrah Keser, babasıyla bir de düete imza attı. ‘Tutku’ albümde babasının yıllarca sahnede seslendirdiği şarkıları bir albümde toplayan Emrah bakalım babasının yakaladığı sahne başarısını yakalayabilecek mi?

-- 

Grup Seksendört’ten Yeni Şarkı
 

Türk Rock Müziğin önemli gruplarından Seksendört, yeni teklisi ‘Anlayamazsın’ı müzikseverle buluşturdu. Şarkının sözü ve müziği Serter Karadeniz imzası taşıyor. Düzenlemesini Tuna Velibaşoğlu'nun yaptığı şarkının mastering'i Evren Arkman'a ait. Şarkının video klip yönetmenliğini ise Enes Erkan üstlendi. Seksendört’ün performans görüntülerinden oluşan klip, Kemerburgaz’da çekildi.

--

Popfiyasko 2018

İlki yayınlandığında çok büyük bir reyting rekoru kırmıştı. Ortalık ayağa kalkmış programın türevleri yayınlanmıştı. Ancak geçen zaman Popstar ve türevleri müzik televizyon yarışmalarının Türk müzik endüstrisine hiçbir katkısı olmadığını gösterdi. Bu yarışmalardan on beş yıl boyunca bir tane bile star çıkmadı. Bu konuda onlarca akademik çalışma yapıldı, bu yarışmanın neden müzik endüstrisine bir hayrı olmadığı konuşuldu, tartışıldı. En son 2018 yılının kışında Osman Tan bu yarışmayı bir kez daha Kanal D‘ye sokmayı başardı. Yarışmanın öncekilerinden hiçbir farkı olmadı. Nasıl seçildiği yüzlerce kez sorulan, uyumsuz, ruhsuz ve sıkıcı bir jüri ile karşımıza çıktı Popstar 2018.  

Ben daha ilk bölümde “Bu yarışma tutmaz” dedim. İlk hafta estirdiği rüzgar sayesinde bir kıpırdama yaşadı ama daha sonraki haftalarda adım adım geriledi ve reytinglerde ilk otuza bile giremeyen bir program olarak final yaptı. Yarışma bir kez daha büyük bir pop fiyasko yaşadı. Peki yapımcılar bir kez daha tekrarlanan bu başarısızlıktan bir ders aldı mı? Hiç sanmıyorum. Oysa dünya televizyonlarında yayınlanan versiyonları çok başarılı. Ama nedense Türkiye’de olmuyor. 

-- 

Ali Koç’a Mourinho yakışır

Fenerbahçe kulübü son yıllarda hiçbir parti veya spor kulübüne nasip olmayacak kadar büyük bir seçim yaşadı. Nerdeyse ülkedeki genel seçimler kadar ihtişamlı geçen bu seçimler sonucunda Ali Koç, yılların başkanı Aziz Yıldırım’a çok büyük bir fark atarak başkan oldu.  O gün sosyal medyada gündem seçimler ve Ali Koç oldu. Beni işin bu havalı kısmı hiç ilgilendirmedi, eminim herkes için önemli olan yeni başkanın icraatları. 

Ali Koç, çok havalı bir giriş yaptı ama bu hava bir iki haftadır yok gibi. En son Fenerbahçe futbol takımında Aykut Kocaman’la devam edileceğini duyduk. Aykut “birkaç takviye ile ben bu takımı şampiyon yaparım” demiş. Bu beni biraz şaşırttı. Zira Aziz Yıldırım’ın geçmişte sportif başarısızlığının en büyük mimarlarından biri de Kocaman olmuştu. En basit, bu sene Fenerbahçe şampiyon olsaydı belki de Aziz Yıldırım bu seçimleri kaybetmeyecekti. Şimdi Ali Koç’un benzer bir hataya düşmek üzere olduğunu görüyoruz. Ben bu kadar iddialı bir başkandan Türk futbolu adına çok büyük bir atılım beklerim. Futbol takımına bir dünya starı futbolcu bir tane de sağlam teknik direktör. Şu an Dünya Kupası maçları oynanıyor, oradan bir şeyler düşürür mü bilmem ama bence Ali Koç gibi bir başkana Jose Mourinho gibi bir teknik direktör yakışır.