RUSYA'NIN UKRAYNA'YI İŞGALİ VE BM'NİN İŞLEVSİZLİĞİ

Tuğba PUSA 01 Mar 2022

Tuğba PUSA
Tüm Yazıları
"Türkiye, "Dünya beşten büyüktür." derken bu ciddiye alınmazsa dünya, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin beş üyesinden birisinin saldırıları karşısında aciz kaldığını görmeye devam edecektir. "

Avrupa’nın tam merkezinde ve medeniyetin geliştiğini sandığımız 21. yüzyılda bir ülke sadece siyasi tercihlerinden dolayı havadan, karadan, denizden ve siber saldırılarla işgal edilmektedir. Günlerdir balistik füzelerle Ukrayna’daki masum insanları vurarak savaş suçu işleyen Rusya, dünyanın barış ve güvenliğinden sorumlu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimî beş üyesinden biridir. Savaşı Güvenlik Konsey’indeki Rusya’nın başlatması teşkilatın işlevini yitirdiğini bir kez daha göstermektedir.

İşgal mi ilhak mı?

Bir tezi savunurken doğru kavramları kullanmak, savunulan tezin olmazsa olmaz şartlarından biridir. İnsan, kavramlar üzerinden düşünerek anlamlandırma faaliyeti gerçekleştirir. Bu sebeple ancak kelimelerin doğru anlamlarını bilirsek bu kavramlar üzerinde doğru bir düşünce üretebiliriz. TDK, ilhak ve işgal kelimesini aynı anlama çıkabilecek şekilde açıklamaktadır. İki kelimenin anlamı da ele geçirmektir. TDK’de aynı anlama gelse de hukuki açıdan aynı anlama gelmemektedir. İlhak, hukukun verdiği hakka dayanarak bir bölgeyi ele geçirmektir. Bu hukuken tanınmış bir durumdur. İşgal ise hukuki bir dayanağı olmadan bir bölgeyi ele geçirmektir. Rusya’nın 2014’te Kırım’da yaptığı ilhak değil, işgaldir. Tıpkı bugünlerde Ukrayna’nın birçok bölgesine gerçekleştirdiği işgaller gibi. Rusya tamamen propaganda yöntemlerini kullanarak Kırım’ı işgal etmenin haklı sebeplerini oluşturmuştur.

Zihinlerin işgali

Zihinlerin işgal edilmesi ülkelerin işgal edilmesinden daha acı sonuçlar doğurmaktadır. Kaybedilen topraklar tekrar kazanılabilir ama işgal edilmiş zihinleri kazanmak en zorudur. Bu sebeple Rusya, Ukrayna’nın topraklarından önce insanların zihinlerini hedef alarak bu işgale zemin hazırlamıştır.

Rusya özellikle işgal ettiği topraklarda meşruiyetini sağlamak için tarihteki ve gündemdeki olayları manipüle ederek kendisini haklı çıkartmayı bir propaganda yöntemi olarak kullanmaktadır. Ukrayna’nın işgali için hazırladığı yöntem ise tarihte Ukrayna’nın Ruslar tarafından kurulmuş olduğu varsayımıdır.

Hibrit savaş

Hibrit savaş, birden fazla savaş aracının karmaşık şekilde kullanıldığı çağdaş bir savaş türüdür. Savaş ilan edilmeden provokasyon, algı operasyonu, siber saldırı ve ayrılıkçı grupları desteklemek gibi yöntemler kullanarak savaşı önceden sessiz bir şekilde başlatmaktır.

Savaş zaten 2014’te Rusya’nın Kırım’ı işgal etmesinden bu yana sürmekte olup hibrit savaş da bir süredir devam etmektedir. Rusya, Ukrayna’yı işgal etmeden önce provokasyon haberlerle insanları panik içine sürükledikten sonra bölgeye yerleştirdiği ayrılıkçı grupları destekleyerek toprakları Ukrayna’dan koparmayı hedeflemiştir. Bu savaşa sadece karadan, denizden, havadan değil; bilgi ve algı cephesinden de hazırlık yapılmıştır. Putin’in uzun zamandan beri konuşmaları işgale bir zemin hazırlama çabaları yönünde olmuştur. Tarihi çarpıtarak yalan haberlerle işgalini bir şekilde meşrulaştırmaya çalışmıştır.  Rusya, Ukrayna’yı önce içerden istikrarsızlaştırmaya çalışmıştır. İlk olarak protestolarla, yalan haberlerle, algılarla, ekonomiye zarar vererek başlamıştır. Rusya’nın asıl yapmak istediği Ukrayna’yı tıpkı Belarus gibi siyasi olarak işgal etmektir. Başkentlerde Kremlin’in atadığı liderlerin olmaması Rusya için o ülkenin işgal altına alınmasının en büyük gerekçesidir. Bugün Kiev’de Kremlin’i destekleyen bir lider olsaydı Ukrayna da işgal olmayacaktı. Bir ülkeyi askeri olarak işgal etmek kolay fakat korumak çok zordur. Ukrayna toprakları çok geniştir ayrıca vatandaşları da milliyetçidir bu sebeple ülkede istikrar sağlamak oldukça zordur. Bu teknikler etkili olmayınca geniş kapsamlı bir işgale geçilmiştir.

Birleşmiş Milletler kınama teşkilatı

Dünyanın barış ve güvenliğini korumakla görevli Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın Güvenlik Konseyi’nde daimî beş üyeden biri olan Rusya’nın, Ukrayna’da sivilleri de hedef alarak başlattığı hiçbir hukuki temeli olmayan işgal, dünyanın bu beş ülkeden büyük olduğunu bir kez daha hatırlamamızı sağlamıştır. Türkiye, “Dünya beşten büyüktür.” derken bu ciddiye alınmazsa dünya, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin beş üyesinden birisinin saldırıları karşısında aciz kaldığını görmeye devam edecektir. Bu garabet önlenmeli ve BM’nin yapısı bir an önce değişmelidir. Teşkilatın yapısı adaletsizlik üzerine kurulduğundan adalet getirmesi beklenemez. Gerçek manada küresel bir platform olabilmesi için demokratik olmayan yapısı değiştirilmelidir. Veto mekanizması ortadan kaldırılırsa konsey daha kolay karar alabilecek dolayısıyla işlevsel hale gelecektir. BM, dünya nüfusunun beklentilerini karşılamamaktadır. Teşkilat elinde veto yetkisi bulunduran ülkelerin manipülasyon aracı haline gelmiştir. Bundan dolayı da dünyanın BM’ye güveni kalmamıştır.

Barış ve güvenlikten sorumlu olan Birleşmiş Milletler kınama teşkilatına mı dönüştü, yoksa gerçek kullanım mekanizmaları var mı? Varsa ne zaman işleyecek? Bu işgal uzun vadede önemli sonuçları meydana getirebilir. Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi sadece Ukrayna’yı ilgilendirmemektedir. Bu sadece Ukrayna’nın değil tüm dünyanın sınavıdır. Eğer Rusya Ukrayna’yı uluslararası hukuka rağmen işgal ederek kendi topraklarına katarsa Çin de bunu örnek alıp Tayvan’ı işgal edebilir. Bu çok muhtemel bir olasılıktır. Dünya bu işgali engelleyemezse Çin için Tayvan da bundan sonraki adım olacaktır.